Enerji Depolamada Hukuki Yönler

Günümüzde, enerji depolama sistemleri, enerji sektörünün dinamik ve değişken yapısında önemli bir rol oynamaktadır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artmasıyla birlikte, enerji depolama sistemleri elektrik şebekelerinin esnekliğini ve dayanıklılığını artırmakta ve enerji yönetiminde yeni bir döneme işaret etmektedir. Ancak, bu teknolojik ilerlemenin hukuki altyapısı da büyük bir önem arz etmektedir.

Türkiye gibi birçok ülkede, enerji depolama sistemlerinin kurulumu, işletilmesi ve çevresel etkilerinin kontrolü gibi konuların düzenlenmesi, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu gibi kurumlar tarafından belirlenen yönetmeliklerle gerçekleştirilmektedir. Bu bağlamda, 2021 yılında yürürlüğe giren “Elektrik Piyasası Depolama Faaliyetleri Yönetmeliği” gibi mevzuatlar, enerji depolama sistemlerinin hukuki zeminini oluşturmaktadır. Ancak, bu yönetmeliklerin detaylandırılması ve teknolojinin hızlı ilerleyişine paralel olarak güncellenmesi gerekmektedir. 

Bu yazıda, enerji depolama sistemlerinin hukuki yönlerini ayrıntılı bir şekilde ele alarak, mevcut düzenlemelerin geliştirilme ihtiyacını ve gelecekteki potansiyelini değerlendireceğiz. Enerji depolama sistemlerinin yenilikçi adımlarıyla birlikte, hukuki düzenlemelerin bu teknolojik ilerlemeye uyumlu olmasının ehemmiyetini vurgulayacağız.

ENERJİ DEPOLAMA SİSTEMLERİ NEDİR?  

Enerji depolama sistemleri, elektrik enerjisinin üretildiği zaman diliminde depolanarak daha sonra kullanılmak üzere saklanmasını sağlayan teknolojik sistemlerdir. Bu sistemler, enerjiyi depolayarak şebekeye dengeli bir akış sağlar ve enerji talebinin değişken olduğu durumlarda esneklik sunar. Enerji Depolama Sistemlerinin Çalışma Prensibi Enerji depolama sistemleri, farklı mekanizmalarla çalışabilir. Bunlar arasında: 

Batarya Depolama Sistemleri 

Batarya depolama sistemleri, elektrik enerjisini kimyasal bir reaksiyonla depolayan ve daha sonra bu enerjiyi serbest bırakarak elektrik üreten sistemlerdir. Çeşitli tipteki bataryalar, günlük hayatta sıkça kullandığımız cihazlardan elektrikli araçlara kadar geniş bir alanda kullanılır.

Hidroelektrik Depolama 

Hidroelektrik depolama sistemleri, suyun potansiyel enerjisini kullanarak depolama yapar. Elektrik enerjisi, su yüksek bir noktaya pompalanarak potansiyel enerji olarak depolanır ve ihtiyaç duyulduğunda su yükseklik farkı kullanılarak elektrik üretilir. 

Termal Enerji Depolama 

Termal enerji depolama, sıcaklık farklılıklarını kullanarak enerji depolayan bir sistemdir. Termal depolama genellikle sıcaklık değişimine duyarlı malzemeler kullanarak gerçekleşir. Isı enerjisi depolandığında, bu enerji daha sonra elektrik enerjisine dönüştürülebilir. 

BU SİSTEMLERİN ÖNEMİ NEDİR?  

Enerji depolama sistemleri, elektrik şebekelerinin daha verimli çalışmasını sağlar. Özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarının (rüzgar, güneş, hidro vb.) değişken doğası sebebiyle depolama sistemleri, bu enerjiyi talep edildiği zamanlarda kullanılabilir kılarak enerji kesintilerini önler ve enerji tüketimini dengeleyebilir.  

BU SİSTEMLERİN GELECEĞİ NEREYE GİTMEKTEDİR? 

Teknolojik ilerlemelerle birlikte enerji depolama sistemleri daha etkin, verimli ve çevreci hale gelmektedir. Daha gelişmiş batarya teknolojileri, akıllı enerji yönetimi sistemleri ve yenilikçi depolama çözümleri, enerji depolama sistemlerinin kullanım alanını genişletmekte ve daha sürdürülebilir bir enerji geleceğine katkı sağlamaktadır. 

ENERJİ DEPOLAMA SİSTEMLERİNİN HUKUKİ YÖNLERİ 

Enerji Depolama sistemlerinin hukuki yönleri üç farklı yönden ele alınabilecektir: lisanslama, çevresel etkileri (ÇED Raporları vb.) ve Maliyet Paylaşımı. Bu yönlerle aslında hukuki açıdan bir prosedüre uyarlanarak sistemlerinin denetiminin ve sürdürülebilirliğinin devamı amaçlanmaktadır.  

A. LİSANSLAMA SÜRECİ  

Enerji depolama sistemlerinin lisanslama süreci, bu sistemlerin kullanımını yaygınlaştırmada önemli bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Lisans alma sürecinin şeffaflığı ve kolaylığı, bu sistemlerin daha geniş çapta kullanılmasına olanak tanıyacak ve yaygın bir depolama ağı ile özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrik enerjisinin kullanımını daha statik hale gelebilecektir. Lisanslama Sürecinin Detayları Enerji depolama sistemleri için lisans başvurusu, Elektrik Piyasası Depolama Faaliyetleri Yönetmeliği’ne göre Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’na yapılır.

Bu başvuruda, sistemle ilgili teknik detaylar, finansal bilgiler ve işletme planı gibi belgeler sunulması gereklidir. Burada şunu belirtmek gerekir ilgili lisanslama süreci, mevcut durumda karşılaşılan bazı sorunlar sebebiyle bu sektörde genişleme yavaşlatabilmektedir.

Gerçekten de bu süreçteki bazı belirsizlikler, uzun süren başvuru süreçleri ve yüksek başvuru ücretleri, enerji depolama sistemlerinin yaygınlaşmasına ket vurabilecektir.  Lisanslama Sürecinde Yapılması Gerekenler Lisanslama süreci, bir dizi aşamadan oluşur ve bu aşamaların tamamlanmasıyla lisans alınabilir. 

Başvuru aşamasında, lisans talep eden şirket, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) belirli belgelerle başvuruda bulunur. Bu belgeler arasında başvuru dilekçesi, şirket ana sözleşmesi ve tadilatları, ticaret sicil gazetesi, vergi levhası, işletme belgesi, teknik rapor, finansal rapor ve işletme planı gibi detaylı belgeler bulunmaktadır. 

ENERJİ DEPOLAMA SİSTEMLERİNİN HUKUKİ YÖNLERİ
ENERJİ DEPOLAMA SİSTEMLERİNİN HUKUKİ YÖNLERİ

Başvuru, ön inceleme sürecine tabi tutulmaktadır. Bu aşamada EPDK, başvurunun eksik veya hatalı olup olmadığını değerlendirecektir. Eğer eksiklik veya hatalar tespit edilirse, başvuru sahibine belirli bir süre verilerek bu eksiklikleri gidermesi istenebilir. Eğer başvuru sahibi verilen süre içinde eksik veya hatalı belgeleri tamamlarsa, başvuru şartlı olarak kabul edilir.

Ardından EPDK, başvuruyu inceleme aşamasına alır. İnceleme sürecinde, başvurunun teknik, finansal ve işletme planı açısından uygunluğu değerlendirilir. Son aşama olan karar aşamasında, EPDK inceleme sonuçlarına göre bir karar verecektir. Başvurunun uygun bulunması durumunda lisans verilirken, uygun bulunmaması durumunda başvuru sahibine ret cevabı gerekçesiyle iletilir. Lisanslama sürecinin genellikle yaklaşık 6 ay sürebileceği belirtilirken, başvurunun eksik veya hatalı olması durumunda sürecin daha da uzayabileceği unutulmamalıdır.

Bu aşamaların titizlikle ve eksiksiz şekilde tamamlanması, lisans alma sürecini hızlandırabilir ve sorunsuz bir şekilde sonuçlanmasını sağlayabilir.  

B. ÇEVRESEL ETKİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ  

Enerji depolama sistemlerinin çevresel etkileri incelendiğinde üç ana başlık altında detaylıca ele alınabilecektir: 

Malzeme Kaynaklarının Kullanımı 

Enerji depolama sistemlerinin üretiminde kullanılan malzemelerin çevresel etkileri oldukça önemlidir. Özellikle lityum iyon piller gibi sistemlerin üretiminde kullanılan kimyasalların çevreye salınması, doğal dengeler üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir.

Bu nedenle, üretim aşamasında kullanılan malzemelerin çevre dostu olması için düzenlemeler yapılmalı ve kimyasal kullanımının minimuma indirilmesi sağlanmalıdır.  

Atık Oluşumu ve Yönetimi 

Enerji depolama sistemleri, kullanım ömürlerini tamamladıklarında kimyasal atık olabilmektedirler. Bu atıkların bertaraf edilmesi ve yönetimi önemlidir. Atıkların doğaya zarar vermeden bertaraf edilmesi için geri dönüşüm veya tekrar kullanım gibi çözümler öncelikli olmalıdır. Böylece atık oluşumunun minimize edilmesi ve çevre üzerindeki etkilerinin azaltılması sağlanabilir. 

İklim Değişikliği ve Enerji Verimliliği 

Bu sistemler, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını destekleyerek fosil yakıtlara göre daha az sera gazı emisyonu oluştururlar. Bu sistemlerin yaygınlaşması ve verimli bir şekilde kullanılması, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir rol oynar. Bu nedenle, çevresel düzenlemelerde bu sistemlerin kullanımının teşvik edilmesi gerekmektedir. 

Bu hususların lisans sahibi ve proje yönetimi tarafından göz önünde tutulup gerekliliklerin yapılması sağlanmalıdır. Aksi takdirde depolama projeleri ve bunların bitişiğindeki santraller Çevresel Etki Değerlendirme sürecinden geçemeyebilecek, bu da hem yatırımcıları hem de proje sahiplerini olumsuz yönden etkileyebilecektir.  

C. MALİYET PAYLAŞIMI 

Enerji depolama sistemlerinin maliyetinin paylaşımı, peşinde bir dizi hukuki sorunları da getirebilecek potansiyele sahiptir. Bu sistemlerin kurulumu ve işletilmesi maliyetlidir ve bu maliyetlerin adil bir şekilde dağıtılması gerekmektedir. Mesela kablo bağlantı ücreti, bu sistemlerin şebekeye bağlanması sırasında ödenen bir ücreti içerir. Bu ücret, şebekenin kapasitesini kullanmaktan kaynaklanan maliyetleri karşılamak için belirlenen bir kalemdir ve maliyetlidir. Bu maliyetin kimden ve ne oranda karşılanacağı kararlaştırılmalı, özellikle lisans sahibi ile proje yönetimi arasında adil bir çizginin oluşturulması gerekmektedir.  

Bu kapsamda hem devlet hem de yatırımcılar tarafından fiyat mekanizması ya da devlet kredilendirilmesi gibi önlemlerin hayata geçirilmesi, enerji depolama sistemlerinin yaygınlaşmasına ve temiz enerji kaynaklarının daha etkin kullanılmasına katkıda bulunacaktır. Sürdürülebilir bir enerji geleceği için şeffaf, adil ve esnek bir maliyet paylaşımı mekanizması büyük önem taşımaktadır. 

SONUÇ  

Enerji depolama sistemleri, enerji sektöründe önemli bir dönüşüm sağlayarak yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonunu desteklemekte ve elektrik şebekelerinin daha esnek ve verimli olmasına katkıda bulunmaktadır. Ancak, bu sistemlerin kullanımının yaygınlaşması için çeşitli zorluklar ve düzenlemelerle karşılaşılmaktadır. Maliyet paylaşımı, lisanslama süreçleri ve çevresel etkiler gibi konuların dengeli ve adil bir biçimde yönetilmesi, enerji depolama sistemlerinin etkin kullanımını sağlayacaktır. Şeffaf, adil ve esnek maliyet paylaşımı mekanizmaları oluşturulması, sürdürülebilir bir enerji geleceğinin inşasında kritik bir rol oynayacaktır. Bu sistemlerin daha geniş çapta kullanılabilmesi, temiz enerji kaynaklarının verimli bir şekilde entegrasyonunu ve enerji sektörünün gelecekteki dönüşümünü destekleyecektir.       

Diğer yazılarımıza göz atmak için linke tıklayabilirsiniz.

Av. Ömer Faruk Kılıç

Sosyal Medyada Bizi Takip edin

https://www.facebook.com/kapitalhukuk

https://www.instagram.com/kapitallegal/

https://tr.linkedin.com/company/kapi%CC%87tal-hukukv

Kapital Hukuk - İzmir Avukat & İzmir Hukuk Bürosu
Kapital Hukuk - İzmir Avukat & İzmir Hukuk Bürosu

Av. Harun Ümit Eren ve Av. Bahadır Gökhan Kaya’nın 2016 yılında kurmuş olduğu Kapital Hukuk Bürosu; değişen ve globalleşen dünyaya müvekkillerinin uyumlanmasını hedefler. Bünyesindeki avukatları, sigorta uzmanları ve icra ekibiyle, ticari faaliyetler için yurtiçi veya uluslararası alanda Ticaret Hukuku, İş Hukuku, Sigorta Hukuku, İcra-İflas Hukuku ve Vergi /SGK Hukuku alanlarında yoğunlaşarak daha kaliteli ve kapsamlı hizmet vermeyi hedefler.

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on email
Email

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İzmir Avukat İletişim & Telefon Numarası

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN