ANONİM ŞİRKETLERDE ÖZEL DENETİM İSTEME HAKKI

Anonim Şirketlerde Özel Denetim İsteme Hakkı hukukumuzda nasıl düzenlenmiştir bu yazıda ele alacağız.

GİRİŞ

Türk Ticaret Kanunu’nun 438 ila 444’üncü maddeleri arasında düzenlenen özel denetim isteme hakkı, pay sahipliği haklarından biridir. Pay sahibi, bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmış ancak elde ettiği bilgi yeterli gelmemişse veyahut bilgi elde edememişse anonim şirkette özel denetim yapılmasını talep edebilecektir. Anonim şirkette bilgi alma ve inceleme talepleri karşılanmayan pay sahibi, mahkemenin de sürece dahil olduğu özel denetim vasıtasıyla gerekli bilgiyi elde edebilecek ve bu sayede genel kurulda oy kullanma, sorumluluk davası açma veya payını devretme gibi pay sahipliği haklarını kullanabilecektir.

ANONİM ŞİRKETLERDE ÖZEL DENETİM TALEBİNİN KOŞULLARI

Pay sahibinin özel denetim yapılmasını talep edebilmesi için Kanun ile bazı koşulların karşılanmış olması aranmaktadır.

İlk koşul, pay sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkını önceden kullanmış olmasıdır. Pay sahibi bilgi alma ve inceleme hakkını kullandıktan sonra gelen cevapların yeterli ve aydınlatıcı olmaması, ya da pay sahibine hiç cevap verilmemiş olması durumunda pay sahibi özel denetim isteme yoluna başvurabilecektir. Bilgi alma ve inceleme hakkını kullanan pay sahibi ile özel denetimi talep eden pay sahibinin aynı kişi olması mecburi değildir. Kanun koyucu bilgi alma ve inceleme hakkının kullanıldığı konu ile özel denetimin yapılmasının talep edildiği konunun aynı olmasını yeterli görmüştür.

İkinci koşul, özel denetimin yapılmasının pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olmasıdır. Bir diğer ifadeyle, pay sahibinin sahip olduğu hakları kullanabilmesi için ihtiyaç duyduğu konularda bilgi almış olması gerekli olmalıdır. Pay sahibi aldığı bu gerekli bilgiye göre genel kurulda oy kullanma, sorumluluk davası açma veya payını devretme gibi pay sahipliği haklarını kullanacaktır.

Üçüncü koşul, özel denetimin konusunu sadece “belli” olayların oluşturmasıdır. Bu koşul da özel denetimin konusunun her zaman şirket işleri ile ilgili olmasını, konu içeriğinin ve sınırlarının belirli olmasını ifade etmektedir.

ANONİM ŞİRKETLERDE ÖZEL DENETİM
Anonim Şirketlerde Özel Denetim

ÖZEL DENETÇİ ATANMASI İSTEMİNİN GENEL KURULDA KABUL EDİLMESİ

Yukarıda ifade edilen üç koşulu da sağlayan pay sahibi, genel kuruldan özel denetim yapılmasını istemelidir. Genel kurul özel denetim istemini onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanması talebiyle istemde bulunmalıdır. Genel kurulun özel denetim istemini kabulü halinde mahkemeye yapılan özel denetçi atanması istemli başvuru, çekişmesiz yargı işi niteliğindedir.

ÖZEL DENETÇİ ATANMASI İSTEMİNİN GENEL KURULDA REDDEDİLMESİ

Pay sahibi yukarıda ifade ettiğimiz üç koşulu sağlasa ve genel kuruldan özel denetim yapılmasını talep etse dahi genel kurul bu istemi kabul etmeyebilir. Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az bir milyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir (TTK m. 439/1).

Genel kurulun istemi reddi halinde mahkemeye başvuru yapabilecek olanlar; azınlık pay sahipleri ve paylarının itibarî değeri toplamı en az bir milyon Türk Lirası olan pay sahipleridir. Bu pay sahipliği koşulunu karşılamayan pay sahipleri özel denetçi atanması istemiyle dava açamayacaklardır.

Genel kurulda özel denetim isteminin reddedilmesi halinde, mahkemenin bu istemi kabul etmesi ve özel denetçi atanmasına karar vermesi için yukarıda ifade edilen bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmış olması, gereklilik ve belirlilik olmak üzere üç koşula ek olarak bir koşulun daha karşılanmış olması aranmaktadır. Bu koşul; mahkemeye başvuran dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymasıdır.

Pay sahipleri, kurucuların veya şirket organlarının kanuna veya esas sözleşmeye aykırı hareket ettiklerini ve bu sebeple zarara uğradıklarını “ikna edici” bir şekilde ispatlamalıdır. İspat yükümlülüğünün yerine getirilmesi, özel denetim kararı verilmesi açısından önemlidir.

ÖZEL DENETÇİNİN ATANMASI

Genel kurulda özel denetim isteminin kabulü veya reddi üzerine mahkemeye yapılan başvuru sonucunda mahkeme özel denetim istemini yerinde görürse, istem çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzmanı görevlendirecektir. Mahkemenin belirleyeceği özel denetçi uzman olmalı, bağımsız olmalı ve ayrıca mahkemece belirlenen konu ile sınırlı olarak inceleme yapmalıdır. Özel denetçinin “bağımsız” olması için özel denetçi olarak atanacak kişinin herhangi bir pay sahibi, şirket çalışanları ve iştirakleri ile hukuki, ekonomik veya kişisel hiçbir bağlantısının bulunmaması gerekmektedir.

Mahkeme şirketin işlem hacmine, inceleme konusunun kapsamına göre bir özel denetçi atayabileceği gibi birden fazla özel denetçi de atayabilir. Atayacağı özel denetçinin tüzel kişi olmasına engel bir hüküm bulunmamaktadır.

ANONİM ŞİRKETLERDE ÖZEL DENETİM FAALİYETİ

Özel denetim faaliyetinin yürütülmesi sırasında özel denetçinin anonim şirkete karşı bazı hak ve  yükümlülükleri bulunmaktadır. Özel denetçinin hakları: bilgi alma ve inceleme hakkı ile ücret alma hakkıdır. TTK m. 441/2 ile özel denetçinin, şirketin defterlerinin, yazışmaları dâhil yazılarının, kasa, kıymetli evrak ve mallar başta olmak üzere, varlıklarının incelenmesine yetkili olduğu ifade edilmiştir. Ancak özel denetçi bu yetkisini, mahkemenin belirttiği inceleme konusu çerçevesinde kullanmalıdır.

Özel denetimin amaçlarından biri, pay sahiplerinin bilgi alma ve inceleme hakkını şirket sırrının tehlikeye düşeceği ileri sürülerek (TTK m. 437/3) kullanamaması sebebiyle bu bilginin özel denetçi aracılığıyla alınabilmesidir. Bu sebeple yönetim kurulunun, şirket sırrı olduğu gerekçesine dayanarak özel denetçiye bazı bilgi ve belgeleri vermekten kaçınması engellenmek istenmiştir.

Özel denetçi, incelemeyi bir ücret karşılığında yapmaktadır. Bu ücret mahkeme kararında açık ve net bir biçimde ifade edilmelidir. Özel denetçinin ücretinden kural olarak, şirket sorumludur. Ancak TTK m. 444/2 uyarınca özel hâl ve şartların haklı göstermesi hâlinde giderler kısmen veya tamamen istem sahiplerine yükletilebilecektir.

Özel denetçinin şirkete karşı, özen yükümlülüğü ve sır saklama yükümlülüğü mevcuttur. Özel denetçi incelemeyi basiretli bir denetçinin göstermesi gereken objektif özen yükümlülüğüne uygun olarak gerçekleştirmeli ve inceleme sırasında öğrendiği şirket sıralarını görevi sona erse dahi açıklamamalıdır. Özel denetçinin bu yükümlülüklerini ihlal etmesi durumunda, aleyhine sorumluluk davasının açılması mümkündür.

Özel denetçi inceleme faaliyetini, amaca yararlı bir süre içinde ve şirket işleri gereksiz yere aksatmaksızın yapmalıdır (TTK m. 411/1).

ANONİM ŞİRKETLERDE ÖZEL DENETİM RAPORU

Özel denetçi, bilgi alma ve inceleme hakkı vasıtasıyla şirkette yaptığı incelemenin sonuçlarını tespit eder, bu tespitler hakkında yönetim kurulunun görüşünü alır ve daha sonra, şirket sırlarını da koruyarak, mahkemeye ayrıntılı bir rapor sunar (TTK m. 442/1).

Mahkeme, özel denetçi tarafından sunulan taslak raporu şirkete tebliğ eder ve şirketin, raporun açıklanmasının şirket sırlarını veya şirketin korunmaya değer diğer menfaatlerini zarara uğratıp uğratmayacağına ve bu sebeple istem sahiplerine sunulmamasına ilişkin istemi hakkında karar verir (TTK m. 442/2). Raporun tebliği ile birlikte şirkete, sadece şirket sırlarının veya şirketin korunmaya değer değer menfaatlerinin zarara uğrayacağı gerekçeleri ile rapora müdahale etme olanağı tanınmıştır. Mahkeme yapılan itiraz ile birlikte itiraza konu bilgi ve belgenin şirket sırrı olup olmadığını, şirket sırrı ise raporda bulunmasının özel denetimin amacı ve konusu yönünden zorunlu olup olmadığını değerlendirmelidir. Sır niteliğindeki bilgi veya belgenin raporda bulunması gerekiyorsa mahkeme itirazı reddeder, bu yönde bir gereklilik yoksa mahkeme raporu özel denetçiye iade eder ve şirket sırları ile korunmaya değer menfaatleri yönünden taslak raporda bir ayıklama (temizleme) işlemi yapılmasına karar verir.

Ayıklama işlemi yapılan taslak halindeki rapor mahkemece, değerlendirmelerini bildirmek ve ek soru sormak için şirket ve istem sahiplerine sunularak nihai hale getirilmektedir (TTK m. 442/3). Özel denetçi raporu ayrıntılı ve gerekçeli olarak sade bir dil ile hazırlanmalıdır.

Mahkeme, özel denetçi tarafından teslim edilen nihai özel denetim raporunu şirkete tebliğ eder. Şirket yönetim kurulu, raporu ve buna ilişkin değerlendirmeleri, ilk olağan genel kurula sunmak ile yükümlüdür (TTK m. 443/1). Özel denetim raporu genel kurulda görüşülür, ancak gündemde bu yönde bir madde yoksa  rapor hakkında bir karar alınamaz. Rapor hakkında bir karar alınabilmesi için gündeme özel denetim raporu ile ilgili bir madde eklenmelidir.

Her pay sahibi, genel kurul toplantısını izleyen bir yıllık süre içinde şirketten raporun ve yönetim kurulunun görüşünün bir suretinin verilmesini isteyebilir (TTK m. 443/2).

Özel denetim raporu, takdiri delil niteliğine hazidir. Dolayısıyla sorumluluk davası veya şirketin haklı sebeple feshi davasında delil olarak özel denetim raporu ileri sürülebilecektir.

ÖZEL DENETİM İLİŞKİSİNİN SONA ERMESİ

Özel denetçinin nihai raporunu mahkemeye sunması ile özel denetim ilişkisi olağan bir şekilde sona ermiş olacaktır.  Özel denetçinin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ve iflası hallerinde özel denetim ilişkisi kendiliğinden sona erecektir. Bu durumda mahkemece re’sen yeni bir özel denetçi atanmalıdır.

Özel denetim sürecinin yürütülmesinde bir yarar kalmamışsa, tüm pay sahipleri oybirliği ile özel denetim ilişkisini sonlandırılması kararı alıdığı takdirde bu kararın mahkemeye bildirilmesi üzerine özel denetim ilişkisi sona erdirilebilecektir.

Özel denetçi ancak haklı sebeplerin varlığı halinde görevini bırakabilecektir. Haklı sebeplere örnek olarak, özel denetçinin denetim konusu hakkında uzmanlığının olmadığını anlaması, çalışma koşullarının şirket tarafından beklenilmeyecek derecede zorlaştırılması, özel denetçinin kişiliğine saygı gösterilmemesi durumları gösterilse de “haklı sebep” kavramı mahkemece takdir edilecektir.

Özel denetçinin görevden alınması ise ancak denetçinin şahsına ilişkin haklı bir sebebin ortaya çıkması veya denetçinin taraflı davrandığı yönünde bir kuşkunun oluşması durumunda mümkündür. Özel denetçinin sır saklama yükümlülüğünü ihlal etmesi, bağımsızlığına gölge düşürecek davranışlar içerisinde bulunması, inceleme konusu hakkında mesleki olarak yetersiz olması gibi haklı sebeplerin varlığında şirket, özel denetçinin görevinden alınmasını mahkemeden talep edebilecektir.

ÖZEL DENETÇİNİN HUKUKİ SORUMLULUĞU

TTK m. 554 hükmü uyarınca özel denetçiler; kanuni görevlerinin yerine getirilmesinde kusurlu hareket ettikleri takdirde, hem şirkete hem de pay sahipleri ile şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarar dolayısıyla sorumludur. Hukuka aykırı fiil, kusur, zarar ve illiyet bağı unsurlarının bir arada gerçekleşmesi durumunda özel denetçinin sorumluluğuna gidilebilecektir.

Hukuka aykırı fiil nedeniyle doğrudan zarar görecek olan şirket olup şirket bu zararını talep edebilecektir (TTK m. 555/1). Pay sahipleri ve alacaklılar ise hukuka aykırı fiil nedeniyle dolaylı olarak zarar görmektedir. TTK m. 555/1 hükmü uyarınca pay sahipleri zararın tazminini ancak tazminatın şirkete ödenmesini isteme şartıyla talep edebileceklerdir. Şirket alacaklılarına ise kural olarak dava açma hakkı tanınmamıştır. Alacaklı sadece zarara uğrayan şirketin iflası halinde, tazminatın şirkete ödenmesini isteme şartıyla şirketin zararını talep edebilecektir (TTK m. 556/1).

Sorumluluk davası, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her halde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl içerisinde ikame edilmelidir.

Özel denetçinin “sır saklama yükümlülüğünü” ihlal etmesi durumunda TTK m. 404 uyarınca sorumluluğu söz konusu olacaktır. TTK m. 404/1 ile “Özel denetçi, yardımcısı ile temsilcisi, denetimi dürüst ve tarafsız bir şekilde yapmak ve sır saklamakla yükümlüdür. Faaliyetleri sırasında öğrendikleri, denetleme ile ilgili olan iş ve işletme sırlarını izinsiz olarak kullanamazlar.” düzenlemesi getirilmiştir.

“Sır” kavramı denetleme faaliyeti sırasında öğrenilen bilgileri ifade etmekte olup sır niteliğindeki bilgilerin izinsiz olarak üçüncü bir kişiye aktarılmış olması gerekmektedir. Özel denetçiyi sorumlu tutmanın şartı sırrın kullanılması olmakta; ancak sırrın kullanılması sonucunda bir menfaat elde edilmişş olması aranmamaktadır.

TTK m. 404/1 ile sorumluluğun şirkete ve zarar verildiği takdirde bağlı şirkete karşı olduğu ifade edilmiştir.

TTK m. 404/5 düzenlemesi ile özel denetçinin sır saklama yükümlülüğünün ihlalinden doğan sorumluluğuna ilişkin istemlerin rapor tarihinde başlayarak beş yılda zamanaşımına uğrayacağı ifade edilmiştir.

SONUÇ

Pay sahipliği haklarından biri olan özel denetim isteme hakkı, bilgi alma ve inceleme hakkı ile erişilemeyen bilgiye ulaşılmasını sağlayan bir yol olarak Kanunda öngörülmüştür. Bu sürecin mahkeme aracılığıyla yürütülmesi özel denetçiye ve özel denetim raporuna olan güveni artırmaktadır. Özel denetim raporunun takdiri delil niteliği dikkate alındığında, özel denetim raporu ile tespit edilen hususlar, sorumluluk davası veya şirketin haklı sebeple feshi davasında ileri sürülebilecek ve delil olarak kullanılabilecektir. Bu sebeple anonim şirketlerde özel denetim sürecinin doğru yürütülmesi önem arz etmektedir.

Av. ŞÜKRAN ŞEVVAL KURNAZ

Diğer yazılarımıza göz atmak için linke tıklayabilirsiniz.

Sosyal Medyada Bizi Takip edin

https://www.facebook.com/kapitalhukuk

https://www.instagram.com/kapitallegal/

https://tr.linkedin.com/company/kapi%CC%87tal-hukukv

Son Yazılar

Hukuki Yardım Al

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN