Hissedarlar Sözleşmesi, İngilizce ismiyle Shareholders Agreement (SHA), Türk Hukuku’nda Ticaret Kanunu’nda özel olarak düzenlenmemiş olmakla birlikte Türk Borçlar Kanunu sözleşme serbestisi ilkesi uyarınca Borçlar Hukuku kapsamına giren bir sözleşme türüdür. Borçlar Kanunu’nda özel olarak düzenlenmemiş olmasına karşın genel hükümler uyarınca değerlendirilir. Hissedarlar sözleşmesi, pay sahipleri arasında akdedilmesi ve pay sahiplerinin ilişkisini düzenlenmesi sebebiyle adi şirket ortaklık sözleşmesi ile oldukça benzerdir. Hatta doktrinde bir görüşe göre ticaret şirketlerinin pay sahiplerinin akdetmiş oldukları hissedar sözleşmesi, taraflar arasında ikinci bir adi ortaklık yapısı oluşturmaktadır. Hissedarlar Sözleşmesinin pay sahipleri ile şirket açısından etkileri ile bu etkilerin doğurabileceği sonuçlara geçmeden önce sözleşmenin tanımını ve yapısını incelemekte fayda görüyoruz.
Hissedarlar Sözleşmesi Nedir?
Hissedarlar sözleşmesi pay sahiplerinin kendi aralarındaki ilişkiyi, şirket yönetimi için belirledikleri esasları, pay sahiplerinin şirket ile ilişkileri ve pay sahipliğine ilişkin Kanunda düzenlenmemiş birçok konunun düzenlenebildiği bir sözleşmesidir. Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmemiş olması nedeniyle Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olan bu sözleşme türü sözleşme serbestisi ilkesi doğrultusunda oluşmuştur.
Bu sözleşmelerin oluşmasında en önemli etken pay sahiplerine, Esas Sözleşme ile düzenlenmemiş alanları düzenleme yetkisi vererek esnekliği sağlamasıdır. Öyle ki Esas Sözleşmede düzenlenmemiş olan birçok husus pay sahipleri tarafından Hissedarlar Sözleşmesi ile düzenlenerek pay sahiplerine şirket yönetiminde istek ve iradeleri doğrultusunda esneklik sağlamaktadır.
Bu esnekliğin yanında Hissedarlar Sözleşmesi ile, pay sahiplerinin birbirleri ile ilişkileri de düzenlenebildiğinden oluşabilecek muhtemel uyuşmazlıklar önlenerek şirket menfaatine de hizmet edilmiş olmaktadır.
Sonuç olarak Hissedarlar sözleşmesi, bir şirketin pay sahipleri/müstakbel pay sahipleri arasında akdedilen ve pay sahiplerinin kendi arasındaki iç ilişkilerini veya şirket ile olan ilişkilerini düzenlemeyi hedefleyen, şirketteki uygulamalarda esneklik sağlayan sözleşmeler olarak tanımlanabilir.
Hissedarlar Sözleşmesinin Hukuki Boyutu Nedir?
Türk Borçlar Kanunu ile hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi mevcuttur. Tarafların ortak iradeleri ile kanunlarda şekil düzenlemesi olmayan alanlarda hiçbir şekle bağlı kalınmadan sözleşme kurulabilir. Kural olarak sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. Başka hiçbir koşula bağlı olmadan tarafların açık veya örtülü iradelerinin uyuşması sözleşmeyi kurmaya yeterlidir. Hissedarlar sözleşmesi de kanun ile ayrıca düzenlenmiş bir sözleşme türü olmadığından kural olarak pay sahiplerinin iradelerinin uyuşması ile kurulmuş olur. Bu yönü ile Hissedarlar Sözleşmesi rızai sözleşmelerdir.
Hissedarlar Sözleşmesinin rızai nitelikte bir sözleşme olmasının yanı sıra, bu sözleşmeler borç doğuran sözleşmelerdendir. İster pay sahiplerine karşılıklı borç yükleyerek tam iki taraflı borç yükleyen sözleşme türünde kurulabileceği gibi, ister sadece bir pay sahibine borç yükleyerek tek tarafa borç yükleyen sözleşme olarak kurulabilirler. Burada önemli olan pay sahiplerinin birbirleri ile nasıl bir iç ilişki kurmak istemeleridir. Pay sahiplerinden biri her ne sebeple olursa olsun iç ilişkilerinde diğer pay sahibine karşı baskın konumda ise sadece diğer pay sahibine borç yükleyecek şekilde Hissedarlar sözleşmesi kurulabilir.
Son olarak; söz konusu sözleşmeler Türk Borçlar Kanunu’nun 12. Maddesi uyarınca hiçbir şekle bağlı değildir. Ancak uygulamada, anılan sözleşmeler, bağlayıcılık ve ispat açısından taraflar arasında yazılı olarak, hatta noter aracılığı ile resmi şekilde düzenleyebilmektedirler.
Hissedarlar Sözleşmesinin Kapsamı Nedir?
Yukarıda da değindiğimiz üzere sözleşme serbestisi ilkesi uyarınca Hissedarlar Sözleşmesinin kapsamı taraflarca özgürce belirlenebilir. Bir diğer ifade ile pay sahipleri kendi iç ilişkilerinde, şirketle olan ilişkilerinde ve şirket uygulamalarında düzenlemek istedikleri alanları belirleyerek istedikleri kapsamda bir sözleşme oluşturabilir. Ancak bunun istisnası Kanun ile düzenlenmiş alanlar ve şirket sözleşmesidir.
Anonim şirketler Esas Sözleşme ile kurulmaktadır. Anonim Şirketlerde Esas Sözleşmede düzenlenmiş ve sadece Esas Sözleşme ile düzenlenebilecek alanlarda tarafların ayrı bir sözleşme ile anlaşması geçerli bir sonuç doğurmaz. Hissedarlar Sözleşmesinin aksine Esas Sözleşme Kanun ile düzenlenmiş olup geçerlilik koşulu olarak şekil şartı mevcuttur. Diğer bir ifade ile şekil şartı olan resmi şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacaktır. Buna göre; Esas Sözleşmenin yazılı şekilde yapılması ve bütün kurucuların imzalarının noterce onaylanması veya Esas Sözleşmenin Ticaret Sicili Müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzalanması şarttır.
TTK madde 339 devamında Esas Sözleşmede bulunması gereken unsurlar sayılmıştır. İlgili hükme göre Esas Sözleşmede aşağıdaki unsurlar yer almak zorundadır:
- Şirketin ticaret unvanı ve merkezinin bulunacağı yer.
- Esaslı noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış bir şekilde şirketin işletme konusu.
- Şirketin sermayesi ile her payın itibarî değeri, bunların ödenmesinin şekil ve şartları.
- Pay senetlerinin nama veya hamiline yazılı olacakları; belirli paylara tanınan imtiyazlar; devir sınırlamaları.
- Paradan başka sermaye olarak konan haklar ve ayınlar; bunların değerleri, bunlara karşılık verilecek payların miktarı, bir işletme ve ayın devir alınması söz konusu olduğu takdirde, bunların bedeli ve şirketin kurulması için kurucular tarafından şirket hesabına satın alınan malların ve hakların bedelleriyle, şirketin kurulmasında hizmetleri görülenlere verilmesi gereken ücret, ödenek veya ödülün tutarı.
- Kurucularla yönetim kurulu üyelerine ve diğer kimselere şirket kârından sağlanacak menfaatler.
- Yönetim kurulu üyelerinin sayıları, bunlardan şirket adına imza koymaya yetkili olanlar.
- Genel kurulların toplantıya nasıl çağrılacakları; oy hakları.
- Şirket bir süre ile sınırlandırılmışsa, bu süre.
- Şirkete ait ilanların nasıl yapılacağı.
- Pay sahiplerinin taahhüt ettiği sermaye paylarının türleri ve miktarları.
- Şirketin hesap dönemi.
Esas sözleşmede yer alan bu alanlarda Hissedarlar Sözleşmesi ile aksine bir kararlaştırılma yapılması mümkün değildir. Asıl olan Esas Sözleşme olup şirket açısından Esas Sözleşme esas alınır.
Limited şirketlerde ise Şirket Sözleşmesi TTK madde 575 ve devamında düzenlenmiştir. Şirket Sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve kurucular tarafından Ticaret Sicil Müdürlüğünde yetkilendirilmiş personelin huzurunda imzalanması sözleşmenin geçerlilik koşulu olan şekil şartıdır. Şekil şartına uygun yapılmayan bir Şirket Sözleşmesi hüküm doğurmayacaktır. Yine Esas Sözleşmeye benzer şekilde Şirket Sözleşmesinde yer alması gereken hususlar Kanun’da sayılmıştır. Bunlar;
- Şirketin ticaret unvanı ve merkezinin bulunduğu yer,
- Esaslı noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış bir şekilde, şirketin işletme konusu,
- Esas sermayenin itibarî tutarı, esas sermaye paylarının sayısı, itibarî değerleri, varsa imtiyazlar, esas sermaye paylarının grupları,
- Müdürlerin adları, soyadları, unvanları, vatandaşlıkları,
- Şirket tarafından yapılacak ilanların şekli olup zorunlu olarak Şirket Sözleşmesinde bulunmaları gereklidir.
Hissedarlar Sözleşmesi ile yukarıda sayılan zorunlu unsurlar düzenlenip değiştirilemez. Anonim Şirkette olduğu gibi burada da ancak şirket pay sahiplerinin birbirleri ile olan ilişkileri, şirket uygulamalarına ilişkin düzenlemeler kararlaştırılabilir.
Uygulamada Hissedarlar Sözleşmelerinin kapsamında sıklıkla karşılaşılan konular nelerdir?
Anonim Şirketlerde pay alım ve satım hakları, birlikte satma hakkı ve ayrıca birlikte satışa zorlama hakkı, önalım ve öncelik hakkı, rekabet yasağı düzenlemeleri, alım-satım opsiyonları şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Hissedarlar Sözleşmesi ile Pay Sahiplerinin Şirketten maaş alması kararlaştırılabilir mi?
Limited Şirkette kural olarak ortaklara maaş ödemesi yapılamaz. Maaş ödemesi ancak kar payı dağıtımı kapsamında yapılabilir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 394. maddesiyle gerek anonim şirketlerde gerekse limited şirketlerde genel kurul kararı ile yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenebileceği öngörülmüş ise de şirket hissedarlarına maaş ödemesi yapılması öngörülmemiştir.
Bunun yerine kurumsal yönetim ilkelerine uygun olarak TTK’nın 537. ve devamı maddelerinde belirli usul ve esaslar dairesinde kâr payı dağıtılması öngörülmüştür. Şirketlerde örtülü kâr dağıtımı yasaktır. Kâr payı dağıtım kararı olmaksızın, ücret, prim, maaş vb. adlarla ortaklara para ödenmesi örtülü kâr payı dağıtımı mahiyetindedir. Tüm bu nedenlerle pay sahiplerine ancak kar dağıtımı kapsamında ödeme yapılabilecektir.
Hissedarlar Sözleşmesi Kimler İçin Bağlayıcıdır?
Hissedarlar Sözleşmesini, Esas Sözleşmeden ve Şirket Sözleşmesinden ayıran en önemli özellik bağlayıcılığıdır. Hissedarlar Sözleşmesi pay sahipleri arasında akdedilen bir sözleşme olup şirketi bağlamamaktadır. Bir diğer ifade ile Hissedarlar sözleşmesi, sadece bu sözleşmenin tarafları olan pay sahipleri arasında geçerlidir. Üçüncü kişiler veya şirket için bir yükümlülük oluşturmamaktadır. Dolayısıyla ilgili sözleşmeden kaynaklı sorumluluk şirkete ya da şirketin organlarına karşı ileri sürülememektedir.
Hissedarlar Sözleşmesine aykırılık halinde Pay Sahiplerinin hakları Nelerdir?
Türk Ticaret Kanunu’nda pay sahipleri için öngörülen düzenlemeler Hissedarlar Sözleşmesi Kapsamında yaptırım olarak uygulanamayacaktır. Bu yaptırımlar kanunla düzenlenen durumlar bakımından öngörülmüş olup sadece bu durumlara ilişkin olarak geçerlidir. Bu nedenle, Hissedarlar Sözleşmesini ihlal eden taraf bakımından uygulanmaları da mümkün olmayacaktır. Yukarıda da değindiğimiz üzere Hissedarlar Sözleşmesi Borçlar Kanunu kapsamında değerlendirilmelidir. Bu nedenle sözleşmenin ihlali halinde de Borçlar Kanunu hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Borçlar Kanunu uyarınca uygulanabilecek yaptırımlar; aynen ifa, tazminat, sözleşmeden dönme veya sözleşmenin haklı sebeplerle feshi olarak sıralanabilir.
Uygulanacak yaptırımın belirlenmesinde ihlal edilen sözleşme hükmü de önemli olmaktadır. Örneğin artık Hissedarlar Sözleşmesi ile bağlı olmak istemeyen bir Pay Sahibinin yapmış olduğu ihlaller sebebiyle diğer pay sahibinin sözleşmeden dönmesi veya sözleşmeyi feshetmesi yaptırım niteliği taşımayacaktır.
Caydırıcılık açısından sözleşmede cezai şart öngörülmesi ise her iki taraf için de sözleşmeye bağlılığı artırabilecektir. Bu tür sözleşmeleri hazırlarken tarafların birbiri ile olan ilişkisi, oluşabilecek uyuşmazlıklar, yaptırım türleri somut olay özelinde dikkatlice irdelenip her bir sözleşme için ayrı bir değerlendirme yapılmalıdır.
Sonuç
Hissedarlar Sözleşmesi, uygulamada şirket pay sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere, Esas Sözleşmenin veya Şirket Sözleşmesinin düzenlemediği alanları düzenleme fırsatı vererek esneklik sağlayan Borçlar Kanunu kapsamında ele alınan bir sözleşmedir.
Sözleşme serbestisi ilkesi uyarınca pay sahiplerine Kanun ile düzenlenmemiş alanlarda geniş perspektifte düzenleme imkanı veren bu sözleşme ile pay sahiplerinin birbirleri ile ilişkileri ve şirket yönetimi ilişkin hususlar kararlaştırılabilir. Yine pay sahiplerinin alım, satım, önalım, birlikte satım gibi hükümleri eklemesi ile şirketteki pay bütünlüğünün korunmasına hizmet verebilmektedir.
Dikkat edilmesi gereken husus ise Hissedarlar Sözleşmesinin pay sahipleri arasında akdedilen bir sözleşme olduğudur. Daha açık bir ifade ile Hissedarlar Sözleşmesi Pay Sahipleri arasında akdedildiğinden nispi bir etki doğurmaktadır. Yalnızca sözleşmeye imza atmış pay sahipleri arasında hüküm doğuran bu sözleşme nedeniyle Şirkete ve şirket organlarını gidilemez.
Son olarak Hissedarlar Sözleşmesinin ihlali halinde Borçlar Kanunu Hükümleri uyarınca sözleşme ihlali yaptırımları uygulanmaktadır. Ancak yukarıda da değindiğimiz üzere sözleşmenin ihlali halinde bu yaptırımları caydırıcı etkisi olabilmesi için her somut durumda bu etkiyi yaratabilecek şekilde sözleşme hazırlanmalıdır. Bu nedenle Sözleşmeler Hukuku alanında uzman avukatlar ile çalışmak Pay Sahiplerinin haklarını güvence altına alma açısından önem arz etmektedir.
Diğer yazılarımıza göz atmak için linke tıklayabilirsiniz.