Manevi Tazminat Nedir?

Türk Borçlar Kanunu madde 58 ile düzenlenen manevi tazminat, manevi yönden zarar gören, elem ve keder içinde olan ve kişilik haklarına zarar gelen kimselerin bu zarara sebebiyet veren kişiden talepte bulunduğu bir tazminat davasıdır. Manevi tazminat talebi maddi bir zarara bağlı olmayıp tamamıyla kişinin belli olaylar sebebiyle yaşadığı psikolojik çöküntü haline dayanmaktadır. Manevi tazminat düzenlemesi esasında kişinin yaşadığı elem ve kederin bir nebze de olsa hafifletilmesi amacını gütmektedir.

Türk Borçlar Kanunu madde 58 ile manevi tazminat şu şekilde düzenlenmiştir:

MADDE 58 – Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.

Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.”

Manevi Tazminat Şartları

Bir kimsenin kişilik hakkına yönelmiş hukuka aykırı bir saldırı bulunmalıdır

Manevi tazminat talebinde bulunabilmek için kişinin kişilik hakkına yönelik bir tecavüz bulunmalıdır. Kişilik hakkına yönelik saldırıyı tespit edebilmek için öncelikle kişilik hakkının kapsamını incelememiz gerekmektedir.

Bir kimsenin hayatı, sağlığı, onur ve saygınlığı, vücut bütünlüğü, resmi, özel hayatı, sırları, özgürlüğü vb. hususlara yönelmiş saldırılar o kişinin kişilik hakkını zedeler. Saydığımız bu unsurlar kanunumuzda sınırlı sayıda sayılmamış olup zamanın ihtiyaçlarına göre unsurlar değişebilmektedir.

Kişinin kişilik hakkına yapılan saldırı hukuka aykırı olarak kabul edilir. Bu durumun istisnalarından biri Türk Medeni Kanunu madde 24/2 ile düzenlenmiştir. Buna göre,

“Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir.

Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.”

Açık kanun hükmü bulunmadıkça kişilik hakkı saldırıya uğrayan kişi ile zarar gören kişi aynı olmalıdır

Kişilik hakları saldırıya uğrayan kişinin yaşanan olay sebebiyle elem, keder ve üzüntü içinde olmasıyla birlikte bu kimsenin anne, baba, eş, kardeş gibi yakınları da yansıma yoluyla bu olaydan manevi olarak zarar görebilirler. Bu yakınların kendi kişiliklerine yapılmış bir tecavüz olmamasına rağmen açıkça kanunda düzenlenmiş olan hallerde bu kişiler de yakınlarının yaşadığı manevi saldırı sebebiyle yaşadıkları üzüntü ve kederi giderebilmek adına manevi tazminat talep edebilmektedirler. Örneğin Türk Borçlar Kanunu madde 56/2 ağır bedensel zarar gören veya ölmüş olan kişinin yakınlarının da manevi tazminat talebinde bulunmasına imkan tanımıştır.

Bununla birlikte kişilik haklarına saldırıda bulunan bir fiil ile birden fazla kişinin haklarına tecavüzün gerçekleştiği durumlar da olabilir. Bu durumda kişilik haklarına halel gelen kişilerden her biri dava açabilir. Açılacak bu davalarda yansıma yoluyla değil doğrudan doğruya gerçekleşen manevi zarar söz konusudur.

Manevi bir zarar oluşmalıdır

Kişinin manevi tazminat talebinde bulunabilmesi, gerçekleşen saldırının o kimsede manevi bir zarar oluşturmasına bağlıdır. Manevi zarar, kişilik haklarına yapılan saldırı sebebiyle kişinin hissettiği elem, keder, üzüntü ve acıyı ifade eder. Belirtilmelidir ki kişilik haklarına yönelmiş olan her saldırı mutlaka manevi zarara yol açmamaktadır.

Nedensellik bağı mevcut olmalıdır

Kişilik hakları saldırıya uğrayan kişinin tazminat talep edebilmesi için hukuka aykırı saldırı ile oluşan manevi zarar arasında uygun bir nedensellik bağı bulunmalıdır. Buna göre saldırı fiilinin hayatın olağan akışında iddia edilen manevi zararı meydana getirmeye elverişli olduğu kabul edildiği takdirde nedensellik bağının bulunduğunun kabulü gerekir.

Davalı taraf kusurlu olmalı veya ortada bir kusursuz sorumluluk hali bulunmalıdır.

Bir kimse aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için o kimsenin işlediği fiilde kusuru bulunması zorunludur. Fail burada fiilin oluşturduğu sonucu isteyerek kastla veya ihmali olarak işleyebilir. Kusurun derecesi ne olursa olsun kişi fiilinden sorumlu tutulacaktır. Kişinin kusurunun derecesi, hakkında hükmedilecek tazminat miktarını belirlemek konusunda etkili olacaktır.

Manevi Tazminat Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Görevli ve yetkili mahkeme maddi tazminat davasındaki esaslara tabidir.

Buna göre görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleridir fakat somut olayın özelliklerine göre belirlenebilecek özel düzenlemeler saklıdır. Yetkili mahkeme belirlenirken ise manevi tazminatı doğuran olayın niteliğine bakılmalıdır. Bu davalarda genel yetkili mahkeme davacının yerleşim yeri mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Her somut olay için görevli ve yetkili mahkemeler yeniden değerlendirilmelidir.

Manevi Tazminat Zamanaşımı

Manevi Tazminat Zamanaşımı

Tazminat davasında zamanaşımı tazminatı doğuran olayın hukuki niteliğine göre belirlenir. Buna göre:

  • Kişide elem ve kederin ortaya çıkmasına sebep olan olay aynı zamanda bir suç teşkil ediyorsa tazminat davası açma zamanaşımı süresi Türk Ceza Kanunu’nda bu suç için düzenlenmiş olan zamanaşımı süresiyle belirlenir.
  • Haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat taleplerinde zamanaşımı fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren 2 yıl ve her halükarda 10 yıldır.
  • Karayolları Trafik Kanunu bağlamında trafik kazası kaynaklı tazminat davası zamanaşımı süreleri kazanın gerçekleştiği ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl, her halükarda 10 yıldır.
  • Boşanma davası sonrasında açılacak manevi tazminat davalarında zamanaşımı boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 1 yıldır.
  • Sözleşme ihlali sebebiyle talep edilecek manevi tazminat için belirlenmiş olan zamanaşımı süresi 10 yıldır.

İzmir avukat, manevi tazminat davalarında müvekkillerine hukuki destek sağlayarak, kişinin yaşadığı psikolojik etkilerin mahkemede doğru bir şekilde ifade edilmesini ve talep edilen tazminatın adil bir biçimde belirlenmesini sağlamak üzere uzmanlık alanlarını kullanabilirler. Yaşadığınız sorunu KapitalHukuk adresinden bizimle iletişime geçerek veya İzmir Tazminat Avukatı sayfamıza göz atarak çözüme ulaştırabilirsiniz. İzmirin en iyi avukatları ile çalışarak minimal sürede sonuca ulaşmaktayız. Sizde tüm avukatlık işleriniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Manevi tazminat şartları nelerdir?

Kişisel Hakkın İhlali: Hukuka aykırı bir şekilde kişisel bir hakkın ihlal edilmiş olması.
Manevi Zarar: İhlal sonucunda manevi bir zararın ortaya çıkmış olması.
Kusur veya Kusursuz Sorumluluk: Zarara yol açan kişinin kusurlu olması veya kanunen belirlenen kusursuz sorumluluk halleri mevcut olmalıdır.
İlliyet Bağı: Manevi zarar ile ihlal arasında uygun bir illiyet bağının bulunması.

Bu şartların sağlanması durumunda, yetkili mahkemede dava açılmalı ve gerekli harçlar ödenmelidir.


Manevi tazminat hangi durumlarda alınır?

Manevi tazminat, hukuki anlamda bireyin uğradığı haksız fiil nedeniyle yaşadığı psikolojik zarar ve manevi sıkıntılardan ötürü talep edilen bir tazminat türüdür. Bu tür tazminatlar, kişinin ruhsal bütünlüğünü ve duygusal sağlığını olumsuz etkileyen durumlarda ödenir. Tazminat davaları, çeşitli hukuki sebeplerle gündeme gelebilir; bunlar arasında sözleşme ihlali, suç işlenmesi, trafik kazaları, tıbbi malpraktis (hekim hatası), iş kazaları, boşanma ve nişanın bozulması gibi olaylar bulunmaktadır.

Manevi tazminat neye göre açılır?

Hakim, manevi tazminatın miktarını belirlerken, olayın özelliklerini, zarar gören kişinin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını ve beden gücü kaybına bağlı olarak yaşanan mevcut ve gelecekteki acı ve ızdırabı göz önünde bulundurmalıdır.

Manevi zarar nasıl ispat edilir?

Manevi zararın ispatı, fiziksel bir somutluk taşımadığı için mümkün değildir. Bu tür zararların elle tutulması veya gözle görülmesi mümkün değildir. Bu nedenle, manevi zarar yalnızca mağdurun duygusal ve psikolojik durumunda meydana gelen değişiklikler ve dışa yansıyan etkiler üzerinden ispatlanabilir.

Manevi tazminat için kusur şart mı?

Ağır bedensel zararlar veya ölüm durumlarında, zarar gören kişinin kendisi ya da ölen kişinin yakınlarına manevi tazminat ödenmesi uygun görülebilir. Bu düzenleme uyarınca, manevi tazminat talebinde kusur şartının aranmadığı açıkça belirtilmiştir.

Son Yazılar

Hukuki Yardım Al

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN