Bedensel Yaralanmalı Trafik Kazası

Bu makalemizde Trafik Kazası Sonucu Oluşan Bedensel Zararın Tazminatı konusunu inceleyeceğiz.

En az bir motorlu aracın katıldığı trafik kazalarında kişinin veya kişilerin bedenen zarara uğramasına yaralamalı trafik kazası denir. Yaralamalı trafik kazalarında motorlu araçlar nedeniyle meydana gelen zararlar için, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 2918 sayılı 88/1. maddesine göre, aracı işleten, sürücü ve sigorta şirketi müteselsilen sorumlu olur. Kaza sonucu yaralanan kişi bedensel zararlarını kusur payı oranında kusurlu araç işleten ve aracın sigorta şirketinden isteyebilir.

Yazımızda trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar tazminatının hangi kalemler üzerinden kimlerden, hangi kuruluşlardan ve nasıl talep edilebileceğini inceledik.

Trafik Kazası
Trafik Kazası

Bedensel zarar kalemleri, Türk Borçlar Kanunu’nun 54. Maddesinde, kanunda sayılanlarla sınır olmadığı ifade edilerek, “tedavi giderleri”, “kazanç kaybı”, “çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar” ve “ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar”  olarak sıralanmıştır.

Bedensel Yaralanmalı Trafik Kazası Zarar Kalemleri

  1. Tedavi ve İyileştirme Giderleri

Bedensel zararın giderilmesi ve artmasının önlenmesi amacıyla yapılan tedavi masraflarıdır. Kişinin eski sağlığına ve günlük işlerini sürdürebilecek duruma gelinceye kadar yapılan masraflar da iyileştirme giderleridir.

Tedavi giderlerinin karşılanması konusunda Karayolları Trafik Kanunu 98. Madde’de sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi düzenlenmiştir. Bu maddeye göre trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır.

Bu hükümle tedavi ve iyileştirme masraflarının tazminat sorumluluğu SGK’ye yüklenmiş gözükse de bu sigorta şirketlerinin sorumluluğunu tamamen ortadan kaldırıldığı anlamına gelmemektedir.

Çünkü SGK, ödemelerini Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alan hükümlere göre ödemektedir ki bu da belgesiz tedavi giderlerini içermediği gibi SGK ile anlaşması olmayan özel sağlık kuruşlularında yapılan tedavi giderlerinin yalnızca bir kısmı SGK tarafından karşılanacak demektir.

SGK’nin karşılamadığı tedavi ve iyileştirme giderleri üzerinde motorlu aracın işleteni ve sigorta şirketinin sorumluluğu devam edecektir. Yargıtay’ın görüşü de bu yöndedir.

“2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğinde kuşku yoktur. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.”

Yargıtay 17. HD, E. 2015/9347 K. 2018/4033 T. 11.4.2018

  • Kazanç Kaybı

Geçici iş göremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı; meydana gelen kaza nedeniyle kişinin geçici bir süre gelir getiren işinde çalışamaması sonucunda elde edemediği gelir demektir. Yani bedensel zarar gören kazazedenin bu zarara uğramasaydı elde etmesi muhtemel olan ne kadar gelirden mahrum kaldığıdır.

Geçici iş göremezlik tazminatından araç işleteni ve sigorta şirketi sorumludur. Bu tazminat istemi bir sağlık hizmeti bedeline bağlı olmadığından KTK madde 98 hükmü bu kayıp için uygulanmaz ve tazminat sorumluluğu SGK’ye geçmez.

Nitekim Yargıtay içtihadı da bu yöndedir.

“Yasa lafzından da açıkça anlaşılacağı üzere sigorta şirketlerinin yükümlüğü sadece “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri” yönünden sona erecek olup bu kurumlar tarafından karşılanmayan ulaşım, yemek, refakatçi ücreti gibi sair tedavi giderleri, bakıcı giderleri ve geçici iş göremezlik zararları halen tedavi giderleri teminatından ödenmek üzere davalı sigorta şirketinin sorumluluğundadır.”

Yargıtay 17. HD, E. 2013/15416 K. 2015/2380 T. 10.2.2015

  • Doğan Kayıplar

Sürekli iş göremezlik, bir kişinin geçirdiği kaza sonucu bedensel faaliyetlerini kalıcı bir şekilde yerine getiremeyecek hale gelmesi nedeniyle sürekli iş ve kazanç kaybını ifade eder. Bu durum, genellikle bir maluliyet raporuyla teyit edilir.

Tazminat miktarı kişinin yaşı, kaza öncesi maaşı, kazadaki kusur oranı ve kaza sebebiyle oluşan maluliyet oranı dikkate alınarak hesaplanır. İş göremezlik tazminatı aracı işleten, sürücü ve sigorta şirketinden talep edilebilir.

Yargıtay verdiği bir kararda iş göremezlik zararının bedensel zararlardan olmadığı gerekçesi ile davalı sigorta şirketinin bu kalemdeki zararından sorumlu olmayacağına dair ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararını bozmuştur.

“Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için” davalıdan talepte bulunulabilir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54.maddesinde; Bedensel zararların, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu belirtilmiştir. Anılan bu yasal düzenlemeler karşısında iş göremezlik (maluliyet – çalışma gücü kaybı zararı) tazminatı isteminin bedensel zararlar kapsamında olduğunun kabulü gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir.”

Yargıtay 17. HD., E. 2013/2460 K. 2014/1530 T. 11.2.2014

Beden gücü azalan bir kişinin gelirinde bir azalma olmasa bile, aynı kazancı elde etmek için yaşıtlarına ve aynı işi yapanlara göre daha fazla güç veya çaba harcaması gerekiyorsa, “güç (efor) kaybı tazminatı” talep etme hakkına sahip olduğu kabul edilir. Yargıtay, gelir kaybı kriteri yanı sıra efor kaybı kriterini de kazanç kaybını değerlendirmesine alır.

“Mahkemece her ne kadar davacının emekli olduğu ve bu nedenle gelir kaybı olmadığı gerekçesiyle iş gücü kaybı tazminatı talebi konusundaki dava reddedilmiş ise de varılan sonuç doğru görülmemiştir. Davacının işgücü kaybı tazminatına ilişkin talebi, efor kaybı ile ilgilidir. Davacının başkalarına göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceği ve bu nedenle zarar hesabı yapılacağı Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğidir. Bu durumda, davacının daimi işgücü kaybı nedeniyle tazminat talep edebileceği kabul edilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.”

Yargıtay 17.HD, E. 2013/17213 K. 2015/3818 T. 03.03.2015

  • Ekonomik Geleceğin Sarsılmasından Doğan Kayıplar

Ekonomik gelecekteki belirsizlik nedeniyle meydana gelen kayıplar, bir kişinin bir kaza sonucunda yürüttüğü meslekle ilgili yeteneklerini kaybetmesi durumunu ifade eder. Bu, kişinin sakat kalması ve yaralanmadan sonra elde edebileceği gelir ile yaralanmadan önce kazanabileceği gelir arasındaki farkı temsil eder. Örneğin trafik kazasında bedenen yaralanan ve antrenmanlarına uzun bir süre devam edemeyen profesyonel bir sporcunun ekonomik geleceğinin sarsılmasından dolayı bir tazminat talebi olabilir.

“Somut olayda davacı vekilince profesyonel futbolcu olan davacının kaza sonucu bacak ve omuzunda yaşadığı sakatlık sonucu ekonomik geleceğin sarsılması nedeni ile maddi tazminat da talep edilmiştir. Bu nedenle dava konusu olayda zarar görenin 22 yaşında genç bir futbolcu olması ve bu kişinin mesleğinde yükselmesine engel olması gibi hallerde de zarar görenin ekonomik geleceğinin sarsıldığından bahsedilir.”

Yargıtay 17. HD E. 2014/24918 K. 2017/5131 T. 08.05.2017

Sigorta Şirketlerine Manevi Tazminat İçin Başvurulabilir mi?

Kişi bir kaza sonucunda bedensel bir kayıp yaşamasa bile ruhsal olarak etkilenebilir, travma yaşayabilir. Zarar gören kişi ve yakınları araç işleteni ve sürücüye karşı manevi tazminat talebinde bulunabilirler.

Sigorta şirketinin manevi sorumluluğu ise sigorta poliçesinde belirtilip belirtilmediğine bağlıdır manevi kayıplar zorunlu trafik sigortalarının ana teminatları kapsamında değildir.

Bedensel Zararın Tazmini İçin Zamanaşımı

KTK’nin 109/1 maddesi göre; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl süreyle zamanaşımı uğramaktadır.

Keza trafik kazalarını haksız fiil hükümlerine göre değerlendirdiğimizde de Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinde haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların, mağdurun zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu düzenlenmiştir.

Bedensel Zararın Tazmini İçin Sigorta Şirketine Nasıl Başvurulur?

KTK madde 97’de aynen “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü yer almaktadır.

Trafik kazasında sonucu mağdur olan kişinin ortaya çıkan zararlarının karşılanması için önce sigorta şirketine yazılı bir başvurunun yapılması zorunludur. Sigorta şirketinin 15 gün içinde olumsuz dönüş yapması veya dönüş yapmaması durumunda Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuruda bulunabilir ya da adli yargıda dava yoluna gidilebilir.

Bedensel Zararın Oluştuğu Yaralamalı Kazalarda Sigortaya Zorunlu Başvuruda Gerekli Belgeler

  • Trafik kazası tespit tutanağı,
  • Kazaya karışan araçlara ilişkin ruhsat örnekleri,
  • Kazaya ilişkin fotoğraflar,
  • Hastane raporu (taburcu edildiğine dair) veya epikriz raporu, tedavi masraflarına ilişkin faturalar,
  • Taleplerini içeren ve kazanın anlatıldığı başvuru dilekçesi,
  • Başvuru sahibine ait banka hesap bilgileri,
  • Var ise ceza yargılamasında kusuru ve zararı ispatlayan belgeler vb.
  • Var ise sigorta şirketinin talep edebileceği ilave evraklar,

Trafik kazası sonucu meydana gelen bedensel zararlar, mağdurların hayatlarını olumsuz etkileyebilecek ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, sürecin en etkin şekilde yönetilmesi ve tarafların hak kaybına uğramaması adına uzman bir avukata başvurulup hukuki destek alınması son derece önemlidir.

Hukuk Öğrencisi EZGİ ÇAMCA

Av. ŞÜKRAN ŞEVVAL KURNAZ

Sosyal Medyada Bizi Takip edin

https://www.facebook.com/kapitalhukuk

https://www.instagram.com/kapitallegal/

https://tr.linkedin.com/company/kapi%CC%87tal-hukukv

Son Yazılar

Hukuki Yardım Al

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN