TAŞIYICININ SINIRLI SORUMLULUĞU

KARA YOLU İLE ULUSLARARASI EŞYA TAŞIMACILIĞINDA TAŞIYICININ SINIRLI SORUMLULUĞU

GİRİŞ

Uluslararası kara yolu ile yük taşımacılığında CMR (Convention Marchandises Rouiters) Konvansiyonu önemli bir yere sahiptir. Devletler bu konvansiyona aralarında çıkması muhtemelen olan kara yolu ile eşya taşıma konulu uyuşmazlıklarda ortak bir paydada buluşmak amacıyla taraf olmuştur. Çalışmada asıl konumuz CMR Konvansiyonuna taraf ülkeler arasındaki kara yolu taşıma işinde taşıyıcının sınırlı sorumluluğudur. Burada sırasıyla çalışmanın daha anlaşılır ve açıklayıcı olması amacıyla; önce CMR Konvansiyonu ve içeriğinden ve taşıyıcı kavramından bahsedilecek, sonrasında taşıyıcının sınırlı sorumluluğu, sorumluluk halinde istenebilecek tazminat ve taşıyıcının sınırlı sorumluluktan yararlanamayacağı haller ele alınacak ve çalışmamız sonuç kısmı ile son bulacaktır.

CMR KONVANSİYONU

  1. İçerik ve Uygulama Alanı

CMR’nin uygulama alanı bulması için yükleme yeri ülkesi ve teslim yeri ülkesinin birbirinden farklı olması, bu ülkelerin en az birinin akit ülke olması ve yüklerin taşıt (kara yolu taşıtı) ile ücret karşılığında taşınması gerekir. Yükleme yeri ve teslim yerinin aynı olduğu durumlarda CMR’nin uygulanması söz konusu olmayacak, ülkenin hukuku uyuşmazlığa uygulanacaktır. Sözleşmenin uygulanması için tarafların milliyeti ya da ikametgahı burada önem arz etmeyecektir, önemli olan yükleme yeri ve varma yerinin farklı olmasıdır. CMR’nin 1.maddesinin 4.fıkrasından açıkça anlaşıldığı üzere; posta, cenaze ve ev eşyaları yük sayılmayacak, bunların taşınmasının söz konusu olduğu durumlarda CMR hükümleri uygulama alanı bulmayacaktır. CMR’nin içerik ve uygulama alanı başlığını sonlandırmadan önce burada konvansiyonun 2.maddesine de değinmek gerekecektir. CMR’nin 2.maddesi multimodal (çoklu, karma) taşımayı konu alır. Multimodal taşımada tek bir sözleşme mevcuttur ancak taşıma işinde en az iki farklı taşıma modeli kullanılmalıdır. Tek bir sözleşmenin var olmasının gereği olarak da taşıyıcı tüm taşıma modellerinde yaşanacaklardan, daha kısa bir anlatımla tüm taşıma işinden sorumlu olacaktır. Yük boşaltılmadan model değiştirilecek, yükleme yeri ve varma yeri farklı olacaktır. Burada CMR’nin uygulama alanında sorun çıkması, yükün zarar görmesi ve yükün hangi aşamada zarar gördüğüyle alakalıdır. Yükün zarar gördüğü aşama belli değilse taşıyıcı CMR hükümlerine göre sorumlu olacaktır. Eğer yükün zarar gördüğü aşama belli ve zarar, değiştirilen yani farklı olan modelde meydana geldiyse burada ikili ayrıma gitmek gerekecektir. Bahsedilen ikili ayrım taşıyıcının kusurunun olup olmadığı konusunda gerçekleşecektir. Eğer taşıyıcının kusuru yoksa burada CMR hükümleri uygulama alanı bulmayacak, farklı model neyse sorumluluk bu modelin hukukuna tabi olacaktır. Taşıyıcının zararda kusurunun bulunması durumunda ise CMR’nin taşıyıcının sorumluluğuna dair hükümlere gidilecektir. CMR’de düzenlenmeyen bir konu uyuşmazlığı oluşturuyorsa ve taraflar uygulanacak hukuk konusunda bir seçim yapmamışsa kanunlar ihtilafı kuralları söz konusu olacaktır. MÖHUK md. 29 f.2 uyarınca hangi hukukun anlaşmazlığa uygulanması gerektiği belirlenecektir.
  1. Taşıma Senedi (Consignment Note)

 CMR madde 4, taşıma sözleşmesi bir taşıma senedinin düzenlenmesiyle teyit edilir diyerek en basit ve temel anlamıyla taşıma senedinin bir ispat vasıtası olduğunu açıklamıştır (Frachtbrief nitelik). Şöyle ki; taşıma sözleşmesi geçerli olarak zaten kurulmuştur, taşıma senedi bu sözleşmenin yalnızca kurulmuş olduğunu, varlığını gösteren bir belgedir. Bu sebeple taşıma senedinin kaybolması veya usule aykırı olması taşıma sözleşmesinin varlığı veya geçerliliğine ilişkin bir soru işareti yaratmayacaktır. CMR madde 9’da taşıma senedinin kanıt teşkil eden özelliği vurgulanmıştır. Buna göre taşıma senedi her iki tarafın da imzalamış olması koşuluyla sözleşmenin akdine, sözleşmenin koşullarına ve yükün taşıyıcı tarafından teslim alındığına kanıt oluşturur. (TTK md.858 benzer şekilde). Bir de taşıma senedinin karine teşkil ettiği hususlar vardır. Taşıma senedi her iki tarafın da imzalamış olması koşuluyla eşya ve ambalajın, taşıyıcı tarafından teslim alındığı sırada, görünüşünün iyi durumda olduğuna, taşınan paketin üstünde yazan sayı, işaret ve numaraların taşıma senedinde yer alan kayıtlara uygun olduğuna ve eşyanın ağırlığının senette yer alan kayıtlara uygun olduğuna karine teşkil eder. Sayılan ilk iki karine bakımından taşıma senedinin karine teşkil etmesi madde 8’de belirtilen çekincenin varlığına bağlı olacaktır. Taşıyıcının yükü teslim aldığı sırada bazı kontrol yükümlülükleri vardır. Eğer taşıyıcı bu kontrol sırasında bir çekince koyarsa taşıma senedi karine teşkil etmeyecektir. Ancak son karine açısından, taşıyıcı denetimi yapabilecek araçlara sahipse gönderenin talebi üzerine bu denetimi yapması gerekecektir. Taşıma senedi, madde 5’te de belirtildiği üzere 3 nüsha halinde düzenlenir. Gönderen ve taşıyıcı tarafından imzalanır. Taşıma senedinin kim tarafından düzenlendiği önem arz etmez. Birinci suret göndericiye (ihracatçı) verilir, ikincisi yükle birlikte gider (gönderilen, teslim alan), üçüncüsü ise taşıyıcı tarafından saklanır. Buradan şu anlaşılır ki; yük teslim edilirse üçünün de elinde imzalı belge olur ve bu üç kişi de dava açabilir. Taşıma senediyle ilgili karışıklık yaşanmaması adına son olarak şunu söylemeliyiz ki; taşıma senedi TIR karnesi, teşhis senedi, emtia senedi, kıymetli evrak anlamlarına gelmemektedir.

TAŞIYICI VE SINIRLI SORUMLULUĞU

  1. Taşıyıcı (Carrier) Kavramı

Ana konumuz taşıyıcının sınırlı sorumluluğuna geçmeden önce çalışmamızın başından beri bahsettiğimiz taşıyıcının kim olduğuna değinmekte fayda vardır. Kara yolu taşıması söz konusu olduğunda orijinali ‘’carrier’’ olan terim taşıyıcı olarak anılır. Taşıyıcı, eşya taşıma sözleşmesi açısından ‘eşyasını ücret karşılığında taşıtmak isteyen gönderene (sender) bizzat veya mümessili aracılığıyla taşıma taahhüdünde bulunan kişi’ olarak tanımlanabilir. Taşıyıcının eşyanın taşınması işi yanında eşyanın tehlikelere karşı korunması açısından da sorumluluğu bulunmaktadır.
  1. Taşıyıcının Sınırlı Sorumluluğu

Taşıyıcının sorumluluğunun söz konusu olabilmesi için taşıyıcının yükün zıyaı, yükün hasara uğraması ya da yükün gecikmesi hallerinde kusuru bulunması gerekir. Burada önce zıya, hasar ve gecikme kavramlarına yer vereceğiz.

a. Zıya Kavramı (Loss)

 Zıya halinde eşyanın gönderilene teslim edilmesi bir sebepten imkânsız hale gelmektedir. Bu durumda eşya tahrip olmuş olabilir, yanmış olabilir, kaybolmuş olabilir, kırılmış veya bozulmuş olabilir, hak sahibinin geri alması muhtemel olmayan bir şekilde başkasına teslim edilmiş olabilir. Zıyaı tam zıya ve kısmi zıya olarak iki ayrımda incelemek gerekir. Tam zıya halinde gönderilene hiçbir şeyin teslim edilememesi söz konusudur. Ancak gönderilene eksik ya da ağırlığında veya miktarında bir azalma olmuş şekilde teslim edilen bir eşya söz konusuysa burada kısmi zıyadan bahsedilecektir. Birkaç örnekle tam zıya ve kısmi zıya kavramlarının anlatımını zenginleştirmek gerekir. Bir eşyanın yanarak yok olması tam zıya halinin en basit örneklerinden biridir. Burada altının çizilmesi gereken bazı durumlar ortaya çıkabilir. Örneğin; bir satranç takımının piyonunun eksik olarak teslim edilmesi durumunda tam zıyadan söz etmek gerekir. Eğer teslim edilecek eşya açısından bir birlik söz konusuysa ve eksik olan parçasız tüm takım işlevini yitiriyorsa hiçbir şey teslim edilmemiş sayılır. Yine aynı şekilde teslim edilen buzdolabının tamir masrafı değerinden fazla tutacaksa burada da tam zıyadan söz etmek gerekir. 10 palet teslim edilmesi gereken portakalın 2 palet teslim edilmiş olması da bir kısmi zıya örneğidir. Zıyaın miktarı taşıyıcının sorumluluğunun esası açısından önem arz edecektir. CMR’de açık bir hüküm bulunmayan ancak uygulamada karşımıza çıkan bir tam zıya haline burada yer vermek doğru olacaktır. Ekonomik zarar (economic loss) diye adlandırabileceğimiz bu halde yük sağlam bir şekilde teslim edilmiştir ancak yükün teslim edilmiş olması gönderilenin ekonomik durumunu zarara uğratmaktadır. Gecikme yüzünden gönderilen, kardan zarar etmiştir. Örneğin; bir çiçekçi Hollanda’dan 13 şubatta gelmek üzere lale sipariş etmiş ancak laleler 15 şubatta çiçekçiye teslim edilmiş olsun. Çiçekçinin 14 şubatta laleleri satarak elde edeceği kar büyük oranda zarara uğrar ve hiçbir şey teslim edilmemiş sayılır. Eşyanın teslim edilecek noktaya geç ulaşması veya hiç ulaşmaması hallerinde de eşyanın zıyaından bahsedilebilir. CMR m.20’de bu konu düzenlenmiştir. Bu hükme göre; eğer kararlaştırılan bir taşıma süresi varsa sürenin bitimini izleyen 30 gün içinde, taşıma süresi kararlaştırılmamışsa eşyanın taşıyıcıya tesliminden itibaren 60 gün içinde taşınan eşyanın zıya hali söz konusu olur.

b. Hasar Kavramı (Damage)

Hasar kavramından bahsettiğimiz takdirde akla ilk gelen ‘’değer kaybı’’ olmalıdır. Eşyanın hasar görmesi, taşıyıcının yükü teslim aldığı andaki halinde olmamasıdır. Hasarın yalnızca dış görünüşte meydana gelmesi gerekmez. Hasarın her zaman eski hale getirilemeyecek şekilde olması da şart değildir. Eğer geri döndürme için fazla miktarda masraf yapılacaksa hasar sayılır. Hasarın varlığı hakkında net ve keskin şekilde örneklendirmektense somut olaya göre değerlendirilmesi daha doğru olacaktır. Eşyada hasar olmadan değer kaybı yaşanması CMR kapsamında değerlendirilmeyecektir.

c. Gecikme Kavramı (Delay)

Taşıyıcının sorumluluğunun söz konusu olduğu bir başka hal gecikme halidir. Burada ya tarafların anlaştığı bir zaman vardır (maktu süre) ya da tarafların anlaşmadığı ve taşımanın niteliklerine göre belirlenebilecek bir süre (makul süre) vardır. Taşıyıcının belirlemesi gereken rota gönderilene en hızlı ulaşacak rota değildir. Taşıyıcı, kural olarak yük için en güvenli rotayı seçmelidir. Eğer taşıma senedine varma süresiyle ilgili bir hüküm yazıldıysa (maktu süre) özel teslim günü belirtildiyse taşıyıcı o gün gönderilene ulaşmalıdır. Bu belirlenen günden sonraki günlerde gerçekleşen teslim gecikme sayılır. Gecikmeyi açıklarken ‘’malvarlıksal zarara (economic loss)’’ da değinmek gerekecektir. Belirlenen ya da makul olan teslim süresinin aşılması eşyada bir zarar değil de gönderilenin malvarlığında bir zarara yol açabilir. Bu zarar gönderilenin kar kaybını da kapsayacaktır. Taşıyıcının sorumluluğu, yükün taşınma amacıyla taşıyıcının koruma ve gözetimine bırakıldığı (taşıyıcının eşyayı teslim alması, zilyetliğin taşıyıcıya geçmesi) andan itibaren başlar ve yükün gönderilene teslim edilmesiyle son bulur. Eşya üzerinde tasarruf imkânı hakkı gönderilene (hak sahibine) sağlanmadan eşya teslim edilmiş sayılmaz. Bu geçerli teslim için bir koşuldur. Eşyanın taşıyıcı tarafından teslim alındığı an sorumluluk başlayacağından, taşıma işine başlanmamış olması ve bu zaman aralığında eşyanın zarar görmesi taşıyıcıyı sorumluluktan kurtarmayacaktır. CMR m.17 f.1, taşıyıcının sorumluluğunu hükme bağlamıştır. Bu hükme göre; taşıyıcı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar bunların kısmen veya tamamen zıyaından (loss) ve doğacak hasardan (damage) sorumludur. Aynı maddenin 2. ve 4. fıkraları taşıyıcının sorumluluktan kurtulmak için kullanacağı hükümlerdir. CMR m.17/2, taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı hallerden birini düzenlemiştir: ‘’Eğer zıya, hasar veya gecikme gönderilenin kusuru veya ihmalinden; taşıyıcının kusurundan değil de gönderilenin verdiği talimattan; yüke has bir kusurdan yahut da taşıyıcının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan (mücbir sebep) ileri gelmiş ise taşıyıcı sorumlu tutulamaz.’’  İlgili maddenin 4. fıkrasında da taşıyıcının sorumluluktan kurtulabileceği hallerden birisi düzenlenmiştir. Bu madde, CMR m.18, f. 2 ila 5’e uygun olmak üzere zıya veya hasar durumlarının maddede belirtilen koşullardan en az birinin (illiyet karinesi) doğal sonucu olan özel risklerden doğduğu durumlarda taşıyıcının sorumlu tutulamayacağını bildirmiştir. CMR m.18 f.2’ye göz atmak gerekirse: ‘’Taşıyıcı, durumun koşulları bakımından zıya veya hasarın m.17 f.4’de öngörülen özel risklerin bir veya daha fazlasına atfedilebildiğini belirlendiğinde, bunların bu nedenlerden ileri geldiği kabul edilir.’’ Anlaşıldığı üzere m.18/2 illiyet karinesini hükme bağlamıştır. CMR m. 17 f. 4’de belirtilen özel riskler ‘’taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı haller’’ (illiyet karinesi): a) Kullanılmasında anlaşmaya varılmış ve sevk mektubunda açıkça belirtilmiş olduğu üzere, madeni levha ile kaplanmamış açık taşıtlar kullanılması, b)Ambalajlanmadıkları veya kötü ambalajlandıkları zaman, özellikleri gereği fire veren veya hasara uğrayan malların ambalajlanmaması veya hatalı ambalajlanmış olması, c)Yükün gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden kişiler tarafından alınması, taşınması, yüklenmesi, yığılması veya boşaltılması, d)Özellikle kırılma, paslanma, çürüme, kuruma, normal fire yahut da güve ve haşerattan kısmen veya tamamen zarar görebilecek malların özelliği, e)Sandık veya paketlerin üzerindeki marka veya numaraların yetersiz veya hatalı oluşu, f)Canlı hayvan nakli.’’ (CMR m. 17/4) Taşıma ücretlerinin fazlalığı düşünülerek yaşanabilecek zararların tazmini makul bir zemine oturtulmaya çalışmış ve gerekli olan kara taşıma sürecinin işlenmesinin teşviki amacıyla taşıyıcının sorumluluğu sınırlı tutulmuştur.

TAŞIYICININ SORUMLULUĞU HALİNDE İSTENEBİLECEK TAZMİNAT

Eşyanın zıyaa veya hasara uğraması, taşıma süresinin aşılması kaynaklı gecikme yaşanması hallerinde bir zarar meydana gelir ve bu zarar taşıyıcının kusurundan meydana gelirse taşıyıcı tarafından ödenmesi gereken bir tazminat söz konusu olacaktır. Bu tazminat CMR m. 23 hükümlerine göre hesaplanacaktır. CMR m. 23, f.1 ve 2 zıya ve gecikme halinde zıya veya hasarın meydana gelmesi durumunda istenecek tazminatı düzenler. CMR m. 23/1’e göre taşıyıcı, yükün kısmen veya tamamen kaybından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğundan, bu tazminat yükün taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamandaki kıymetine göre hesaplanır. Bu hükmün anlamı tazminat hesaplanırken yükün yükleme yerindeki değerinin esas alınacağıdır. CMR m. 23/2 yükleme yerindeki değerin neye göre bulunacağını açıklar. Buna göre malın kıymeti, fatura değerine göre değil piyasa fiyatına göre belirlenir. İlgili maddenin 3. fıkrası tazminatın hesaplanışının üst limitini hükme bağlamıştır. Tazminat, eksik brüt ağırlığın kilogramı başına 8.33 hesap birimini aşmayacaktır. Hesap birimi, özel çekme hakkı denilen sadece taşıma hukukunda tazminat hesaplaması için kullanılan bir birimdir. Burada CMR m. 23 f. 4’e de değinmek gerekir. Bu fıkraya göre yükün taşınması dolayısıyla ödenen taşıma ücreti, gümrük resimleri ve diğer ödemeler tam zıya halinde tamamen ödenir. Yukarıda da bahsettiğimiz mal varlıksal zararın (economic loss) söz konusu olduğu durumlarda ise uygulanması gereken hüküm CMR m. 23, f.5’tir. Bu halde hak sahibi, zıya ve hasarın bundan kaynaklandığını kanıtlarsa taşıyıcı bu zıya ve hasar için taşıma ücretini geçmemek üzere tazminat öder. Burada üst limit CMR m. 23/3’ün aksine taşıma ücreti olarak belirlenmiştir. Hasar durumunda ödenecek tazminatın hesaplanması ise CMR m. 25 hükmüne göre olur. Bu hükme göre taşıyıcı yukarıda da bahsettiğimiz CMR m. 23, f. 1 ve 2’deki yükleme yerindeki piyasa değerine göre hesaplanmış kıymetten düşme karşılığı olan bedeli öder. CMR m. 25, f. 2 tazminatın üst limitini malın tamamının hasara uğradığı ve bir kısmının hasara uğradığı hal olarak iki ayrı şekilde belirlemiştir. Buna göre taşıyıcının ödeyeceği tazminat, eğer gönderilen malın tamamı hasara uğramışsa, tamamı kaybolduğundan ödenmesi gereken miktarı ve eğer gönderilen yükün bir kısmı hasara uğramışsa eksilen kısmı için ödenmesi gereken miktarı aşamaz.

DAVA SÜRECİ

  • Görevli ve Yetkili Mahkeme

CMR’nin uygulandığı davalarda taraflar aralarında sözleşme ile akit taraf mahkemelerden birini yetkili mahkeme olarak belirleyebilecekleri gibi ülke mahkemelerinde de dava açabilirler. CMR m. 31 gereğince ayrıca şu ülke mahkemelerinde de dava açılması mümkündür. Burada sayılanlar hariç başka mahkemelerde dava açılamaz: a)Davalının mutaden ikamet ettiği veya taşıma mukavelesinin akdedildiği esas iş yerinin veya şubesinin veyahut da acentesinin bulunduğu yerlerde, b)Taşıyıcın yükü aldığı veya teslim yeri olarak gösterilen yerlerde.
  • Zamanaşımı

CMR m. 32 gereği, CMR sözleşmesinden kaynaklanan zarar sebebiyle doğacak davaların genel zamanaşımı süresi bir yıldır. Ancak kast veya mahkemece kasta eş değer kusur olarak kabul edilen durumlarda bu süre üç yıldır. Bu süre şu tarihlerde başlar: a) Teslimde kısmi zıya, hasar veya gecikmelerde: teslim tarihinden itibaren b) Tam zıya halinde: kararlaştırılan zaman limiti bitiminden 30 gün sonra, kararlaştırılmış zaman limiti yoksa yükün taşıyıcı tarafından teslim alınmasından sonraki      60’ıncı günde, c) Bütün diğer durumlarda: taşıma mukavelesinin akdedildiği tarihten sonraki üç aylık dönemin sonunda. Limit döneminin işlemeye başladığı gün bu döneme dahil edilmeyecektir. 

TAŞIYICININ SINIRLI SORUMLULUKTAN YARARLANAMAYACAĞI HALLER

Taşıyıcının sınırlı sorumluluk hükümlerinden yararlanamayacağı haller iki fıkra halinde CMR m. 29’da düzenlenmiştir. Bu haller, kusurun ağırlığı ve yükün brüt ağırlığının tespit edilememesidir.  CMR m. 29, f. 1 kusurun ağırlığı bakımından kast (doğrudan ve dolaylı) ve kasta eş değer sayılan kusur (mahkemenin hukukuna göre) olarak iki halde incelemiştir. Bu hükme göre eğer zarar bu iki halden birisinden kaynaklı meydana gelmişse taşıyıcı, sınırlı sorumluluk hükümlerinden yararlanamayacaktır. CMR m. 29, f. 2 ise kast ve kasta eş değer kusurun taşıyıcının vekil veya çalışanları tarafından görevleri sırasında işlenmiş ise de sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanmayacağını hükme bağlamıştır. Taşıyıcının sınırlı sorumluluk hükümlerinden yararlanmaması gerektiğini iddia eden (zarar gören) davacı bunu ispatla da yükümlüdür. Zarar gören, zararın taşıyıcının davranışından doğduğunu, taşıyıcının zararın oluşmasında ağır kusuru olduğunun ve bu zararın doğabileceğinin bilincinde olduğunu ve zararın zıya veya hasar ya da gecikmeden doğduğunu ispat etmelidir. Yükün brüt ağırlığının tespit edilemediği halden de kısaca bahsedecek olursak burada şuna değinmek gerekir ki; eğer gönderilen (yük ilgilisi) zararını ispat etmişse ancak taşıyıcı eşyanın brüt ağırlığını tespit edememişse taşıyıcı sınırlı sorumluluk hükümlerinden yararlanamayacak ve zararın tamamını tazmin edecektir. Burada CMR’nin 30. maddesine de değinmek gerekecektir: Alıcı, taşıyıcı ile beraber durumlarını kontrol etmeden veya zıya ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde (iş günü) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu husus onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde alındığına kanıt oluşturur. Açıkça gözükmeyen zıya veya hasarlarda bildirme yazılı olarak yapılacaktır. Mal alıcı ve taşıyıcı tarafından kontrol edildikten sonra, bu kontrolün sonucuna uymayan kanıtlar ancak açıkça görülmeyen zıya ve hasarlar için kabul olunabilir. Ancak bunun için alıcının kontrolden sonra yedi gün içinde (iş günü) durumu yazılı olarak taşıyıcıya bildirmesi gereklidir. Yük alıcının kullanımına verildiği tarihten sonraki 21 gün içinde durum yazılı olarak taşıyıcıya bildirilmemiş ise, teslimdeki gecikmeler için tazminat ödenmez.

SONUÇ

Taşıyıcının yükün zıya, hasar veya gecikme durumlarından dolayı zarara uğraması halinde gönderilene karşı tazmin yükümlülüğü doğacaktır. Kara taşıma hukukunda taşıyıcının sınırlı sorumluluğu ilkesi geçerlidir. Sınırlı sorumluluk ilkesine göre taşıyıcının gönderilene ödeyeceği tazminatın zıya, hasar, gecikme durumlarında farklı olarak CMR hükümlerince ayrı bir hesaplanma şekli ve üst limiti vardır. Taşıyıcının kastı veya kasta eş değer sayılan kusurunun bulunduğu ya da yükün brüt ağırlığının tespit edilemediği zamanlarda ise sınırlı sorumluluk hükümleri uygulama alanı bulmayacaktır. Taşıyıcının sorumluluğunun sınırsız olduğu hallerde taşıyıcı zararın tamamını tazmin edecektir. İzmir en iyi avukat olarak, hukuki konularda size rehberlik etmek ve sorularınıza cevap vermek için buradayız. Diğer yazılarımıza göz atmak için linke tıklayabilirsiniz. Stj. Avukat İrem Türkoğlu Av. Dicle GÖKTAŞ Sosyal Medyada Bizi Takip edin https://www.facebook.com/kapitalhukuk https://www.instagram.com/kapitalhukuk/ https://tr.linkedin.com/company/kapi%CC%87tal-hukuk

KAYNAKÇA

  • CMR Konvansiyonu
  • Arslan KAYA, Taşıyıcının Kara Yolu ile Eşya Taşımasına İlişkin Uluslararası Sözleşme’de (CMR) Öngörülen Sorumluluğunun Esasları
  • Doç Dr. Ecehan YEŞİLOVA ARAS, CMR – Taşıma Senedinin İspat Kuvveti
  • Dr. Mertol CAN, Türk Taşıma Hukukunun Genel Esasları
  • Muharrem Gençtürk – İlhan YİĞİT, CMR Kapsamındaki Taşımalarda Taşıyıcının Sınırlı Sorumluluktan Yararlanamayacağı Haller
  • Sümeyre AKBURAK, Taşıyıcının Sorumluluğu Alanında CMR’nin 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na İktisabı

Son Yazılar

Hukuki Yardım Al

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN