Çalışan emekçilerin, uzun süreler aynı tempoda ve aynı işi yapmaktan dolayı işin niteliği ve yapılış şekli nedeniyle yapılan iş insan vücudunu etkilemekte ve meslek hastalığına neden olmaktadır. Bu durumda ise meslek hastalığına yakalanan kişi açısından maddi ve manevi tazminat talep edebilme hakkı ortaya çıkmaktadır. İş bu hastalık üzerine açılan tazminat davaları, çalışanın uğradığı iş gücü kaybının ve yaşanan olumsuz durumları tazmin edebilmek amacıyla açılan bir tazminat davası türüdür.
Meslek Hastalığı Nedir?
Meslek hastalığının tanımı İş Kanununda ; “Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir.” Şeklinde yapılmıştır.
Meslek Hastalığının Şartları
Sigortalının her hastalığı meslek hastalığı olarak kabul edilmez. Hastalığın meslek hastalığı olarak kabul edilebilmesi için bazı şartların varlığı gerekmektedir. Bu şartlar şu şekildedir;
1-) İşçilik Şartı: 5510 sayılı kanun, meslek hastalığı nedeniyle hak sahibi olabilecek kişi olarak “sigortalı” olan işçiyi göstermiştir. Ancak, işçi sigortalı olmasa bile, çalışması ve meslek hastalığı kurumca başka türlü tespit edilmediği takdirde, meslek hastalığı tespit davası açılarak hem sigortalılığın hem de meslek hastalığının tespit edilmesi mümkündür.
2-) İşin Yürütümü Sırasında Oluşması Şartı: Meslek hastalığı (hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik hâli) ile işçinin görev tanımına giren işin niteliği arasında bir nedensellik bağı bulunmalıdır.
3-)Süre Şartı: Meslek hastalığı işçinin belirli bir süre devamlılık arz eden çalışma sürecinde ortaya çıkmalıdır. Ani gelişen olaylar sonucunda ortaya çıkan bedensel ve ruhsal rahatsızlıkların ortaya çıkması “iş kazası” olarak nitelendirilir. Bu nedenle bir bulgunun meslek hastalığı olarak kabul edilebilmesi için yavaş yavaş ortaya çıkması gerekmektedir.
4-)Hastalık Şartı: Meslek hastalığı, Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Yönetmeliği ve Tüzüğü’nde yer alan hastalıklardan olmalıdır. Hastalık, işçiyi bedensel veya ruhsal açıdan etkileyerek bir engelliliğe yol açmalıdır. SGK sağlık raporuyla veya mahkemede açılan bir tespit davasıyla saptanmalıdır. Yönetmelikte belirlenmiş hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Meslek Hastalıkları Nelerdir?
Meslek hastalıkları Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü’nün 5. maddesinde tasnif edilerek aşağıdaki ana başlıklar halinde düzenlenmiştir:
Baş arızaları (kafa kemikleri, nöroloji, nöröşirürji, psikiatri arıza ve hastalıkları), göz arızaları, kulak arızaları, yüz arızaları,Boyun arızaları, göğüs hastalıkları, omuz ve kol arızaları, el bileği ve el arızaları, el parmakları arızaları, omurga arızaları, karın hastalık ve arızaları, pelvis ve alt ekstremite arızaları, endokrin, metabolizma kollagen doku, periferik damar hastalıkları, hematolojik ve romotoid hastalıklar, deri arızaları ve yanıklar meslek hastalıklarından sayılmıştır.
Bu hastalıklar dışında rahatsızlıkları olan ve meslek hastalığı olduğu düşünülen hastalıklar için son karar mercii Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’dur.
Meslek Hastalıkları Nasıl Tespit Edilir?
Meslek hastalığı neticesinde, bu hastalığı yakalanan işçinin meslekte güç kaybının hangi oranda olduğunun tespitinin yapılması son derece önemlidir. Çünkü bu oran, sigortalıya SGK tarafından gelir bağlanıp bağlanmayacağını, bağlanacaksa miktarını ve maddi ve manevi tazminat davası sonucunda verilecek tazminat miktarı ile doğrudan ilişkilidir. İşveren meslek hastalığına yakalanan işçisinin durumunu öğrenmesinden itibaren 3 iş günü içerisinde, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile Kuruma bilgi vermek ve bu durumu bildirmek zorundadır.
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 40. maddesine göre sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek hastalığına tutulduğu şu şekilde tespit edilir:
Sağlık Bakanlığı Meslek Hastalıkları Hastaneleri veya devlet üniversitesi hastaneleri tarafından usulüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurumu raporu ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu SGK Sağlık Kurulu tarafından meslek hastalığı ve mesleki güç kaybı oranı tespit edilir. Olayın meslek hastalığı olmadığı sonucu ile veya maluliyet oranının düşük gelmesi sonucu ile karşılaşırsanız Ankara’da bulunan SGK Yüksek Sağlık Kurulu’na itiraz edilebilir. Kurul’un verdiği karar SGK tarafından bağlayıcı nitelikte olacaktır.
İşçinin hastalığının SGK tarafından meslek hastalığı kabul edilmediği durumlarda işçi, iş mahkemesine meslek hastalığının tespiti amacıyla dava açabilir. İşbu dava hem işverene hem de SGK’ya karşı açılmalıdır.
Meslek Hastalığı Sebebiyle Açılan Tazminat Davaları
Meslek hastalığı nedeniyle tazminat davası açma hususundaki zamanaşımı süresi faalin ve zararın öğrenilmesinden itibaren 10 yıldır. Buradaki zarar kapsamı geniş yorumlanmalıdır.
Meslek hastalığına yakalanan işçi işverene karşı her türlü maddi ve manevi zararlarının karşılanması amacıyla tazminat davası açabilir. Maddi tazminat davası, işçinin meslek hastalığı nedeniyle uğradığı meslekte güç kaybı ve diğer zararlarını karşılamak üzere açılır. Maddi tazminatın kapsamınını belirleyen temel unsurları “tarafların kusur oranları, maluliyet varsa maluliyet oranı, işçinin en son geliri” şeklinde sıralayabiliriz. Meslek Hastalığına dayalı açılan tazminat davaları alanında uzmanlık gerektirmekte olup mutlaka hukuki danışmanlık alınarak hukuki süreç başlatılmalıdır. İzmir avukat meslek hastalığına bağlı tazminat davalarında işçilere hukuki danışmanlık sağlayarak, haklarını korumalarına yardımcı olabilirler.