Cebri İcra Ne Demek? Nasıl Yapılır?

Bu yazıda, icra hukuku kavramlarını detaylıca ele alacak, borç tahsil süreçlerinin nasıl işlediğini kapsamlı bir şekilde inceleyecek ve cebri icra nedir sorusunu cevaplandıracağız.

Genel olarak İcra ve İflas Kanunu (İİK), borçların alacaklılara tahsili için yasal düzenlemeler getiren temel mevzuattır ve bu kanun, borçluların haklarını gözetirken, alacaklıların mağduriyetini önlemeyi amaçlar. Süreçte karşılaşılan ilâmlı ve ilâmsız icra, haciz işlemleri ve cebrî icra gibi temel kavramları örneklerle birlikte açıklayacağız. Bu yazı, tarafların hukuki hak ve sorumlulukları ile sürecin işleyişine dair pratik bilgiler sunarak okuyucu olarak sizlere, icra hukuku hakkında kapsamlı bir bilgi sağlayacaktır.

İcra hukuku, alacaklı ve borçlu ilişkilerinde devletin zorlayıcı gücünü devreye sokarak borç tahsilini güvence altına almayı hedefler. Alacaklı taraf, borç tahsil edilemediğinde icra takibi başlatarak borçlunun malvarlığına, gelirine veya banka hesaplarına el koyulmasını talep edebilir. İcra süreci, belirli usullere bağlı olarak yürütülür ve icra daireleri tarafından denetlenir. İcra takibi, genellikle borçlu ile alacaklı arasında anlaşma sağlanamaması durumunda başlatılır ve sürecin her aşamasında belirli yasal süreler ve prosedürler izlenir. Borcun türüne ve belgenin niteliğine göre farklı takip yolları uygulanır.

Her yıl Türkiye’de on binlerce icra dosyası açılmaktadır ve birçok kişi, çeşitli sebeplerle borç yükümlülüğünü zamanında yerine getiremediği için icra takibi ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu bağlamda, icra hukuku yalnızca bireyler için değil, şirketler, bankalar, kurumlar ve ticari işletmeler açısından da büyük önem taşır. İcra sürecinin doğru yönetilmesi, alacaklıların haklarını zamanında ve etkili şekilde korurken, borçluların da yasal haklarını kullanmasını sağlar. Sürecin karmaşıklığı nedeniyle, tarafların hak kaybına uğramamaları için icra süreçlerine hâkim olmaları, hukuki danışmanlık almaları büyük önem taşımaktadır.

Bu rehber niteliğindeki yazıda, ilâmlı ve ilâmsız icra yolları gibi icra sürecinin temel yöntemlerini, haciz işlemleri ve cebrî icra uygulamaları ile borcun tahsil edilmesinde izlenen yolları detaylandıracağız. Her bir icra türü, borçlunun hakları ve yükümlülükleri ile birlikte ele alınacak ve ilgili konular örnek olaylarla destekleyeceğiz. Yazının sonunda, okuyucu olarak sizler, icra takibine nasıl itiraz edilebileceğini, sürecin nasıl ilerleyeceğini ve icra işlemlerinde haklarını nasıl koruyabileceklerini öğrenmiş olacaksınız.

İcra Hukuku (Cebri İcra Hukuku) Nedir?

İlk başta bu kavramın ne olduğunu bilmekte fayda mülahaza etmekteyiz. Genel itibariyle İcra hukuku, borçlunun borcunu kendi rızasıyla ödememesi durumunda, alacaklının talebi üzerine devletin zorlayıcı gücü kullanılarak borcun tahsil edilmesini sağlayan hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, bireylerin, şirketlerin veya kurumların alacaklarını güvence altına alarak borç-alacak ilişkilerini düzenlemek amacı taşır. İcra ve İflas Kanunu (İİK), icra hukuku kapsamındaki tüm işlemleri ayrıntılı olarak düzenler ve sürecin nasıl işleyeceğini belirler. İcra hukukunun amacı, alacaklının zarar görmesini önlemek, alacak tahsilini güvence altına almak ve aynı zamanda borçlunun haklarını da koruyarak adil bir süreç yürütülmesini sağlamaktır.

İcra Hukukunun Önemi

Her yıl binlerce birey ve kurum, ödemelerini zamanında yapamadıkları için icra takibi ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu nedenle icra hukuku, sadece bireysel borç-alacak ilişkilerinde değil, ticari sözleşmelerin uygulanmasında, bankalar arası finansal işlemlerde, kira ilişkilerinde ve aile hukukunda (nafaka ödemeleri gibi) da önemli bir işleve sahiptir.

Özellikle büyük ölçekli finansal işlemler ve uzun vadeli borçlanma anlaşmaları icra hukukuna bağımlıdır. Örneğin, bankalar, müşterilerine kredi verirken borcun zamanında ödenmemesi durumunda, icra yoluna başvurma hakkına sahiptir. Benzer şekilde, kira sözleşmesinde kiracının borcunu ödememesi durumunda, ev sahibi icra takibi yoluyla kiracının tahliyesini talep edebilir. Bu durumlar, icra hukukunun ne kadar geniş bir alanı kapsadığını ve toplum hayatında nasıl bir düzen sağladığını gösterir.

İcra Takibi Nasıl İşler?

İcra hukuku kapsamındaki işlemler, icra daireleri tarafından yürütülür. Her il ve ilçede bir veya birden fazla icra dairesi bulunur ve bu daireler, alacaklıların başvurularını inceleyerek icra takibini başlatır.

İcra süreci, belirli usul ve kurallara bağlıdır. Alacaklı, borçlunun borcunu ödememesi durumunda, icra dairesine başvurarak borcun tahsili için icra takibi talebinde bulunur.

Başvurunun ardından, icra dairesi borçluya ödeme emri gönderir. Ödeme emri, borçlunun borcunu belirli bir süre içinde ödemesini ya da borcun varlığına itiraz etmesi imkanını içermektedir. İtiraz edilmezse veya ödeme yapılmazsa, takip kesinleşmekte ve icra işlemleri devam etmektedir.

Artık bu aşamada, alacaklının talebi doğrultusunda borçlunun malvarlığına haciz konulabilir veya maaşına el konulabilecektir.

Her ne kadar sırf alacaklının haklarını koruma yolu gibi gözükse de İcra hukuku (Cebri İcra), alacaklıların haklarını korurken, aslında borçluların da yasal haklarını kullanmalarına imkân tanır. Borçlu, usulsüz işlemler için icra dairesine şikâyette bulunabilir ya da borcun gerçekten ödenmiş olduğunu kanıtlayarak takibin iptalini talep edebilir ya da direk takibe itiraz edebilir.

İcra Hukukunda Tarafların Rolleri Nelerdir?

İcra hukuku sürecinde iki temel taraf bulunur: alacaklı ve borçlu. Alacaklı, cebri icra sürecini başlatan taraftır ve borçlunun borcunu tahsil edemediği durumlarda, icra dairesine başvurarak takip başlatma hakkına sahiptir. Borçlu ise borcun kendisine bildirildiği andan itibaren belirli hak ve yükümlülüklere sahiptir. İcra hukuku, her iki tarafın haklarını dengeli bir şekilde düzenlemektedir.

Alacaklının Hakları:

  • İcra takibi başlatma hakkı: Alacaklı, borcun ödenmemesi durumunda icra dairesine başvurarak takip talep edebilir.
  • Haciz ve maaş kesintisi talep etme: Borcun ödenmemesi hâlinde borçlunun malvarlığına haciz koydurabilir veya maaşının kanuni oranı geçmemek kaydıyla belli bir kısmına el konulmasını sağlayabilir.
  • İtirazın kaldırılması davası açma hakkı: Borçlunun itiraz etmesi durumunda, icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılmasını talep edebilir.

Borçlunun Hakları:

  • Ödeme emrine itiraz etme hakkı: Borçlu, kendisine tebliğ edilen ödeme emrine 7 gün içinde itiraz edebilir.
  • Şikâyet hakkı: Usulsüz bir icra işlemi yapıldığında, borçlu icra dairesine veya mahkemeye şikâyette bulunabilir.
  • Hacizden korunma hakkı: Temel ihtiyaç maddeleri ve belirli kişisel eşyalar, icra yoluyla haczedilemeyecektir.

İcra Hukukunun İşleyişindeki Adımlar

Yukarıda da değindiğimiz üzere cebri icranın işleyişi, alacaklının talebiyle başlar ve süreç, belirli kurallar ve prosedürler çerçevesinde yürütülür.

Aşağıda icra takibinin temel adımlarını özetledik:

  • Başvuru: Alacaklı, icra dairesine başvurarak icra takibi başlatır.
  • Ödeme Emri: İcra dairesi, borçluya ödeme emri gönderir ve borcun belirli bir süre içinde ödenmesini talep eder.
  • İtiraz Süreci: Borçlu, ödeme emrine itiraz edebilir. İlâmsız icra takibinde, bu süre 7 gündür. (Kambiyo takiplerinde süreler farklıdır.)
  • Takibin Kesinleşmesi: Borçlu itiraz etmez veya borcu ödemezse takip kesinleşir.
  • Haciz İşlemi: Alacaklı, borçlunun malvarlığına haciz koyulmasını talep edebilir.
  • Satış: Haczedilen mallar açık artırma yoluyla satılarak borç tahsil edilir.

İcra Hukuku ve Yargı Organlarının Rolü

İcra hukuku sürecinde icra mahkemeleri önemli bir yere sahiptir. İcra dairelerinin işlemlerine yapılan itirazlar ve şikâyetler, icra mahkemeleri tarafından incelenir. İcra mahkemeleri, hem alacaklı hem de borçlunun haklarını gözeterek adil bir karar vermeye çalışır.

Örneğin, borçlunun haksız haciz işlemi nedeniyle mağdur olması durumunda, icra mahkemesi haciz işlemlerinin durdurulmasına karar verebilir. İcra hukukunun temel amacı, taraflar arasında yaşanabilecek uyuşmazlıkların hızlı ve etkin bir şekilde çözüme kavuşturulmasını sağlamaktır.

İcra Takibi Türleri

İcra takibi, borcun türüne ve belge durumuna göre farklı yollarla yapılır:

İlâmlı İcra Takibi

İlâmlı icra, bir mahkeme kararı veya mahkeme hükmündeki bir belgeye dayanarak alacağın tahsil edilmesidir. Borçluya gönderilen icra emri ile borcun ödenmesi talep edilir. İtirazlar ancak zamanaşımı, borcun ifası gibi sınırlı gerekçelerle yapılabilir.

Örnek:


20/07/2024 tarihinde nafaka borcu için icra emri tebliğ edilen borçlu, 27/07/2024 tarihine kadar ödeme yapmaz veya itiraz etmezse, icra takibi kesinleşir ve maaşına haciz konulabilir.

İlâmsız İcra Takibi

Mahkeme kararı olmaksızın başlatılan icra takibidir. Fatura, kira veya senet alacakları için tercih edilmektedir. Borçluya gönderilen ödeme emri ile 7 gün içinde borcun ödenmesi veya itiraz edilmesi istenir.

Örnek:


10/08/2024 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine borçlu 17/08/2024’e kadar itiraz etmezse, takip kesinleşir ve alacaklı haciz işlemlerini başlatabilir.

Kambiyo Senetlerine Özgü İcra Takibi

Kambiyo senetlerine özgü icra takibi, poliçe, bono veya çek gibi kambiyo senetlerine dayanan alacaklar için kullanılan hızlı ve etkili bir icra yoludur. Bu tür takiplerde, borçluya 5 gün içinde ödeme yapması ya da itiraz etmesi için ödeme emri gönderilir.

Süreç Nasıl İşler?

  • İcra müdürlüğü, alacaklının başvurusu üzerine borçluya ödeme emri tebliğ eder.
  • Borçlu, tebliğ tarihinden itibaren 5 gün içinde borca veya imzaya itiraz edebilir.
  • İmza İtirazı: Borçlu, “Bu imza bana ait değildir.” diyerek ödeme emrine itiraz edebilir.
  • İtiraz edilmezse, takip kesinleşir ve borçlunun malvarlığına haciz uygulanabilir.

Örnek:


Bir bono borcu nedeniyle başlatılan icra takibinde, borçluya 01/11/2024 tarihinde ödeme emri gönderilmişse, borçlu en geç 06/11/2024 tarihine kadar ödeme yapmalı veya itirazda bulunmalıdır. İtiraz edilmezse takip kesinleşir ve borçlunun taşınır veya taşınmaz malları haczedilebilir.

HACİZ NEDİR?

Haciz, borçlunun borcunu ödememesi durumunda, mal varlığına veya gelirine devletin zorlayıcı gücüyle el konulması işlemidir. Haciz işlemi, alacaklının talebi doğrultusunda icra dairesi tarafından uygulanır ve borcun tahsil edilmesi amacıyla borçlunun sahip olduğu taşınır ve taşınmaz mallar, maaşlar veya banka hesaplarına el konulabilir. Haciz işlemleri, borcun türüne, miktarına ve borçlunun sahip olduğu mal varlığına göre farklılık gösterebilir. İcra hukuku kapsamında, alacaklının mağdur olmaması ve borcun tahsil edilmesi için hızlı ve etkili bir haciz süreci uygulanırken, borçlunun da temel haklarının korunması sağlanır.

Haciz Türleri Nelerdir?

Maaş Haczi

Maaş haczi, borçlunun çalıştığı iş yerinden aldığı maaşın bir kısmının, borç ödenene kadar düzenli olarak kesilmesi işlemidir. İcra ve İflas Kanunu’na göre, maaşın en fazla %25’i haczedilebilir. Yani borçlu, maaşının kalan kısmıyla geçimini sağlayacak durumda bırakılmalıdır. Maaş haczi, özellikle düzenli bir gelir elde eden kişilere yönelik uygulanan yaygın bir yöntemdir.

Maaş Haczi Nasıl İşler?

Alacaklı taraf, icra dairesine başvurarak borçlunun çalıştığı iş yerinden maaş haczi talebinde bulunur. İcra dairesi, borçlunun iş yerine maaş haciz yazısı gönderir ve her ay belirlenen oranda maaş kesintisi yapılmasını ister. İşveren, borçlunun maaşının %25’ini her ay icra dairesine aktararak borcun ödenmesine katkıda bulunur. Maaş haczi, borç tamamen ödenene kadar devam etmektedir.

Örnek:

Borçlunun 200.000 TL kredi borcu varsa, her ay maaşının %25’i kesilir ve alacaklıya ödenir. Eğer borçlunun net maaşı 20.000 TL ise, her ay 5.000 TL’si borca karşılık olarak icra dairesine aktarılır. Böylece borç, her ay yapılan kesintilerle yavaş yavaş tahsil edilir. Borç tamamen ödenene kadar bu kesintiler devam eder.

İş değişikliği olması durumunda, yeni işverene de maaş haczi yazısı gönderilir ve aynı şekilde haciz işlemi yeni iş yerinde devam eder.

Taşınmazlara Haciz

Borçlunun borcunu ödememesi durumunda, icra dairesi ev, arsa, iş yeri gibi taşınmazlara haciz koyabilir. Haciz konulan taşınmazlar, açık artırma yoluyla satılarak elde edilen gelir, alacaklının borcuna karşılık kullanılır.

Taşınmaz Haczi Nasıl İşler?

İcra dairesi, tapu müdürlüğüne haciz şerhi koyulması için talimat gönderir. Bu şerh ile borçlunun taşınmazı üzerinde herhangi bir satış veya devir işlemi yapılamaz. Taşınmazın icra süreci kapsamında satılabilmesi için, belirlenen tarihlerde açık artırma düzenlenir. İhaleye katılan kişiler arasında en yüksek teklifi veren, taşınmazın yeni sahibi olur ve elde edilen gelir, borca karşılık olarak alacaklıya ödenir.

Örnek:

Borçlunun adına kayıtlı bir evin değeri 1.000.000 TL olarak belirlenmişse ve borcu 200.000 TL ise, icra dairesi bu eve haciz koyabilir. Evin açık artırmada 700.000 TL’ye satılması durumunda, bu miktardan 200.000 TL alacaklıya ödenir ve kalan 500.000 TL borçluya iade edilir.

Banka Hesabına Bloke Konulması

Borçlunun banka hesaplarına bloke konulması, icra dairesinin borçlunun hesaplarında bulunan paraya el koyarak borcu tahsil etmesi anlamına gelir. İcra dairesi, borçlunun bankasına yazı göndererek hesaplarına bloke koyulmasını ister. Borçlunun hesabında bulunan para, alacaklıya aktarılıncaya kadar hesaba erişim kısıtlanır.

Banka Blokesi Nasıl İşler?

İcra dairesi, borçlunun bankasına haciz yazısı gönderir ve borçlunun hesaplarına bloke konulmasını talep eder. Eğer borçlunun hesabında yeterli miktarda para bulunuyorsa, bu para borca karşılık olarak icra dairesine aktarılır. Bloke konulan hesap, borç tamamen ödenene kadar kapalı kalır ve borçlunun hesaptaki parayı kullanmasına izin verilmez.

Örnek:

Borçlunun 50.000 TL borcu varsa ve banka hesabında 30.000 TL bulunuyorsa, bu miktar icra dairesine aktarılır. Kalan borç için haciz süreci devam eder ve borcun tamamı tahsil edilene kadar ek işlemler uygulanabilir. Borçlunun maaşı veya başka bir malvarlığı varsa, borcun kalan kısmı oralardan tahsil edilir.

Haciz Sürecinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Haczedilemeyen Mallar:

İcra hukuku, borçlunun temel ihtiyaç eşyalarının haczedilmesini yasaklar. Borçlunun kişisel eşyaları, evde kullanılan temel eşyalar (buzdolabı, yatak gibi) ve aile bireylerinin geçimi için gerekli olan eşyalar haczedilemez. Ayrıca, borçlunun çalışmasını sağlayan iş araçları ve ekipmanları da haciz kapsamı dışındadır.

Haciz İşlemlerine İtiraz Hakkı:

Borçlu, haciz işlemlerinin usulsüz olduğuna inanıyorsa, icra mahkemesine başvurarak itiraz edebilir. Borçlu, malların haksız bir şekilde haczedildiğini kanıtlarsa, mahkeme haciz işlemini durdurabilir veya kaldırabilir.

Haciz Süresince Anlaşma ve Ödeme Planı:

Haciz işlemi başlamış olsa bile, borçlu ve alacaklı aralarında ödeme planı üzerinde anlaşabilirler. Bu durumda, icra dairesine sunulan anlaşma doğrultusunda haciz işlemleri durdurulabilir veya kısmen uygulanabilir.

Özetle, haciz, borçların tahsil edilmesinde en güçlü araçlardan biridir ve borçlunun gelirine veya malvarlığına doğrudan müdahale edilerek borcun ödenmesini sağlar. Haciz süreci, alacaklının haklarını korurken, borçlunun da yaşam standartlarını korumak amacıyla belirli sınırlar çerçevesinde yürütülür. Özellikle maaş haczi, taşınmaz haczi ve banka hesabına bloke konulması gibi işlemler, borcun düzenli ve etkili bir şekilde tahsil edilmesini sağlar. Borçluların ve alacaklıların haklarını bilmesi, sürecin adil bir şekilde işlemesine katkıda bulunur.

Usulsüz İşlemler İçin Şikâyet Hakkı

Borçlular, icra dairesi tarafından yapılan usulsüz işlemler karşısında genel mahkemelere şikâyet başvurusunda bulunabilirler. Usulsüz işlem, hatalı tebligatlar, yanlış haciz işlemleri veya ödenmiş bir borç için icra takibi başlatılması gibi durumları içerir. Şikâyet hakkı, işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde kullanılmalıdır.

Şikâyet Hakkının Kullanılması

Başvuru Süresi: İşlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde şikâyet edilmelidir.

Şikâyet Mercii: İlgili mahkemelere dilekçe verilerek usulsüz işlemden dolayı şikâyet yapılabilir.

Örnek:

Borçlunun maaşına konulan haciz oranı yasal sınır olan %25’i aştığında, borçlu, bu usulsüzlüğe karşı 7 gün içinde Asliye Hukuk Mahkemesi’ne şikâyette bulunabilir. Mahkeme, yasal sınırı aşan haciz oranını düşürebilir.

İtiraz ve Şikâyet Hakkının Önemi

Borçluların itiraz ve şikâyet haklarını etkin kullanmaları, icra sürecinde haksız işlemlerle karşılaşmalarını önler. Sürelerin kaçırılması, borçlunun itiraz hakkını kaybetmesine ve icra işlemlerinin hızla ilerlemesine neden olabilir. Borçluların, süreci doğru yönetmeleri ve gerektiğinde hukuki danışmanlık alarak haklarını kullanmaları önerilir.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Sürelerin Takibi: İtiraz ve şikâyet süresi kaçırıldığında hak kaybı yaşanabilir.
  • Doğru Mahkemeye Başvuru: İtirazın iptali davalarında, borcun niteliğine göre doğru mahkemeye başvurulmalıdır.
  • Profesyonel Yardım: Sürecin karmaşık olması nedeniyle hukuki destek almak, hak kayıplarını önlemek açısından faydalıdır.

İcra hukuku, borçluya itiraz ve şikâyet hakkı tanıyarak sürecin adil bir şekilde ilerlemesini sağlar. Borçlu, ödeme emrine veya icra işlemlerine karşı süresi içinde itiraz ederek takibin durdurulmasını sağlayabilir. Usulsüz icra işlemlerine karşı ise genel mahkemelere başvurarak haklarını arayabilir. Borcun niteliğine göre Asliye Ticaret Mahkemesi, Tüketici Mahkemesi veya Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvuru yapmak, sürecin doğru yönetilmesi açısından kritik öneme sahiptir.

İcra Takibinin Sonuçlanması

İcra takibi sonucunda, borçlunun borcu ödememesi hâlinde alacaklı, borçlunun malvarlığına haciz koyabilir. Hacizden sonra, mallar icra dairesi aracılığıyla açık artırmayla satılır ve elde edilen gelir borcun ödenmesinde kullanılır.

Örnek:

Borçlunun evine haciz konulmuş ve ev, açık artırmada 1.000.000 TL’ye satılmıştır. Satış bedelinden borçlunun 700.000 TL borcu tahsil edildikten sonra, kalan miktar borçluya iade edilir.

İcra Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Yasal Süreleri Kaçırmayın: İtiraz süresi kaçırıldığında takip kesinleşir ve borçlu haciz işlemleriyle karşı karşıya kalır.
  • Haczedilemeyecek Mallar: Borçlunun temel ihtiyaç eşyaları ve bazı gelirleri haczedilemez.
  • Hukuki Danışmanlık: İcra hukuku karmaşık ve teknik detaylar içerdiğinden, bir avukattan danışmanlık alınması önerilir.

Sonuç

İcra hukuku, alacaklının haklarını korurken, borçlunun da haklarını gözeten bir sistem sunar. Sürecin adil ve hızlı bir şekilde işlemesi için İcra ve İflas Kanunu detaylı düzenlemeler yapmıştır. İcra süreçlerinde tarafların hak ve yükümlülüklerini bilmeleri, mağduriyetlerin önüne geçilmesini sağlar. İcra süreçlerinde deneyimli bir icra avukatı ile çalışmak sürecin daha sağlıklı ilerlemesi adına faydalı olacaktır.

Av. Ömer Faruk KILIÇ

Kapital Hukuk - İzmir Avukat & İzmir Hukuk Bürosu
Kapital Hukuk - İzmir Avukat & İzmir Hukuk Bürosu

Av. Harun Ümit Eren ve Av. Bahadır Gökhan Kaya’nın 2016 yılında kurmuş olduğu Kapital Hukuk Bürosu; değişen ve globalleşen dünyaya müvekkillerinin uyumlanmasını hedefler. Bünyesindeki avukatları, sigorta uzmanları ve icra ekibiyle, ticari faaliyetler için yurtiçi veya uluslararası alanda Ticaret Hukuku, İş Hukuku, Sigorta Hukuku, İcra-İflas Hukuku ve Vergi /SGK Hukuku alanlarında yoğunlaşarak daha kaliteli ve kapsamlı hizmet vermeyi hedefler.

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on email
Email

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İzmir Avukat İletişim & Telefon Numarası

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN