Kadına Şiddet Suçu ve Cezası 2024 (Aile İçi Şiddet)

Kadına yönelik şiddet, toplumsal bir sorun olmanın ötesinde ciddi hukuki yaptırımlara tabi olan bir suçtur. Ülkemizde, kadına şiddet suçlarının önlenmesi ve mağdurların korunması amacıyla çeşitli yasalar ve cezai düzenlemeler bulunmaktadır. Bu yazıda, kadına şiddetin cezası kaç yıl, psikolojik şiddetin cezaları ve kadına şiddet yasaları gibi konulara değineceğiz. Ayrıca, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun çerçevesinde uygulanan önlemler ve kadın hakları konusunda bilgilere yer vereceğiz. Kadına yönelik şiddetle mücadelenin hukuki boyutunu anlayarak, bu tür suçların engellenmesi ve mağdurların haklarının korunması konusunda bilinçlenmek önemlidir.

Kadına Yönelik Şiddet Nedir?

Kadına yönelik şiddet, kadının fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik olarak zarar görmesine veya acı çekmesine neden olan her türlü eylemdir. Bu şiddet türü, toplumsal cinsiyet temelli olup, genellikle kadınların toplumsal olarak daha zayıf ve savunmasız kabul edilmesinden kaynaklanır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ataerkil yapılar, kadına şiddetin temel nedenleri arasında yer alır.

  • Fiziksel Şiddet: Vurma, itme, tokat atma, saç çekme gibi fiziksel zarar verme eylemlerini içerir. Fiziksel şiddet, kadınların fiziksel sağlığını ciddi şekilde tehdit eder ve kalıcı yaralanmalara yol açabilir.
  • Cinsel Şiddet: Kadının rızası olmadan cinsel ilişkiye zorlanması veya cinsel tacize maruz kalmasıdır. Cinsel şiddet, kadının bedensel ve ruhsal sağlığı üzerinde derin yaralar açar.
  • Psikolojik Şiddet: Sürekli eleştirme, aşağılama, tehdit etme, duygusal manipülasyon gibi davranışları içerir. Psikolojik şiddetin cezaları da önemli olup, kadınların özgüvenini zedeler ve depresyon, anksiyete gibi ruhsal sorunlara yol açar.
  • Ekonomik Şiddet: Kadının para veya kaynaklara erişimini kısıtlamak, çalışmasını engellemek veya gelirine el koymak gibi eylemler ekonomik şiddet kapsamına girer. Bu tür şiddet, kadınların bağımsızlıklarını ve ekonomik güvenliklerini tehdit eder.

Kadına yönelik şiddet, kadınların yaşamları üzerinde derin ve kalıcı etkiler bırakır. Bu etkiler, fiziksel yaralanmalardan ruhsal travmalara, sosyal izolasyondan ekonomik bağımsızlığın yitirilmesine kadar geniş bir yelpazeye yayılabilir. Kadına şiddet suçlarının önlenmesi ve mağdurların korunması amacıyla Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ve diğer kadına şiddet yasaları önemli bir rol oynamaktadır. Bu yasal düzenlemeler, kadınların haklarını koruyarak toplumsal cinsiyet eşitliğine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.

Ev İçi Şiddet

Ev içi şiddet, aynı evde yaşayan veya yakın ilişkiler içinde olan bireyler arasında meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik zarar verme eylemleridir. Bu tür şiddet, aile bireyleri arasında güç dengesizliklerinden ve kontrol arzusundan kaynaklanabilir. Ev içi şiddet, aile içi ilişkilerde fiziksel saldırılar, tehditler, aşağılama, ekonomik kontrol ve cinsel zorlamalar şeklinde ortaya çıkabilir.

Ev içi şiddetin kadınlar üzerindeki etkileri şu şekildedir:

  • Kadınlar, ev içi şiddet nedeniyle ciddi fiziksel yaralanmalar, kalıcı sakatlıklar ve hatta ölüm riskiyle karşı karşıya kalabilirler. Fiziksel şiddet, kadının sağlık durumu üzerinde uzun vadeli olumsuz etkiler yaratabilir.
  • Sürekli maruz kalınan şiddet, kadınların özgüvenini zedeler ve depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu gibi ruhsal sağlık sorunlarına yol açar. Psikolojik şiddetin cezaları bu tür vakalarda uygulanması gereken önemli yaptırımlardır.
  • Şiddet gören kadınlar, ekonomik bağımsızlıklarını kaybedebilir ve maddi zorluklarla karşılaşabilirler. Çalışma hayatından uzaklaştırılma veya gelir kaynaklarına erişimin engellenmesi, kadınların ekonomik güvenliğini tehdit eder.

Ev içi şiddetin çocuklar üzerindeki etkileri de oldukça yıkıcı olabilir:

  • Ev içi şiddete tanık olan veya doğrudan maruz kalan çocuklar, fiziksel yaralanmalar ve sağlık sorunları yaşayabilirler. Bu tür travmalar, çocukların gelişimini olumsuz etkiler.
  • Ev içi şiddete tanık olan çocuklar, korku, kaygı, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalabilirler. Bu durum, çocukların duygusal ve zihinsel gelişimini ciddi şekilde etkiler.
  • Şiddet ortamında büyüyen çocuklar, okul başarılarında düşüş, sosyal ilişkilerde zorluklar ve davranış bozuklukları yaşayabilirler. Evdeki şiddet, çocukların okul performansını ve sosyal uyumunu olumsuz yönde etkiler.
  • Ev içi şiddete maruz kalan veya tanık olan çocuklar, ilerleyen yaşlarda kendileri de şiddet uygulayan veya şiddet mağduru olan bireyler olma riskini taşırlar. Bu, şiddetin nesiller boyu devam etmesine neden olabilir.

Ev içi şiddetin kadınlar ve çocuklar üzerindeki bu derin ve kalıcı etkileri, kadına şiddet yasaları ve Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun gibi yasal düzenlemelerle önlenmeye çalışılmaktadır. Bu yasalar, hem mağdurların korunmasını sağlamak hem de şiddet uygulayanlara karşı caydırıcı önlemler almak amacıyla önem taşır.

Kadına Yönelik Şiddet Karşısında Kadınların Hakları

Kadına yönelik şiddet karşısında kadınların sahip olduğu temel yasal haklar, Türkiye’de çeşitli yasal düzenlemelerle korunmaktadır. Bu düzenlemeler, kadınların güvenliğini sağlamak, şiddet uygulayanları cezalandırmak ve mağdurlara destek olmak amacıyla oluşturulmuştur.

Temel Yasal Haklar

Kadınlar, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında birçok hakka sahiptir. Bu kanun, kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi ve mağdurların korunması için çeşitli tedbirler içerir:

  • Koruma Tedbirleri: Şiddet mağduru kadınlar için mahkemeler koruma kararı alabilir. Bu karar, şiddet uygulayanın mağdura yaklaşmaması, iletişime geçmemesi ve belirli alanlara girmemesi gibi tedbirleri içerir.
  • Sığınma Evleri: Kadınlar, acil durumlarda ve şiddet tehdidi altındayken sığınma evlerine başvurabilirler. Bu evlerde güvenli barınma, psikolojik destek ve rehberlik hizmetleri sağlanır.
  • Nafaka ve Maddi Destek: Mahkemeler, şiddet mağduru kadınlar için geçici veya sürekli nafaka kararı verebilir. Ayrıca, mağdurlara maddi destek sağlanması için çeşitli sosyal yardımlar mevcuttur.
  • Psikolojik ve Hukuki Destek: Kadınlar, psikolojik danışmanlık ve hukuki yardım alabilirler. Bu destekler, şiddetle başa çıkmada ve yasal haklarını savunmada yardımcı olur.

Başvurulabilecek Kurum ve Kuruluşlar

Şiddet mağduru kadınlar, aşağıdaki kurum ve kuruluşlara başvurarak yardım alabilirler:

  • Alo 183 Sosyal Destek Hattı: Kadınların şiddet durumunda arayabilecekleri acil yardım hattıdır. Bu hat, 24 saat hizmet vermektedir.
  • Kadın Sığınma Evleri: Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı‘na bağlı olarak hizmet veren sığınma evleri, şiddet mağduru kadınlara güvenli barınma sağlar.
  • Belediyelerin Kadın Danışma Merkezleri: Yerel yönetimlerin sağladığı merkezlerde, kadınlara hukuki ve psikolojik destek sunulur.
  • Polis ve Jandarma: Şiddet durumlarında en yakın polis veya jandarma karakoluna başvurularak koruma talep edilebilir.
  • Baroların Kadın Hakları Merkezleri: Barolara bağlı olarak faaliyet gösteren bu merkezler, kadınlara hukuki danışmanlık ve destek sağlar.
  • Sivil Toplum Kuruluşları: Mor Çatı, KAMER gibi sivil toplum kuruluşları, kadınlara yönelik şiddetle mücadelede önemli destek hizmetleri sunar.

Acil Yardım Hatları ve Destek Hizmetleri

Şiddet mağduru kadınlar için çeşitli acil yardım hatları ve destek hizmetleri mevcuttur:

  • Alo 183 Sosyal Destek Hattı: Şiddet mağduru kadınlar, bu hattı arayarak anında destek ve yönlendirme alabilirler.
  • Acil Polis İmdat (155): Şiddet anında veya tehdit durumunda, acil olarak polisi arayarak yardım talep edilebilir.
  • Jandarma İmdat (156): Kırsal bölgelerde şiddet olayları için jandarmaya başvurulabilir.
  • Kadın Destek Uygulaması (KADES): Akıllı telefonlara indirilebilen bu uygulama ile kadınlar, tek tuşla acil yardım talep edebilirler.

Bu yasal haklar ve destek mekanizmaları, kadına şiddet olaylarının önlenmesi ve mağdurların korunması için önemli bir rol oynar. Kadınların haklarını bilmeleri ve gerektiğinde bu haklarını savunmaları, şiddetle mücadelede kritik bir öneme sahiptir.

Kadına Karşı Şiddet ile İlgili Temel Yasal Düzenlemeler

Türkiye’de kadına karşı şiddetle mücadele konusunda birçok yasal düzenleme ve mevzuat bulunmaktadır. Bu düzenlemeler, kadına yönelik şiddeti önlemeyi, mağdurları korumayı ve failleri cezalandırmayı amaçlamaktadır. Temel yasal düzenlemelerden bazıları şunlardır:

  • Türk Ceza Kanunu (TCK): TCK, kadına yönelik şiddet suçlarını cezalandıran birçok maddeye sahiptir. Fiziksel saldırılar, tehditler, hakaretler ve cinsel suçlar bu kanun kapsamında değerlendirilir ve cezalandırılır.
  • 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun: Bu kanun, kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve mağdurların korunması amacıyla çıkarılmıştır. Şiddet mağdurlarına yönelik koruyucu ve önleyici tedbirler bu kanun çerçevesinde uygulanır.

6284 Sayılı Kanun’un Rolü ve Önemi

6284 Sayılı Kanun, Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadelede en önemli yasal düzenlemelerden biridir. Bu kanun, şiddet mağduru kadınların korunması ve şiddetin önlenmesi için çeşitli tedbirler sunar.

  • Koruma Kararları: Mahkemeler, şiddet mağdurlarına yönelik koruma kararları alabilir. Bu kararlar, şiddet uygulayanın mağdura yaklaşmaması, iletişime geçmemesi ve belirli alanlara girmemesi gibi tedbirleri içerir.
  • Sığınma Evleri ve Barınma İmkanları: Kanun kapsamında, şiddet mağduru kadınlar için sığınma evleri ve geçici barınma imkanları sağlanır.
  • Psikolojik ve Hukuki Destek: Şiddet mağduru kadınlar, psikolojik danışmanlık ve hukuki yardım hizmetlerinden yararlanabilirler. Bu destekler, mağdurların yeniden topluma kazandırılmasına yardımcı olur.
  • Nafaka ve Maddi Yardım: Mahkemeler, şiddet mağduru kadınlar için geçici veya sürekli nafaka kararı verebilir ve maddi destek sağlanabilir.

İstanbul Sözleşmesi’nin Yeri ve Türkiye’nin Çekilme Süreci

İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele konusunda uluslararası bir anlaşmadır. Bu sözleşme, 2011 yılında İstanbul’da imzalanmış ve Türkiye tarafından ilk onaylayan ülke olmuştur. Sözleşmenin temel amaçları arasında, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, mağdurların korunması ve faillerin cezalandırılması yer alır.

  • Önleme: Sözleşme, kadına yönelik şiddeti önlemek için bilinçlendirme kampanyaları, eğitim programları ve toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının uygulanmasını öngörür.
  • Koruma: Mağdurların korunması ve desteklenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını sağlar. Bu kapsamda, sığınma evleri ve yardım hatları gibi hizmetlerin sunulması teşvik edilir.
  • Cezalandırma: Şiddet faillerinin etkin bir şekilde cezalandırılmasını sağlar. Bu, yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi ve adalet sisteminin etkinliğinin artırılması yoluyla gerçekleştirilir.

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden Çekilme Süreci: Türkiye, 2021 yılında İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini açıklamıştır. Bu karar, çeşitli tartışmalara ve eleştirilere neden olmuştur. Sözleşmeden çekilme gerekçeleri arasında, Türkiye’nin kendi ulusal yasaları ve düzenlemeleri ile kadına yönelik şiddetle mücadele edeceği belirtilmiştir. Ancak, birçok insan hakları örgütü ve kadın hakları savunucusu, bu çekilmenin kadınların korunması konusunda olumsuz etkileri olabileceği konusunda endişelerini dile getirmiştir.

Kadına karşı şiddetle mücadelede yasal düzenlemeler ve uluslararası sözleşmeler, kadınların güvenliğini ve haklarını koruma açısından büyük önem taşımaktadır. Bu düzenlemeler, şiddetin önlenmesi ve mağdurların desteklenmesi için kritik bir rol oynar.

Hakaret Suçu (TCK md.125)

Hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesinde düzenlenmiş olup, bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına zarar verecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat edilmesi veya sövme suretiyle gerçekleştirilen eylemler olarak tanımlanır. TCK md.125’in kapsamı, bu tür fiillerin cezalandırılmasını ve mağdurların onurunun korunmasını amaçlar.

TCK md.125 kapsamında hakaret suçunun işlenmesi halinde uygulanacak yaptırımlar şunlardır:

  • Basit Hakaret: Bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına yönelik hakaret fiilleri için 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası öngörülmüştür.
  • Nitelikli Hakaret: Suçun kamu görevlisine, görevinden dolayı; dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerinden dolayı; mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı; kişinin onur, şeref ve saygınlığına zarar verecek şekilde alenen işlenmesi halinde ceza, daha ağır olarak belirlenmiştir.

Psikolojik Şiddet Kapsamında Hakaret Suçu

Kadına yönelik şiddet bağlamında hakaret suçu, kadınlara yönelik psikolojik şiddetin cezaları arasında önemli bir yer tutar. Psikolojik şiddet, kadının ruh sağlığını ve duygusal durumunu olumsuz etkileyen, sürekli tekrar eden ve kadını aşağılayan davranışları içerir. Hakaret, bu tür davranışların başında gelir ve kadınların psikolojik bütünlüğünü zedeleyen bir unsur olarak değerlendirilir.

Hakaret suçu, kadınlara yönelik psikolojik şiddet kapsamında şu şekillerde değerlendirilebilir:

  • Aşağılama ve Küçük Düşürme: Kadınlara yönelik hakaret içeren ifadeler, onları aşağılayıcı ve küçük düşürücü nitelikte olabilir. Bu tür ifadeler, kadınların özgüvenini zedeler ve kendilerini değersiz hissetmelerine yol açar.
  • Sürekli Eleştirme ve İtibarsızlaştırma: Sürekli olarak hakarete maruz kalan kadınlar, zamanla kendilerini değersiz hissetmeye başlarlar. Bu durum, psikolojik travma ve depresyon gibi ruhsal sağlık sorunlarına yol açabilir.
  • Sosyal İzolasyon ve Stres: Hakaret, kadının sosyal çevresi içinde itibarsızlaştırılmasına ve izole olmasına neden olabilir. Bu, kadınların sosyal ilişkilerini ve iş hayatını olumsuz etkileyerek stres ve kaygı düzeylerini artırır.

Kadına yönelik hakaret suçları, kadına şiddet yasaları ve Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun çerçevesinde de değerlendirilebilir. Bu yasalar, kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi ve mağdurların korunması amacıyla çeşitli tedbirler öngörmektedir. Kadınların hakaret ve diğer psikolojik şiddet türlerine karşı korunması, bu düzenlemeler sayesinde daha etkin bir şekilde sağlanabilir.

Tehdit Suçu (TCK md.106)

Tehdit suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde düzenlenmiş olup, bir kimseye zarar verileceği yönünde korkutma amaçlı söz veya davranışlarla tehditte bulunmayı ifade eder. TCK md.106, tehdidin niteliğine göre cezai yaptırımları belirler:

  • Basit Tehdit: Bir kimsenin hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik tehditlerde bulunmak 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Nitelikli Tehdit: Tehdidin, suç örgütü üyeleri tarafından veya silahla yapılması gibi durumlarda ceza, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olarak artırılır.

Psikolojik Şiddet Kapsamında Tehdit Suçu

Kadına yönelik şiddet bağlamında tehdit suçu, kadınların psikolojik bütünlüğünü ciddi şekilde zedeleyen bir eylemdir. Tehdit, kadının sürekli bir korku ve endişe içinde yaşamasına neden olur ve özgüvenini, güvenlik hissini ve genel ruh sağlığını olumsuz etkiler.

  • Korkutma ve Kontrol: Kadınlara yönelik tehdit, onları kontrol altında tutma ve bağımsızlıklarını kısıtlama amacı güder. Bu durum, kadınların kendilerini güvende hissetmelerini engeller.
  • Psikolojik Baskı ve Travma: Sürekli tehdit altında olan kadınlar, yoğun bir psikolojik baskı ve stres yaşar. Bu durum, depresyon, anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu gibi ciddi ruhsal sağlık sorunlarına yol açabilir.

Tehdit suçu, kadına yönelik psikolojik şiddetin bir parçası olarak ele alınır ve kadına şiddet yasaları kapsamında mağdurların korunması amacıyla etkin tedbirler uygulanır. Kadınların tehdit ve diğer şiddet türlerine karşı korunması, yasal düzenlemelerle güvence altına alınarak, şiddetin önlenmesi ve mağdurların desteklenmesi sağlanır.

Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu (TCK md.109)

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 109. maddesinde düzenlenmiştir ve bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yerde alıkoymayı veya hürriyetinden yoksun bırakmayı ifade eder. Bu suç için 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Eğer suç, silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte veya kamu görevi nedeniyle işlenmişse, ceza 2 yıldan 7 yıla kadar artırılır.

Kadına yönelik şiddet kapsamında bu suç, kadının özgürlüğünü kısıtlayarak ciddi psikolojik ve fiziksel zararlar verir. Kadınların hareket özgürlüğünün kısıtlanması, onları kontrol altında tutma ve sosyal çevrelerinden izole etme amacı taşır, bu da onların bağımsızlıklarını ve özgüvenlerini zedeler. Hürriyetinden yoksun bırakılan kadınlar, yoğun psikolojik baskı ve stres altında kalır, bu durum depresyon, anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu gibi ciddi ruhsal sağlık sorunlarına yol açar. Bu tür eylemler, kadına şiddet yasaları kapsamında değerlendirilir ve mağdurların korunması ile faillerin cezalandırılması için etkin tedbirler alınır. Kadınların hürriyetlerinden yoksun bırakılmalarının önlenmesi, yasal düzenlemelerle güvence altına alınarak şiddetin önlenmesi ve mağdurların desteklenmesi sağlanır.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu (TCK md.116)

Konut dokunulmazlığının ihlali suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 116. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suç, bir kimsenin konutuna, iş yerine veya bunların eklentilerine rızası olmadan girilmesi ya da rızasıyla girilmiş olsa bile çıkmamakta ısrar edilmesi durumlarını kapsar. Suçun basit hali için 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası öngörülmüştür. Suç, gece vakti işlenirse ceza, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çıkar.

Kadına yönelik şiddet bağlamında, konut dokunulmazlığının ihlali suçu, kadının özel yaşam alanına yönelik bir saldırı olarak ciddi psikolojik etkiler yaratır. Bu ihlal, kadının kendini güvende hissettiği alanın ihlal edilmesi anlamına gelir ve yoğun bir korku ve stres kaynağı olabilir. Kadının evine zorla girilmesi veya evden çıkmamakta ısrar edilmesi, onun psikolojik bütünlüğünü zedeler ve sürekli bir tehdit altında hissetmesine yol açar. Bu tür eylemler, kadına yönelik psikolojik şiddetin bir parçası olarak ele alınır ve mağdurların korunması için yasal düzenlemelerle desteklenir.

Medeni Kanun ve 6284 Sayılı Kanun’un Tanıdığı Haklar

Medeni Kanun ve 6284 Sayılı Kanun, kadınlara fiziksel şiddet karşısında çeşitli haklar tanır.

Medeni Kanun, aile içi şiddet durumlarında kadınlara koruma sağlar ve boşanma, nafaka, velayet gibi konularda haklar tanır. Kadınlar, fiziksel şiddet sebebiyle boşanma davası açabilir, nafaka ve tazminat talep edebilirler.

6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, fiziksel şiddete maruz kalan kadınların korunması amacıyla kapsamlı tedbirler içerir. Bu kanun kapsamında kadınlar, şiddet uygulayan kişiye karşı uzaklaştırma kararı aldırabilir, geçici koruma tedbirlerinden yararlanabilir ve sığınma evlerine başvurabilir.

Kadınlar, bu haklardan yararlanmak için öncelikle en yakın karakola, savcılığa veya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına başvurmalıdır. Ayrıca, Alo 183 Sosyal Destek Hattı üzerinden de yardım talep edebilirler. Mahkemeler, kadının başvurusunu değerlendirerek gerekli koruma tedbirlerini hızlı bir şekilde alır ve uygular. Bu yasal düzenlemeler, kadınların şiddetten korunmasını ve güvenliklerinin sağlanmasını amaçlar.

Kasten Öldürme Suçu (TCK md.81, 82)

Kasten öldürme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 81. ve 82. maddelerinde düzenlenmiştir. TCK md.81, kasten bir başkasının hayatına son vermeyi ifade eder ve bu suçu işleyen kişi müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. TCK md.82 ise kasten öldürme suçunun nitelikli hallerini düzenler ve bu durumlarda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası öngörür. Nitelikli haller arasında tasarlayarak öldürme, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme, yangın, su baskını gibi genel tehlike yaratan suçlarla birlikte işlenen öldürme, gebe olduğu bilinen kadını öldürme gibi durumlar yer alır.

Kasten öldürme suçu, fiziksel şiddetin en ağır ve geri dönüşü olmayan şeklidir. Bu suç, kadına yönelik şiddet bağlamında değerlendirildiğinde, şiddetin ölümle sonuçlandığı en uç noktayı temsil eder. Fiziksel şiddet, çoğu zaman kasten öldürme suçunun öncüsü olabilir ve bu nedenle erken müdahale ve koruma tedbirleri hayati önem taşır. Kadınların korunması ve şiddetin önlenmesi amacıyla, hem Medeni Kanun hem de 6284 Sayılı Kanun kapsamında çeşitli koruyucu ve önleyici tedbirler öngörülmüştür. Ancak, bu tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanmaması durumunda, fiziksel şiddetin kasten öldürme suçuna dönüşme riski bulunmaktadır.

Kasten Yaralama Suçu (TCK md.86)

Kasten yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suç, bir kişinin başka bir kişinin vücut bütünlüğüne kasten zarar vermesi olarak tanımlanır. TCK md.86, bu suçun cezai yaptırımlarını belirler:

  • Basit Yaralama: Kasten yaralama suçu, bir kişinin sağlığını veya algılama yeteneğini bozmaya yönelik fiillerle işlenirse, fail 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Nitelikli Yaralama: Suçun, üst soya, alt soya, eşe veya kardeşe karşı; beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kişiye karşı; kamu görevlisine karşı görevini yaptığı sırada; silahla; canavarca bir hisle işlenmesi halinde ceza, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olarak artırılır.

Kadınlara Yönelik Fiziksel Şiddet Kapsamında Kasten Yaralama Suçu

Kasten yaralama suçu, kadınlara yönelik fiziksel şiddetin yaygın biçimlerinden biridir. Bu suç, kadınların vücut bütünlüğüne zarar veren her türlü fiziksel saldırıyı kapsar ve ciddi hukuki yaptırımlar gerektirir.

Kadınlara yönelik kasten yaralama suçu, genellikle aile içi şiddet ve yakın ilişkilerde meydana gelir. Eş veya partner tarafından uygulanan şiddet, kadınların fiziksel sağlığını tehlikeye atar ve uzun vadeli sağlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, bu tür saldırılar, kadının yaşam kalitesini ve güvenlik hissini ciddi şekilde zedeler.

Eziyet Suçu (TCK md.96)

Eziyet suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 96. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suç, bir kimsenin, bir başka kişiye insan onuruyla bağdaşmayacak şekilde kötü muamelede bulunarak bedensel veya ruhsal acı çekmesine, aşağılanmasına veya küçük düşürülmesine neden olması olarak tanımlanır. TCK md.96, bu suçun cezai yaptırımlarını belirler:

  • Eziyet Suçunun Cezası: Eziyet suçu işleyen kişi, 2 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun, çocuklara, beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişilere ya da gebe olduğu bilinen kadınlara karşı işlenmesi durumunda ceza artırılır.

Kadınlara Yönelik Fiziksel Şiddet Kapsamında Eziyet Suçu

Eziyet suçu, kadınlara yönelik fiziksel şiddetin en ağır ve sistematik formlarından biridir. Bu suç, kadının sürekli ve kasıtlı olarak acı çekmesine, aşağılanmasına ve insan onuruna aykırı muameleye maruz kalmasına neden olan davranışları içerir.

Kadınlara yönelik eziyet suçu, genellikle aile içi şiddet veya yakın ilişkilerde meydana gelir. Eziyet, fiziksel yaralanmaların yanı sıra ciddi psikolojik travmalara da yol açar. Bu tür davranışlar, kadının hem bedensel hem de ruhsal sağlığını olumsuz etkiler, uzun süreli ve kalıcı zararlar verir.

Medeni Kanun ve 6284 Sayılı Kanun’un Tanıdığı Haklar

Medeni Kanun ve 6284 Sayılı Kanun, cinsel şiddet karşısında kadınlara çeşitli haklar tanır ve bu haklar, kadınların korunması ve desteklenmesi için önemli yasal düzenlemelerdir.

Medeni Kanun, aile içi şiddet ve cinsel şiddet durumlarında kadınlara boşanma davası açma hakkı tanır. Kadınlar, cinsel şiddet nedeniyle boşanma davası açabilir ve bu davada maddi ve manevi tazminat talep edebilirler. Ayrıca, boşanma durumunda kendileri ve çocukları için nafaka talep edebilirler. Boşanma sürecinde çocukların velayeti ve mal paylaşımı konusunda da haklarını koruyabilirler.

6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, cinsel şiddet mağduru kadınlara çeşitli koruma tedbirleri sağlar. Mahkemeler, şiddet uygulayan kişiye karşı uzaklaştırma ve iletişim yasağı gibi koruyucu tedbirler alabilir. Ayrıca, şiddet mağduru kadınlar için geçici koruma sağlanabilir. Kadınlar, acil durumlarda sığınma evlerine başvurarak güvenli barınma, psikolojik destek ve rehberlik hizmetleri alabilirler. Cinsel şiddet mağdurları, psikolojik danışmanlık ve hukuki yardım hizmetlerinden yararlanarak, yasal süreçlerde destek alabilirler. Sağlık kuruluşlarına başvurarak tıbbi rapor alabilir ve bu raporları yasal süreçte delil olarak kullanabilirler.

Cinsel Saldırı Suçu (TCK md.102)

Cinsel saldırı suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 102. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suç, bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal ederek cinsel davranışlarda bulunmasını ifade eder. TCK md.102, cinsel saldırı suçunun farklı niteliklerini ve cezai yaptırımlarını belirler:

  • Basit Cinsel Saldırı: Rıza dışı her türlü cinsel davranış, mağdurun şikayeti üzerine 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Nitelikli Cinsel Saldırı: Suçun, vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi halinde, 12 yıldan az olmamak üzere hapis cezası verilir. Suçun, kişinin kendisini savunamayacak durumda bulunmasından faydalanarak, kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılarak işlenmesi durumunda ceza artırılır.
  • Cinsel Saldırı Sonucu Ağırlaştırıcı Nedenler: Suçun, beden veya ruh sağlığının bozulmasına neden olması durumunda, fail 15 yıldan az olmamak üzere hapis cezası ile cezalandırılır.

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu (TCK md.104)

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 104. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suç, 15 yaşını bitirmiş ancak 18 yaşını doldurmamış kişilerle cinsel ilişkiye giren yetişkinlerin cezalandırılmasını içerir. TCK md.104, bu fiilin cezalandırılması için belirli şartlar ve cezai yaptırımlar öngörür:

  • Reşit olmayan bir kişiyle cinsel ilişkiye giren kişi, mağdurun şikayeti üzerine 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Eğer fail ile mağdur arasında evlenme yasağı bulunan hısımlık ilişkisi varsa veya suç, kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılarak işlenmişse, ceza artırılır.

Kadınlara Yönelik Cinsel Şiddet Kapsamında Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu, kadınlara yönelik cinsel şiddetin bir türü olarak değerlendirilir, çünkü mağdurların çoğu genç kızlardır ve bu suç, onların fiziksel, ruhsal ve sosyal gelişimlerini olumsuz yönde etkiler. Bu tür suçlar, genç kadınların cinsel istismara maruz kalmaları ve hayatlarının geri kalanında ciddi travmalar yaşamalarına neden olabilir.

Zorla Genital Muayene Suçu (TCK md.287)

Zorla genital muayene suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 287. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suç, bir kimsenin rızası olmaksızın, hukuka aykırı olarak genital muayeneye tabi tutulmasıdır. TCK md.287, zorla genital muayenenin cezai yaptırımlarını belirler:

  • Zorla Genital Muayene: Hukuka aykırı olarak bir kimseyi zorla genital muayeneye tabi tutan kişi, 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Nitelikli Haller: Suçun kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılarak işlenmesi durumunda ceza artırılır.

Kadınlara Yönelik Cinsel Şiddet Kapsamında Zorla Genital Muayene Suçu

Zorla genital muayene suçu, kadınlara yönelik cinsel şiddetin bir türü olarak değerlendirilir. Bu tür muayeneler, kadınların beden bütünlüğüne ve mahremiyetine ciddi şekilde zarar verir ve onları derin bir travmaya sürükler.

Zorla genital muayene, kadınların rızası olmaksızın yapılan müdahaleleri içerir ve bu durum, kadınların psikolojik ve fiziksel sağlığını olumsuz etkiler. Kadınlar, bu tür bir müdahale sonucunda aşağılanmış ve değersizleştirilmiş hissederler, bu da ciddi ruhsal sorunlara yol açabilir. Ayrıca, bu tür muayeneler, kadının kişisel alanına ve bedenine saygısızlık olarak görülür, bu da onların güvenlik hissini zedeler.

Çocuk Düşürtme Suçu (TCK md.99)

Çocuk düşürtme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 99. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suç, hamile olan bir kadının rızası olmaksızın çocuğunun düşürtülmesi veya kadının rızası ile ancak kanuna aykırı olarak çocuğun düşürtülmesini ifade eder. TCK md.99’un kapsamı şu şekildedir:

  • Rıza Olmaksızın Çocuk Düşürtme: Bir kadının rızası olmadan çocuğunun düşürtülmesi durumunda fail, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Rıza ile Ancak Kanuna Aykırı Çocuk Düşürtme: Kadının rızası ile ancak yasalara aykırı bir şekilde çocuk düşürtme işlemi yapılırsa, 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası öngörülür.
  • Ağırlaştırıcı Nedenler: Çocuk düşürtme işlemi, bir sağlık mesleği mensubu tarafından işlenmişse, ceza artırılır. Ayrıca, suçun kadının hayatını tehlikeye sokması veya kadının beden veya ruh sağlığında ağır bir zarara yol açması durumunda ceza artırılır.

Kadınlara Yönelik Cinsel Şiddet Kapsamında Çocuk Düşürtme Suçu

Çocuk düşürtme suçu, kadınlara yönelik cinsel şiddet kapsamında ciddi bir suç olarak değerlendirilir. Bu suç, kadının bedensel bütünlüğüne ve üreme haklarına yapılan ağır bir müdahaledir ve kadının fiziksel ve ruhsal sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkiler bırakır.

Çocuk düşürtme, kadının rızası olmaksızın gerçekleştirildiğinde, kadının vücut bütünlüğüne yönelik bir saldırı olarak kabul edilir. Bu durum, kadının fiziksel sağlığını tehlikeye atar ve ciddi tıbbi komplikasyonlara yol açabilir. Ayrıca, kadının psikolojik sağlığı üzerinde de derin izler bırakır, travma, depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sorunlara neden olabilir.

Rıza ile ancak kanuna aykırı olarak gerçekleştirilen çocuk düşürtme işlemleri de kadınların sağlıklarını ve haklarını ihlal eder. Bu tür eylemler, kadının güvenli olmayan koşullarda riskli işlemlerle karşı karşıya kalmasına neden olabilir.

Ekonomik Şiddet Karşısında Kadınların Yasal Hakları

Ekonomik şiddet, bir kadının ekonomik kaynaklara erişiminin kısıtlanması veya tamamen engellenmesi suretiyle bağımsızlığının ve özgürlüğünün zedelenmesidir. Bu tür şiddet, kadının gelirine el koyma, çalışma hayatını kısıtlama, maddi ihtiyaçlarını karşılamama ve finansal kararlar üzerinde baskı kurma gibi davranışları içerir. Ekonomik şiddet, kadının hem maddi hem de psikolojik açıdan zarar görmesine yol açar.

Ekonomik Şiddetin Belirtileri

  • Kadının çalışma hayatının kısıtlanması veya çalışmasına izin verilmemesi.
  • Kadının gelirine veya mal varlıklarına el konulması.
  • Kadının maddi ihtiyaçlarının karşılanmaması.
  • Kadının finansal kararlar üzerinde baskı altında tutulması.
  • Kadının bağımsız bir şekilde para harcamasının engellenmesi.

Ekonomik Şiddet Mağduru Kadınların Başvurabileceği Yasal Yollar

Medeni Kanun ve 6284 Sayılı Kanun, ekonomik şiddet mağduru kadınlara çeşitli haklar ve koruma tedbirleri sağlar:

Medeni Kanun:

  • Nafaka Talebi: Boşanma veya ayrılık durumlarında kadınlar, kendileri ve çocukları için nafaka talep edebilirler (MK md.175).
  • Mal Rejimi: Evlilik süresince edinilen malların paylaşımı konusunda haklarını arayabilirler (MK md.202-281).

6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun:

  • Koruma Tedbirleri: Kadınlar, ekonomik şiddet durumunda koruyucu tedbirler talep edebilir. Mahkemeler, şiddet uygulayan kişiye karşı uzaklaştırma ve maddi yardım gibi tedbirler alabilir (6284 SK md.5).
  • Geçici Maddi Yardım: Ekonomik şiddet mağduru kadınlar, geçici maddi yardım talep edebilirler (6284 SK md.3).

Hamile Kadına Şiddetin Cezası Nedir?

Hamile Kadına Şiddetin Cezası Nedir?

Hamile kadınlara yönelik şiddet, Türk Ceza Kanunu ve diğer ilgili mevzuatlar kapsamında ağır şekilde cezalandırılmaktadır. Bu tür şiddet, hem fiziksel hem de psikolojik boyutlarıyla kadının ve doğmamış çocuğun sağlığını ciddi şekilde tehdit eder.

Yasal Cezalar ve Uygulamalar

Türk Ceza Kanunu (TCK):

  • Kasten Yaralama Suçu (TCK md.86): Hamile bir kadına yönelik kasten yaralama suçu, nitelikli hal olarak değerlendirilir ve ceza artırılır. Suçun hamile kadına karşı işlenmesi durumunda ceza 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olarak uygulanır.
  • Kasten Öldürme Suçu (TCK md.82): Hamile kadına yönelik kasten öldürme suçu, nitelikli hal kapsamında değerlendirilir ve fail ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Çocuk Düşürtme Suçu (TCK md.99): Kadının rızası olmaksızın veya kanuna aykırı olarak hamileliğin sonlandırılması durumunda, fail 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun:

  • Koruyucu Tedbirler: Hamile kadınlar, şiddet tehdidi altında olduklarında mahkemeden koruyucu tedbirler talep edebilirler. Bu tedbirler arasında uzaklaştırma kararı, maddi yardım ve sığınma evi gibi destekler bulunmaktadır.

Kadın Şiddet Görüyorsa Ne Yapmalıdır?

İlk Yapılması Gerekenler ve Başvurulacak Kurumlar

Şiddet gören kadınlar, güvenliklerini sağlamak ve yardım almak için aşağıdaki adımları atmalıdır:

  • Polis veya Jandarmaya Başvuru: En yakın karakola giderek şiddet gördüğünü bildirin ve koruma talep edin.
  • Acil Yardım Hatları: Alo 183 Sosyal Destek Hattı’nı arayarak destek ve yönlendirme alın.
  • Sağlık Kuruluşları: Hastaneye giderek fiziksel ve psikolojik muayene olun ve rapor alın.
  • Kadın Sığınma Evleri: Güvende olmadığınız durumlarda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı sığınma evlerine başvurun.
  • Savcılığa Başvuru: Cumhuriyet savcılığına giderek suç duyurusunda bulunun ve yasal işlemleri başlatın.

Yasal ve Psikolojik Destekler

  • Koruma Tedbirleri: 6284 Sayılı Kanun kapsamında, mahkemelerden şiddet uygulayan kişinin uzaklaştırılması, iletişim yasağı gibi koruma tedbirleri talep edilebilir.
  • Geçici Maddi Yardım: Ekonomik şiddet mağduru kadınlar, geçici maddi yardım talep edebilirler.
  • Nafaka ve Barınma: Boşanma davası açarak nafaka talep edebilir ve geçici barınma imkânlarından yararlanabilirler.
  • Psikolojik Destek: Psikolojik danışmanlık hizmetlerinden yararlanarak travma sonrası destek alabilirler. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve çeşitli sivil toplum kuruluşları bu tür destekler sunar.

Hakları Korumak İçin Atılacak Adımlar ve Prosedürler

  • Delil Toplama: Şiddet gördüğünüzde, fiziksel izlerin fotoğraflarını çekin, doktor raporu alın ve tanık beyanlarını kaydedin.
  • Hukuki Destek: Baroların kadın hakları merkezlerinden hukuki danışmanlık alın ve bir avukat desteğiyle yasal süreci başlatın.
  • Koruma Kararı Başvurusu: Aile Mahkemesi’ne başvurarak koruma kararı talep edin. Bu karar, şiddet uygulayan kişinin evden uzaklaştırılmasını ve size yaklaşmamasını sağlar.
  • Şikayet ve Dava Süreci: Polis veya savcılık aracılığıyla şikayetçi olduktan sonra, adli süreçlerin takibini yapın. Gerektiğinde duruşmalara katılın ve delillerinizi sunun.

Bu adımlar ve prosedürler, şiddet gören kadınların haklarını korumalarını ve güvenliklerini sağlamalarını amaçlar. Yasal ve psikolojik destekler, mağdurların şiddetten korunması ve yeniden hayata adapte olmaları için kritik öneme sahiptir.

Sıkça Sorulan Sorular

Kadına Vurmanın Cezası Nedir?

Kadına vurmanın cezası, Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesi kapsamında değerlendirilir. Kasten yaralama suçu işleyen kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun nitelikli halleri (örneğin, silahla işlenmesi) durumunda ceza 1.5 yıldan 4.5 yıla kadar artırılabilir.

Karısını Döven Adam Ne Kadar Ceza Alır?

Karısını döven bir adam, TCK md.86 ve 6284 Sayılı Kanun hükümlerine göre cezalandırılır. Suçun basit yaralama olarak değerlendirilmesi durumunda 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülür. Şiddet eylemi nitelikli hallerden biri olarak kabul edilirse (örneğin, hamile kadına karşı işlenmesi), ceza 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına çıkar. Ayrıca, 6284 Sayılı Kanun kapsamında koruma tedbirleri uygulanabilir.

Kadına Darpın Cezası Ne Kadar?

Kadına darp, Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesi kapsamında kasten yaralama suçu olarak değerlendirilir. Basit yaralama durumunda 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülür. Şiddet, ağır yaralama veya nitelikli haller kapsamında değerlendirildiğinde ceza artırılarak 4.5 yıla kadar çıkabilir.

Kadına Şiddet Kamu Davası Mı?

Evet, kadına yönelik şiddet suçları kamu davası kapsamında değerlendirilir. Savcılık, kadına yönelik şiddet olaylarını re’sen (kendiliğinden) soruşturur ve dava açar. Mağdurun şikayetçi olması gerekmeksizin, bu tür suçlar kamu davası olarak görülür ve fail hakkında cezai işlem başlatılır.

Kadına Yumruk Atmanın Cezası Nedir?

Kadına yumruk atmanın cezası, Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesi kapsamında kasten yaralama suçu olarak değerlendirilir. Bu durumda fail, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun nitelikli halleri mevcutsa (örneğin, kadının hamile olması durumunda), ceza 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına kadar artırılabilir.

Kapital Hukuk - İzmir Avukat & İzmir Hukuk Bürosu
Kapital Hukuk - İzmir Avukat & İzmir Hukuk Bürosu

Av. Harun Ümit Eren ve Av. Bahadır Gökhan Kaya’nın 2016 yılında kurmuş olduğu Kapital Hukuk Bürosu; değişen ve globalleşen dünyaya müvekkillerinin uyumlanmasını hedefler. Bünyesindeki avukatları, sigorta uzmanları ve icra ekibiyle, ticari faaliyetler için yurtiçi veya uluslararası alanda Ticaret Hukuku, İş Hukuku, Sigorta Hukuku, İcra-İflas Hukuku ve Vergi /SGK Hukuku alanlarında yoğunlaşarak daha kaliteli ve kapsamlı hizmet vermeyi hedefler.

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on email
Email

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İzmir Avukat İletişim & Telefon Numarası

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN