Ortaklığın Giderilmesi Davası Açma

Bu yazımızda ortaklığın giderilmesi davası nasıl açılır sorusuna cevap bulacağız.

GİRİŞ

Türk Medenî Kanunu’nun 698. maddesine göre, her paydaş paylı mülkiyete konu şeyin paylaştırılmasını talep edebilir. Ancak, paydaşlar arasında anlaşma sağlanamadığı veya bir paydaşın paylaştırmayı istememesi durumunda, paylı mülkiyete konu şeyin paylaştırılması için bir dava açılması gerekmektedir. Bu dava, Türk Medenî Kanunu’nun 699. maddesinde düzenlenmiş olup, ortaklığın giderilmesi davası adı verilir.

Ortaklığın giderilmesi davası, sadece paylı mülkiyet ilişkisine konu şeyin paylaştırılması davası ile sınırlı değildir. Türk Medenî Kanunu’nun 642. maddesinde düzenlenen mirasın paylaştırılması davası da nitelik olarak bir ortaklığın giderilmesi davasıdır. Ayrıca, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davası da medenî usûl hukuku yönünden bu dava türündendir. (TMK m. 644/1).

Ortaklığın giderilmesi davasının medenî usûl hukuku bakımından önemli özellikleri bulunmaktadır. Bu davada, diğer davalardan farklı olarak uyuşmazlık içinde bulunması muhtemel iki veya daha fazla tarafın bulunması durumu söz konusudur. Bu nedenle, ortaklığın giderilmesi davası, medenî usûl hukukunun temel kurumları bakımından detaylı bir şekilde ve profesyonel bir yardımla ikame edilmesi gerekmektedir.

PAYLI MÜLKİYETE KONU OLAN ŞEY NE DEMEKTİR?

Mülkiyet hakkı, bir kişiye eşya üzerinde kullanma, yararlanma ve tasarruf etme yetkileri veren ve herkes tarafından kabul edilen bir haktır. Türk Medenî Kanunu’nun 683. maddesine göre, bu hak aynı eşyada birden fazla kişiye ait olabilir; bu duruma birlikte mülkiyet denir. Birlikte mülkiyet iki şekilde oluşabilir: elbirliği ve paylı mülkiyet.

Paylı mülkiyette, birden fazla kişi, bölünmemiş bir eşyanın tamamına belli paylarla sahiptir. Öte yandan elbirliği mülkiyetinde, birden fazla kişi, belirli bir eşyaya sahip olurlar ancak belirlenmiş paylar bulunmaz. Paylı mülkiyet ilişkisi, hukuki bir işlem, kanun, mahkeme ya da yetkili bir makam kararıyla kurulabilir. Örneğin, bir malı birlikte satın alan kişiler arasında paylı mülkiyet ilişkisi hukuki işlemle kurulmuş olabilir. Ancak bu durumda, bu kişiler arasında elbirliği mülkiyetini sonuçlandıran bir ilişki bulunmamalıdır.

Paylı mülkiyet ilişkisi ayrıca mahkeme ya da yetkili bir makam kararıyla da kurulabilir. Örneğin, mahkeme mirasçılardan birinin talebi üzerine elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesine karar verebilir. Benzer şekilde, bir belediye kararıyla birden fazla taşınmazın mâliki arasında paylı mülkiyet ilişkisi kurulabilir. Son olarak, paylı mülkiyet ilişkisi kanun gereği de ortaya çıkabilir. Örneğin, Türk Medenî Kanunu’nun 721. maddesinde belirtildiği gibi, iki taşınmaz arasındaki sınırlıkların varlığı, her iki komşunun paylı malı olarak kabul edilir, aksi ispat edilmedikçe.

PAYLI MÜLKİYET İLİŞKİSİ NASIL SONA ERER?

Paylı mülkiyet ilişkisi, belirli durumlarda bir veya birkaç paydaş için sona erebilir. Örneğin, bir paydaş mülkiyet hakkından vazgeçerse veya payını devrederse, paylı mülkiyet ilişkisi onun için sona erer. Aynı şekilde, bir paydaşa karşı açılan paydan çıkarma davası kabul edilirse, bu durumda da paylı mülkiyet ilişkisi sona erer.

Bazı durumlarda ise, paylı mülkiyet ilişkisi tüm paydaşlar için sona erebilir. Tek kişi mülkiyetinin sona ermesine neden olan durumlar genellikle paylı mülkiyetin sona ermesine de yol açar. Örneğin, paylı mülkiyete konu şeyin devri, zorunlu icra yoluyla satılması, kamulaştırılması veya yok olması durumunda, paylı mülkiyet ilişkisi tüm paydaşlar için sona erer.

ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI YOLUYLA PAYLI M MÜLKİYETİN SONA ERMESİ

Paydaşlar arasında anlaşmazlık yaşanması veya bir paydaşın paylaştırmayı istememesi durumunda, paylı mülkiyete konu olan şeyin paylaştırılması için bir dava açılması gerekmektedir (TMK m.699/2). Bu dava sonucunda paylaştırma yapılması durumuna kazaî taksim denir.

Paylı mülkiyete konu olan şeyin paylaştırılması amacıyla açılan bu dava için, Medeni Usul Hukuku’nda “izale-i şüyu davası” tabiri kullanılırken, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ise “ortaklığın giderilmesi davası” tabiri yer almaktadır.

Mevzuatımızda ortaklığın giderilmesi davası terimi, genellikle paylaştırma talebini içerecek şekilde kullanılmıştır. Bu nedenle, medenî usûl hukuku açısından ortaklığın giderilmesi ve paylaştırma kavramlarının birbiri yerine kullanılmasında bir sakınca bulunmamaktadır.

Ortaklığın giderilmesi davasında genellikle paylaştırmanın ya da satış yoluyla yapılmasının talep edildiği bilinmektedir (TMK m.699/1). Aynen paylaştırmada, mal parçalara ayrılarak her bir paydaşa tahsis edilir. Satış yoluyla paylaştırmada ise, malın satılmasından elde edilen değer, paydaşlara payları oranında dağıtılır.

ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASININ ŞARTLARI NELERDİR?

Yukarıda da değinildiği üzere İzale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davası, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen önemli bir hukuki süreçtir. Bu davada, birlikte mülkiyete konu olan malın paylaştırılması veya satışı talep edilir. Ancak, bu davanın kabul edilebilmesi için belirli şartların sağlanması gerekmektedir:

Davanın konusu olan mal, elbirliği veya paylı mülkiyete konu olmalıdır. Bu mal, taşınmaz, araç, altın, hisse senedi gibi çeşitli varlıklardan oluşabilir. Davacı, dava açarken dosyaya tüm ortakları dahil etmelidir. Mal ile ilgili bilgilerin eksiksiz ve doğru olarak belirtilmesi gerekmektedir.

Örneğin, taşınmaz mal ise parseline, araç ise plakasına, patent belgesi ise numarasına dikkat edilmelidir. Mal üzerinde ortaklığı gösteren belgelerin ibraz edilmesi gerekmektedir. Hukuki bir işlem veya malın daimi bir amaca özgü kılınması gibi nedenlerle paylı mülkiyetin devam ettirilmesi gerekmemelidir.

Ortaklığın giderilmesi davası, genellikle paylaştırmanın veya satış yoluyla yapılmasının talep edildiği bir davadır. Aynen paylaştırmada, mal parçalara ayrılarak her bir paydaşa tahsis edilir. Satış yoluyla paylaştırmada ise, malın satılmasından elde edilen değer, paydaşlara payları oranında dağıtılır.

Özetle, izale-i şuyu davası, ortaklığın giderilmesi amacıyla açılan ve belirli şartların sağlanması halinde kabul edilen bir hukuki süreçtir. Bu süreçte, davanın konusu olan malın türüne, dosyaya dahil edilen belgelere ve davacının taleplerine dikkat edilmelidir. İzale-i şuyu davasının kabul edilmesi durumunda, malın paylaştırılması veya satışı yoluyla ortaklığın sonlandırılması sağlanır.

BU DAVA KİMLERE KARŞI AÇILIR? TARAFLARI KİMLERDİR?

Bu dava, menkul veya gayrimenkule ortak olan tüm paydaşlara karşı açılabilir. Herhangi bir paydaş, taşınır veya taşınmaz maldaki ortaklığa son verilerek ortaklığın bitirilmesini talep edebilir. Bu talebin ardından paydaşlar arasında anlaşma sağlanabilir ve malın paylaşımı konusunda bir karara varılabilir. Ancak, anlaşma yoluyla ortaklık sonlandırılamazsa, paydaşlardan biri diğer tüm paydaşlar aleyhine izale-i şuyu davası açarak dava yoluyla ortaklığın giderilmesini isteyebilir.

İKİLİ SEÇENEK OLARAK ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI

Yukarıda da değinildiği üzere ortaklığın giderilmesi davası kapsamında iki türlü paylaştırma istenebilir: 1) Aynen Paylaşım ve 2) Satış yoluyla paylaşım.

AYNEN BÖLÜNMESİ YOLUYLA ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ

İzale-i şüyu davasında taraflar, malın paylaşımı konusunda anlaşarak dava sürecinde bu anlaşmayı mahkemeye sunabilirler. Mahkeme, taraflar arasındaki bu anlaşma doğrultusunda ortaklığın giderilmesine karar verebilir. Ancak, taraflar arasında anlaşma sağlanamazsa, malın paylaşımı ya satış yoluyla ya da aynen bölünerek gerçekleştirilmelidir.

Ortaklığın giderilmesi davasında malın aynen bölünmesi için taraflardan sadece birinin talepte bulunması yeterlidir. Bu durumda, hakim öncelikle malın aynen bölünmesinin mümkün olup olmadığını araştırmalıdır. Malın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile tarım arazilerinin niteliği gibi faktörler dikkate alınarak karar verilir. Eğer malın aynen bölünmesi mümkün değilse, malın satışı yoluyla paylaşılması gerekebilir.

Aynen bölünerek paylaştırmanın mümkün olduğu durumlarda, bölünen parçaların değerleri eşit olmayabilir. Bu durumda, eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme yapılır. Ancak, paydaşlar arasında anlaşma olmadığı takdirde, hakim bu şekilde bir paylaştırma kararı veremez. Ayrıca, eğer taşınmaz malda kat mülkiyeti kurulması mümkünse, hakim bu durumu da dikkate almalıdır. Kat mülkiyeti kurulabilen bir malda satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verilemez.

Özetle, izale-i şüyu davası sürecinde malın paylaşımı konusunda taraflar arasında anlaşma sağlanması önemlidir. Anlaşma olmadığı takdirde, mahkeme malın paylaşımı konusunda karar verirken çeşitli faktörleri dikkate alır ve adil bir paylaştırma sağlamaya çalışır.

SATIŞ YOLUYLA ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ

Eğer taşınmazın aynen taksimi mümkün değilse, ortaklığın satış yoluyla sonlandırılmasına karar verilir. Taşınmazın satışı, mahkeme tarafından değil, satış memurluğu veya icra dairesi aracılığıyla gerçekleştirilir. Satış genellikle açık artırma yöntemiyle yapılır. Ancak, tüm paydaşlar satışın ortaklar arasında yapılması konusunda oybirliğiyle anlaşırlarsa, satış sadece ortaklar arasında gerçekleşir.

Paydaşlığın satış yoluyla sonlandırılması durumunda, dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç gibi bütünleyici parçalar da satılmalıdır. Ancak, eğer muhdesatın (bütünleyici parçaların) bir kısmı paydaşlara aitse ve bu durum tapuda şerh olarak belirtilmişse veya paydaşlar bu konuda anlaşmışlarsa, muhdesatın değeri ayrı ayrı tespit edilir.

Bu değerler toplanarak taşınmazın toplam değeri belirlenir. Ardından, muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında diğer paydaşlara dağıtılır. Bu dağıtım, belirlenen yüzdelik oranlar esas alınarak yapılır.

SONUÇ

Ortaklığın giderilmesi davası süreci, karmaşık ve uzun bir hukuki süreç olabilir. Tarafların mal varlığının paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşaması durumunda, mahkeme devreye girerek adil bir çözüm bulmaya çalışır. Bu süreçte tarafların haklarının korunması ve adil bir şekilde paylaşım yapılması önemlidir.

Özetle, ortaklığın giderilmesi davası sürecinde tarafların uzlaşmaya çalışması ve hukuki süreci doğru yönetmesi önemlidir. Uzman bir avukattan destek almak, sürecin daha sağlıklı ve hızlı ilerlemesini sağlayabilir.

Diğer yazılarımıza göz atmak için linke tıklayabilirsiniz.

Av. Ömer Faruk KILIÇ

Sosyal Medyada Bizi Takip edin

https://www.facebook.com/kapitalhukuk

https://www.instagram.com/kapitallegal/

https://tr.linkedin.com/company/kapi%CC%87tal-hukukv

Kapital Hukuk - İzmir Avukat & İzmir Hukuk Bürosu
Kapital Hukuk - İzmir Avukat & İzmir Hukuk Bürosu

Av. Harun Ümit Eren ve Av. Bahadır Gökhan Kaya’nın 2016 yılında kurmuş olduğu Kapital Hukuk Bürosu; değişen ve globalleşen dünyaya müvekkillerinin uyumlanmasını hedefler. Bünyesindeki avukatları, sigorta uzmanları ve icra ekibiyle, ticari faaliyetler için yurtiçi veya uluslararası alanda Ticaret Hukuku, İş Hukuku, Sigorta Hukuku, İcra-İflas Hukuku ve Vergi /SGK Hukuku alanlarında yoğunlaşarak daha kaliteli ve kapsamlı hizmet vermeyi hedefler.

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on email
Email

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İzmir Avukat İletişim & Telefon Numarası

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN