Dolandırıcılık suçu, kişinin malvarlığına karşı işlenen bir suç olup, hileli davranışlarla bir kimsenin aldatılması sonucunda failin kendisinin ya da bir başkasının lehine menfaat sağlaması ile meydana gelir. Hileli davranışlar ile mağduru aldatma kastı bulunan fail, kişilerin iradesini sakatlayarak ya da mağdurun kendisine duyduğu güveni suistimal ederek yarar sağlama saiki ile hareket eder.
Dolandırıcılık Suçu Nasıl Gerçekleştirilir?
Dolandırıcılık suçu, icrai ya da ihmali davranışlarla gerçekleştirilebilir. Ancak her halükarda failin suç işleme kastıyla hareket etmesi gerekir. Suç, kendisine karşı dolandırıcılık suçu işlenen kişinin fail tarafından bizzat aldatılması şeklinde icrai davranışla işlenebileceği gibi, karşı tarafın failden bağımsız olarak hataya düşmesi halinde bilgilendirme yükümlülüğü altında olan failin yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu durumdan faydalanılması şeklinde ihmali davranışla da işlenebilir.
Bu suçun oluşabilmesi için öncelikle failin hileli davranışlarda bulunması gerekir. Hileli davranışın tanımını kanun koyucu mevzuatımızda detaylı olarak tanımlamayarak hileli davranışta bulunulup bulunulmadığına ilişkin yapılacak değerlendirmeyi, öğretide yer alan görüşlere ve içtihatlar doğrultusunda hakimin takdirine bırakmıştır.
Dolandırıcılık Suçu ile Hırsızlık Suçu Arasındaki Fark
Bu suçun hırsızlık suçundan ayrıldığı nokta ise suça konu malın bulunduğu yerden, malvarlığını hukuka uygun olarak elinde bulunduran kişinin haberi olmaksızın fail tarafından alınması ve bu şekilde menfaat sağlanmasıdır. Oysa dolandırıcılık suçu işlenirken mal sahibinin ya da malı elinde bulunduran kişinin iradesi sakatlanarak rıza tesis edilir.
Bir Fiil Hangi Durumlarda Suç Sayılır?
Yalnızca hileli davranışta bulunulması, suçun yerine getirilmesi için yeterli değildir. Hileli davranışın dolandırıcılık suçu teşkil ettiği kanaatinin oluşması için hileli davranışın, karşı tarafı aldatabilecek nitelikte olması gerekir. Öğretide yer alan baskın görüşe göre dolandırıcılık suçunun meydana gelip gelmediği araştırılırken, somut olay ve mağdurun kişisel nitelikleri nazara alınmalı ve dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmadığı hakim tarafından değerlendirilmelidir.
Failin bilerek ve isteyerek hileli davranışlarda bulunması yanında bu hileli davranışın somut olayın vasfına göre mağduru aldatabilecek nitelikte olması da suçun işlenmesi için yeterli değildir. Hileli davranışlarla mağdurun aldatılması neticesinde fail ya da bir başka kişi lehine yarar sağlanmış olması, fiil ile uğranılan zarar arasında nedensellik bağı bulunması gerekir.
Yalnızca hileli davranışlarla aldatma kastı ile hareket edilmesi ve bu davranışın mağdurun aldatılmasına elverişli olması halinde suç teşebbüs aşamasında kalacağından, Türk Ceza Kanunu’nun teşebbüse ilişkin hükümleri uygulanarak cezada indirime gidilecektir.
Dolandırıclık Suçu Cezası
Basit dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 157. maddesinde düzenlenmiştir. Basit dolandırıcılık suçunun işlendiğine kanaat getirilmesi halinde fail 1 yıldan 5 yıla hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağından Asliye Hukuk Mahkemeleri yargılamanın yürütülmesinde görevlidir.
Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesinde bazı özel durumlar sayılmış, suçun bu fiiller ile işlenmesi halinde suç vasfının “nitelikli dolandırıcılık” olarak değerlendirileceği, 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir. Bu nedenle nitelikli dolandırıcılık suçunun işlendiğinden bahisle kovuşturmanın yürütülmesine karar verilmesi halinde görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemeleridir.
Son günlerde internet üzerinden bazı virüs programları kullanılarak sosyal medya hesaplarının dolandırıcılar tarafından ele geçirilmesi söz konusu olabilmektedir. Yayınlanan reklamda yer alan internet sitesine giriş yapılması halinde kişilerin yatırım tavsiyelerine ulaşacağı ifade edilerek sosyal medya hesabı sahibinin web sitesine girişi sağlanmakta, belirtilen web sitesinde yer alan virüs programı ile hukuka aykırı şekilde sosyal medya hesabı failce ele geçirilmektedir. Akabinde sosyal medya hesabı sahibine fail tarafından ulaşılarak, belli bir bedel karşılığında hesabın geri verileceği ifade edilmekte, bu şekilde menfaat sağlanmaktadır.
Açıklanan durumda, sosyal medya hesabı sahipleri, failin hileli davranışı ile yatırım tavsiyesi alacağından bahisle kandırılmakta ve bu fiil neticesinde fail, menfaat sağlamaktadır. Bu halde dolandırıcılık suçunun meydana geldiği söylenebilecektir.
Günümüzde yaygın şekilde işlenen bir diğer dolandırıcılık türü ise faillerin bir kargo firmasından ya da hukuk bürosundan aradığını veya avukat olduğunu beyan etmesi, aranan kişinin evvelce satın aldığı bir ürünü kargo şirketinden teslim almaması sebebiyle borcu olduğunun ifade edilmesi, bu borcun derhal belirtilen hesaba ya da kendini hukuk bürosundan aradığını beyan eden kişilere ödemediği takdirde icra takibi yoluna başvurulacağını beyan ederek aranan kişinin ödeme yapması yoluyla menfaat sağlaması şeklinde dolandırıcılık suçunun işlenmesidir.
Her iki durumda da suçun vuku bulduğu aşikardır. Ancak önemle belirtilmelidir ki, bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması ve avukatlığın kişiler üzerinde uyandırdığı güven kullanılarak dolandırıcılık suçu işlenmesi halinde failler “basit dolandırıcılık” suçundan cezalandırılmayacak, Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesi gereği ceza alt ve üst sınırı daha yüksek olan “nitelikli dolandırıcılık” suçundan cezalandırılacak ve Ağır Ceza Mahkemeleri’nde yargılanacaktır.
Diğer yazılarımıza göz atmak için linke tıklayabilirsiniz. İzmir avukat olarak, hukuki konularda size rehberlik etmek ve sorularınıza cevap vermek için buradayız.
Av. Ece Kızıldağ
Av. Harun Ümit Eren