ÇOCUKLARIN SANAL DÜNYADA KİŞİLİK HAKLARININ İHLALİ

Bu yazımızda çocukların sanal dünyada kişilik haklarının ihlali ve bu halde başlatılabilecek hukuki yolları ele alacağız.

Öyle ki, günümüzde internet kullanımındaki devasa artış sonucu Z kuşağı tamamıyla sanal dünyaya gözlerini açmış bulunmaktadır. Şimdilerde bu sanal dünya üzerinden hastane randevumuzu alıyor, bankacılık hizmetlerine ulaşıyor ve hatta birbirimizle iletişimi bile bu sanal dünya aracılığıyla sağlıyoruz. Böylesine hayatımızın bir parçası olan sanal dünyanın çocukları ve gençleri de etkilememesi imkânsız gözükmektedir.

GİRİŞ

Sanal dünya olarak adlandırılan internet siteleri ve uygulamaları, kişisel verilerin korunması özelinde çok zayıf denetimlerle ve hatta çoğu zaman denetimsiz bir biçimde faaliyet göstermektedir. Her gün milyonlarca insan kendilerince haklı nedenlerle kişisel veri olarak adlandırdığımız şahsi bilgilerini bu sanal dünya içinde binlerce kişinin önünde paylaşmakta, bir nevi kendilerini topluma ifşa etmektedir.

Daha da açık ifade etmek gerekirse sanal dünya milyonlarca insanın kişisel verisini barındıran bir okyanustur. Bu okyanusta doğruyu yanlıştan ayırt edebilme yeteneğine sahip olmayan çocukların yüzmeye çabalaması son derece tehlikeli olabilir.

Kişisel veri kavramını ele aldığımızda ise Kişisel Verilerin Korunması Kanununun 3. Maddesine göre kişisel veri “kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi” ifade etmektedir. Pek tabi çocukların ve gençlerin adı, soyadı, yaşı, doğum tarihi, fotoğrafları gibi kişiye ilişkin olan ve kişiyi niteleyen her türlü bilgisi kişisel veri olarak değerlendirilmektedir.

Çocukların kişisel verilerinin korunması, çocukların kişilik hakkının korunması ile yakın bir ilişki içindedir. Bu minvalde gerek çocuğun kişilik haklarının korunması gerekse çocuğun özel hayat hakkının korunması için hem ulusal kaynaklarda hem de uluslararası kaynaklarda çeşitli düzenlemeler mevcuttur. Ek olarak çocuğun kişisel verilerinin sanal dünyada bilinçsizce paylaşımı büyük risklere yol açabilir.

SANAL DÜNYADA ÇOCUĞUN KİŞİSEL VERİLERİNİN PAYLAŞILMASI HANGİ RİSKLERE YOL AÇAR?

Çocuğun adı, soyadı, yaşı, doğum tarihi, fotoğrafları gibi kişiye ilişkin olan ve kişiyi niteleyen her türlü bilgi kişisel veridir. Masum gibi gözüken paylaşımların sanal dünyada paylaşılması büyük tehlikelere yol açabilir. Bu paylaşımlar çocuğun onurunu kırmanın ve çocuğu rahatsız etmenin yanında kötü niyetli kişiler tarafından kötüye kullanılabilir.

Çocukların karşı karşıya gelebilecekleri bir diğer risk ise kimlik hırsızlığıdır. Özellikle paylaşımlarla birlikte çocuğun adının soyadının tam olarak verilmesi, doğum tarihi gibi bilgilerin tam olarak paylaşılması gibi durumlarda çocuklar, kimliklerinin çalınması durumu ile karşı karşıya kalabilmektedirler.

Çocukların karşılaşabilecekleri bir başka risk ise çocuk ve ebeveynleri arasında özel kalması gereken psikolojik ve sosyal bilgilerin, çocuklarda utanmaya sebep olacak bilgilerin ve görüntülerin sanal dünyada paylaşılmasıdır. Bu bilgilerin paylaşılması çocuk için ileriki yaşamında sorun teşkil edebilir. Diğer yandan bilinçli ya da bilinçsiz, ebeveynin çocuğunun kişilik hakkını ihlal ederek çocukluğunu çıkar amaçlı kullanması hukuka ve ahlaka aykırı bir durumdur.

Son yıllarda çocuklara ait bu verilerin paylaşımı sosyal medya fenomenliği, blog yazarlığı, youtuberlık, insta-mom adları altında güzellenmektedir. Sanal dünya araçları sayesinde maddi kazanç elde etmek için çocuğunun kişisel verisini kullanan ebeveynin paylaşımları ekonomik istismara yol açabilir.

ÇOCUĞUN ÖZEL HAYAT HAKKINI KORUYAN DÜZENLEMELER NELERDİR?

Öncelikle sadece çocukların değil, tüm bireylerin özel yaşamına müdahale edilmemesi gerektiğinin düzenlendiği İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi m.12’ye göre “Kimsenin özel yaşamına, ailesine konutuna ya da haberleşmesine keyfi olarak karışılamaz, şeref ve adına saldırılamaz. Herkesin bu gibi karışma ve saldırılara karşı yasa tarafından korunmaya hakkı vardır.” Bu düzenlemeden de açıkça görülüyor ki kişilerin özel hayatının korunması için çocuk ya da yetişkin olmaları önemsizdir.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi m.16’da çocuğun özel yaşantısı “Hiçbir çocuğun özel yaşantısına, aile, konut ve iletişimine keyfi ya da haksız bir biçimde müdahale yapılamayacağı gibi, onur ve itibarına da haksız olarak saldırılamaz.” şeklinde korunmuştur.

Yine Sözleşmenin 3. Maddesine göre “Taraf Devletler, çocuğun ana–babasının, vasilerinin ya da kendisinden hukuken sorumlu olan diğer kişilerin hak ve ödevlerini de göz önünde tutarak, esenliği için gerekli bakım ve korumayı sağlamayı üstlenirler ve bu amaçla tüm uygun yasal ve idari önlemleri alırlar.”

Çocuk haklarıyla ilgili yukarıda sayılan uluslararası mevzuatın yanında Türk hukuk sisteminde de düzenlemeler yapılmıştır. Türk hukukunda çocuk haklarının düzenlendiği, Çocuk Koruma Kanunu ve Çocukları Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu gibi özel kanunlar çıkarılmıştır. Buna ek olarak konu ile ilgili Türk Medeni Kanununda ve Türk Ceza Kanununda muhtelif hükümlere yer verilmiştir.

MEVZUATIMIZ BAKIMINDAN ÇOCUĞUN KİŞİSEL VERİLERİNİN KORUNMASI İÇİN BAŞLATILABİLECEK HUKUKİ YOLLAR NELERDİR?

Henüz ülkemizde hiçbir çocuk ailesine kişisel verilerinin ihlali sebebiyle dava açmamıştır. Ancak yukarıda değinildiği gibi sosyal medya fenomenliği, blog yazarlığı, youtuberlık, insta-mom’luk ve daha nice sanal dünya ile bağlantılı meslek grubu mensubu sayısı bu ivmede artış gösterirse çocukların kişisel veri ihlali sebebi ile ailesine dava açmaları şaşılacak bir durum olmaktan çıkacaktır. Bu çerçevede sanal dünyada ebeveynleri tarafından rıza dışı fotoğraf, video vb. paylaşımları mevcut olan çocukların kişisel haklarını korumak amacıyla ebeveynine karşı hukuki süreç başlatabilecekleri unutulmamalıdır.

  1. Çocuğun Ana Babaya Karşı Korunmasına İlişkin Önlemler ve Son Çare Olarak Velayet Hakkının Kaldırılması

TMK, çocuğun haklarının ihlali durumunda alınabilecek önlemler bakımından hâkime oldukça geniş bir takdir hakkı tanımıştır. Hâkime tanınmış olan bu geniş takdir yetkisinin içerdiği önlemlere ilk örnek, ana babanın ihtar edilmesi, ana babadan ihlalin etkilerinin giderileceğine ilişkin bilgi istenilmesi ve çocuğa eğitim kayyımı atanması gösterilebilir.

İkinci örnek belirli şartlar dâhilinde çocuğun ebeveynden alınması önlemi düzenlenmiştir. TMK m.347/1’e göre çocuğun bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunur veya çocuk terk edilmiş hâlde kalırsa hâkim, çocuğu ana ve babadan alarak bir aile yanına veya bir kuruma yerleştirebilir.

Son olarak TMK m.348. maddesine göre bu önlemlerin çocuğun üstün yararını koruma hususunda sonuçsuz kalması veya yetersiz kalacağının önceden anlaşılması halinde iki sebebe dayalı olarak velayet kaldırılabilir. Velayetin kaldırılabileceği özel sebepler şunlardır:

  • Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi.
  • Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması.

Ebeveynin sanal dünyada çocuğunun kişisel verilerini maddi gelir sağlamak için ihlal etmesi veya reklam iş birlikleri çerçevesinde belirli bir ürünü kullanırken çekilmiş görüntülerini paylaşması, çocuğun sosyal, fiziksel, manevi ve benzeri açılardan gelişimine olumsuz zararlar verebilir. Böyle bir durumda, bahsi geçen olumsuz etkiler, çocuğun menfaatini ve gelişmesini tehlikeye düşürdüğü ölçüde ve tehlikeyle orantılı olarak TMK m. 346 – 348’de düzenlenen önlemlerin alınması gündeme getirebilir.

  1. Kişiliği Koruyan Davalar

Kanun koyucu kişiliğin korunmasını, hukuki işlemle yapılan saldırılara karşı ve hukuka aykırı fiille yapılan saldırılara karşı olmak üzere iki ayrı düzenlemeyle ele almıştır. Ebeveynin sanal dünyada isim, adres, fotoğraf, video, ses kaydı ve düzenlenmiş içerikler gibi çocuğun kişisel verilerini hukuka aykırı olarak paylaşması durumunda, çocuğun kişiliğine hukuka aykırı fiille yapılan bir saldırı söz konusu olur.

Bu durumda çocuğun kişiliğin korunmasını sağlamak üzere açılabilen, üç farklı dava düzenlenmiştir. Bu davalardan hangisinin açılabileceği, saldırının bulunduğu aşamaya göre belirlenir.

Henüz gerçekleşmemiş ancak gerçekleşmesi yönünde ciddi ve yakın bir tehlike bulunan hukuka aykırı saldırılar bakımından tehlikenin önlenmesi davası açılabilir. Saldırı başlamış ve devam etmekte ise saldırıya son verilmesi, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının da hukuka aykırılığının tespiti davaları açılabilir.

  1. Tazminat Davası

TMK m.25/1’e göre kişisel verileri sanal dünyada yayınlandığından dolayı saldırıya uğrayan çocuk, hukuka aykırı saldırının yarattığı zararları gidermek amacıyla koruyucu davalardan ayrı olarak tazminat davası açabilir. Tazminat davasının genel koşullarından olan haksız fiilin unsurları bu dava bakımından da aranır.

Ebeveynin çocuğunun kişisel verilerini sanal dünyada paylaşması ile kişisel verilerinin ihlali sebebiyle açılan tazminat davalarında haksız fiil zamanaşımı uygulanır. Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.

Manevi tazminat davası açma hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Manevi tazminat talebi için eğer çocuk kişisel verilerinin ebeveyni tarafından ihlal edilmesi sonucunda kendisinde manevi acı, elem ve ıstırap biçiminde tarif edilebilecek olan manevi zararın meydana gelmiş olduğunu ispatlarsa manevi tazminata da hak kazanacaktır.

  1. Hukuka Aykırı Saldırı Dolayısıyla Elde Edilmiş Olan Kazancın İadesi Davası

Sanal dünyada genellikle yüksek sayıda takipçisi olan ebeveynler iş birlikleri kapsamında çocuğunun masumiyetini kullanarak kazanç elde etmektedir. Genellikle bir firmanın ürünleri veya faaliyetlerinin reklamı çocuk aracılığı ile sanal dünyada yapılarak ilgili ürün veya faaliyetin reklamının yapılması karşılığında ebeveyn kazanç elde eder.

Bu gibi durumlarda ebeveynin saldırı dolayısıyla elde ettiği bir kazanç varsa, bu kazancın çocuğa iadesi gündeme gelebilir. Söz konusu kazancın, hukuka aykırı bir saldırı dolayısıyla kazanıldığının tespit edilmesi halinde, TMK m.25/III’e göre iade davası açılabilecektir.

Kişilik hakkını ihlal eden hukuka aykırı saldırı sonucunda failin elde ettiği haksız kazancın iadesi davası, gerçek olmayan vekâletsiz iş görme hükümlerine göre gerçekleştirilir. Zamanaşımı, haksız fiil zamanaşımıdır. Bu davada kusur aranmaz. İade edilecek kazancın miktarını hâkim takdir eder.

  1. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Bakımından Çocuğun Kişisel Verilerinin Korunması

Kişisel verileri hukuka aykırı bir biçimde sanal dünyada paylaşılan çocuğun KVKK hükümlerine göre ebeveynlerine herhangi bir talep yöneltip yöneltemeyeceği sorusunun cevabı, eylemin KVKK kapsamında olup olmadığına bağlıdır. KVKK m.2/1’e göre “Bu Kanun hükümleri, kişisel verileri işlenen gerçek kişiler ile bu verileri tamamen veya kısmen otomatik olan ya da herhangi bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla işleyen gerçek ve tüzel kişiler hakkında uygulanır.”

Yani kanunun uygulanabilmesi için kişisel verileri işlenen gerçek kişi ve tamamen veya kısmen otomatik yollarla veya otomatik olmayan yollarla olsa bile bir veri kayıt sisteminin parçası olan işleme faaliyeti söz konusu olmalıdır. Ebeveynlerin sanal dünyada çocuğun kişisel verilerini paylaşması bu şartlar altında değerlendirilecek olunursa, çocuğun bir gerçek kişi olması ve bu veri işleme faaliyetinin tamamen veya kısmen otomatik yollarla gerçekleşmesi yönleri ile ilk şart sağlanmaktadır.

Buna ilaveten bu kişisel verilerin veri kayıt sistemindeki kriterlere göre yapılandırılarak işlenmesi gerekir. Ayrıca kanun, daha çok birden fazla sayıda kişinin verilerinin işlenmesiyle ve kategorize edilmesiyle ilgili faaliyetleri düzenlemektedir.

Ebeveynlerin çocuğun kişisel verilerini sanal dünyada paylaşması faaliyeti açısından, sadece bir kişinin verilerinin işlenmesi ve verilerin herhangi bir kritere göre yapılandırılarak işlenmesi söz konusu değildir. Bu nedenle bu faaliyetin bir veri kayıt sisteminin parçası olduğu söylenemez.

Veri kayıt sistemi, kişisel verilere ulaşımı kolaylaştıracak şekilde ve belirli bir kritere göre yapılandırılmış kayıt sistemini ifade etmektedir. Bir dosyalama sistemi olarak nitelendirilebilecek veri kayıt sistemi sadece dijital yahut elektronik ortamda oluşturulması gereken bir sistem değildir. Veri kayıt sistemi fiziki ortamda oluşturulan kayıtlar bakımından da geçerlidir.

Otomatik olmayan yollarla işlenen kişisel veriler bir veri kayıt sisteminin parçası değilse Kanun kapsamında değerlendirilmeyecektir. Ancak bu tür verilere ilişkin hukuka aykırı eylemler Türk Ceza Kanunu uyarınca suç teşkil etmeye devam edecektir.

Veri işleyen ebeveyn de olsa, eğer veriyi otomatik yollarla veya bir veri kayıt sisteminin parçası olarak otomatik olmayan yollarla işliyorsa KVKK kapsamında olacağını ve bu kanundaki imkânların kendisine karşı ileri sürülebileceğini de belirtmek gerekir.

SONUÇ

Sanal dünyada bireyler her gün milyonlarca paylaşım yapmaktadırlar. Ne yazık ki sanal dünyada yapılan bu paylaşımlar güçlü denetimlerden geçmemektedir. Bu denli tehlikeli ortamlarda çocukların ve gençlerin görüntülerini, adlarını, adreslerini, yaşlarını ve daha nice kişisel verilerini paylaşmak tehlike arz eder. Çoğu zaman ebeveynler de tehlikenin farkında olmadan, bilinçsizce paylaşım yapmaktadırlar. Sanal dünyada çocuklar ve gençler karşı karşıya kalabilecekleri tehlikeler konusunda aydınlatılmalıdır. Çünkü yazımızda da ifade ettiğimiz gibi çocuklar ve gençler kişiliğe sıkı sıkıya bağlı hakları hakkında dava açabilirler. Unutulmamalıdır ki böyle bir aksiyon başlatılacaksa alanında uzman hukukçulardan yardım alınması önem arz eder.

Avukat İzmir olarak, hukuki konularda size rehberlik etmek ve sorularınıza cevap vermek için buradayız. Diğer yazılarımıza göz atmak için linke tıklayabilirsiniz.

Yaz Stajyeri Dilek OĞUZ

Av. Özge AKTAŞ

Sosyal Medyada Bizi Takip edin

https://www.facebook.com/kapitalhukuk

https://www.instagram.com/kapitallegal/

https://tr.linkedin.com/company/kapi%CC%87tal-hukukv

Son Yazılar

Hukuki Yardım Al

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN