HEKİMLERİN YASAL SORUMLULUKLARI

Bu yazımızda hekimlerin hukuki, idari, cezai ve mesleki sorumlulukları nelerdir ele alacağız.

HEKİMLERİN HUKUKİ, İDARİ, CEZAİ VE MESLEKİ SORUMLULUKLARI

Haberlerde sıkça karşılaştığımız doktor hatası nedeniyle yaşanılan komplikasyonlar aslında herkesin bir gün karşılaşabileceği olası problemlerden biridir. Doktor veya sağlık mensubunun hatası veya yanlış uygulaması nedeniyle oluşan komplikasyon malpraktis olarak bilinmektedir. Aslında İngilizce malpractice kelimesinden dilimize geçen malpraktis kelimesi bir meslek mensubunun, mesleğini uyguladığı esnada ortaya çıkan hatalı hareketleri için kullanılır. Oysa günümüzde daha çok tıbbi meslek hataları için kullanılmakta ve bu şekilde bilinmektedir.

Malpraktis durumunda hastalar büyük mağduriyetler yaşayabilmektedir. Bunun karşılığında aynı şekilde doktorların da büyük sorumlulukları doğabilmektedir. Bu yazımızda doktorların, mevzuat tabiriyle hekimlerin, sorumlulukları idari, mesleki, cezai ve hukuki açıdan ele alınıp incelenecektir.

Hekimlerin Sorumlulukları
Hekimlerin Sorumlulukları

Hekimlerin İdari Sorumlulukları:

Hekimlerin idari sorumluluğunun oluşabilmesi için hekimin kamu kurumunda çalışıyor olması gerekmektedir. Bağımsız çalışan veya bir özel sağlık kuruluşunda çalışan hekimin idari sorumluluğundan bahsedilemez. Yine aile sağlığı merkezlerinde çalışan hekimler de Aile Hekimliği Kanunu’nun 3. Maddesi uyarınca kamu görevlisi statüsünde olup kamu hukuku rejimine tabidir.

Kamuda çalışan bir hekim ile hasta arasında özel hukuk anlamında herhangi bir sözleşme ilişkisi kurulmaz. Hasta devlet hastanesine veya bir Aile Sağlığı Merkezi’ne başvurmakla, hasta ile idare arasında ilişki kurulmuş olur. Bu nedenle sağlık hizmetinin bir kamu görevlisi konumundaki hekim ile sunulması sonucunda hastaya karşı sorumluluk idareye ait olmaktadır. Çünkü devlet hastanesinde veya sağlık ocağında hizmet alan hastanın muhatabı idare olmaktadır. Malpraktis yapan hekimin ise idareye karşı sorumluluğu doğmaktadır. Bu kapsamda idare hekime karşı çeşitli idari yaptırımlar uygulayabileceği gibi hastaya ödemiş olduğu tazminat bedelini hekime açacağı bir rücu davası ile hekimden talep edebilir.

Burada hastaların bilmesi gereken önemli husus açılacak davanın idareye karşı açılması gerektiğidir. Bu durum Anayasa’nın 129. Maddesinde de aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.

“Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak ancak idare aleyhine açılabilir.”

Hekimlerin hatasından dolayı karşılaşabileceği disiplin cezaları ise aşağıdaki gibidir:

  1. Uyarı
  2. Kınama
  3. Aylıktan Kesme
  4. Derece İlerlemesi Durdurulması
  5. Kademe İlerlemesi Durdurulması
  6. Meslekten Geçici veya Kalıcı Men Edilmesi

Hekimin Mesleki-Etik Sorumluluğu

Hekimin kendi meslektaşları arasında veya kamu hizmeti veya mesleki hizmetini yürütmediği esnada diğer insanlarla veya çalışanlara olan ilişkilerini mesleğinin gerektirdiği onur ve duyarlılık çerçevesinde sürdürmesi için bazı etik kurallar vardır. Bu kurallar Hekimin Meslek Etiği Kuralları’nda düzenlenmiştir. Bu kuralların amacı, hekimlerin mesleklerinin gereklerini yerine getirirken uymaları zorunlu olan hekimlik meslek etiği kurallarını belirlemektir.

Hekimin Meslek Etiği Kuralları madde 5 ilk olarak hekimlerin görevini aşağıdaki gibi düzenlenmiştir.

“Hekimin öncelikli görevi, hastalıkları önlemeye ve bilimsel gerekleri yerine getirerek hastaları iyileştirmeye çalışarak insanın yaşamını ve sağlığını korumaktır. Meslek uygulaması sırasında insan onurunu gözetmesi de, hekimin öncelikli ödevidir. Hekim, bu yükümlülüklerini yerine getirebilmek için, gelişmeleri yakından izler.”

Yine Hekimin Meslek Etiği Kuralları madde 6’da da hekimin mesleğini yerine getirirken uyması gereken etik kuralları; yararlılık, zarar vermeme, adalet ve özerklik olarak sıralanmıştır.

“Görevlerini yerine getirirken, hekimin uyması gereken evrensel tıbbi etik ilkeleri yararlılık, zarar vermeme, adalet ve özerklik ilkeleridir.”

Hekimin Meslek Etiği Kuralları’nda Hekimin Yansızlığı, Sır Saklama Yükümlülüğü, Ticari Amaç ve Reklam Yasağı, Endüstri ile İlişkilerde Çıkar Sağlama Yasağı gibi genel kural ve ilkeler de sayılmıştır.

Hekimin Cezai Sorumluluğu:

Mesleğini yerine getirirken işlemiş olduğu fiillerden dolayı hekimin Türk Ceza Kanunu kapsamında cezai sorumluluğu da doğabilmektedir. Bunlara örnek olarak Kasten Öldürme Ve Yaralama, Taksirle Yaralama, Görevi Kötüye Kullanma – Rüşvet – İrtikap, Hekimin Suçu Bildirmemesi, Gerçeğe Aykırı Belge Düzenleme – Evrakta Sahtecilik, Çocuk Düşürtme ve Sır Saklama Yükümlülüğüne Aykırı davranma suçları gösterilebilir. Hekimin cezai sorumluluğu nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için suçun maddi ve manevi unsurlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Türk Ceza Kanununun 44. maddesine göre kanunu bilmemek mazeret değildir. Bu nedenle hekim işlemiş olduğu eylemin suç oluşturduğunu bilmediği savunmasında bulunamaz.

Hekimin Hukuki Sorumluluğu

Hekimlerin her türden tıbbi uygulamaları ve tedaviden dolayı sorumlu tutulabilmeleri için üç ana unsurun varlığı gereklidir. Bunlar aşağıdaki gibiddir;

  1. Hukuka aykırı veya kusurlu eylem
  2. Eylem sonucunda meydana gelmiş bir zarar
  3. Zarar ve eylem arasında illiyet bağı

Hukuki sorumlulukta kusur belirlenirken, o işteki normal ve orta nitelik ve düzeydeki insanların davranışları temel alınır. Buna göre hekim, sahip olduğu uzmanlıkta mesleki ve teknik bilgi, beceri ve ahlaki değerler yönünden en az orta düzey ve nitelikteki hekimin özelliği, yeteneği, bilgi ve becerisine sahip olmalıdır. Orta düzeyde hekim ise “Hukuk kurallarına ve bilimsel açıdan genel kabul görmüş tıp kurallarına uyan, öngörülebilir zararlı sonucu önleyebilecek, uyanıklık, duyarlılık ve beceri sahibi kişi” olarak tanımlanır. Burada dikkat edilmesi gereken bir husus da hekimin kendi bilgi ve beceri eksikliğinin hasta tarafından da bilindiğini ileri sürerek hekim sorumluluktan kurtulamaz.

Hekimin hukuki sorumluluğu sözleşme kurulmasının öncesinde başlamaktadır. Hekimin Culpa in Contrahendo Sorumluluğu olarak anılan bu sorumluluk aşamasında hekim henüz bir tıbbi müdahalede bulunmamış olsa bile söylediklerinden ve davranışlarından hastaya karşı sorumu olur. Doktrin ve uygulamada, sözleşme kurma niyeti olmaksızın sözleşme görüşmelerinde bulunmak; sözleşme görüşmelerini uygun olmayan bir zamanda yarıda bırakmak; karşı tarafın menfaatlerini yeterince açıklamada bulunmayarak gereği gibi dikkate almamak; özensiz bir şekilde bilgi ve öğüt vermek; koruma ve muhafaza yükümlerinin ihlal edilmesi Culpa in Contrahendo olarak kabul edilen durumlardır. Hukuki niteliği tartışmalı olan Culpa in Contrahendo’dan doğan sorumluluk, Türk hukukunda TMK. m. 2 de yer alan dürüstlük kuralına dayandırılmaktadır.

Hekimin tıbbi müdahalesinde hataya düşmesi sonucu hukuki sorumluluğu bir sözleşme ilişkinin var olup olmamasına bağlı farklı hukuki temellere dayandırılır. Eğer hasta ile hekim arasında bir sözleşme ilişkisi mevcut ise hekimin sorumluluğu vekalet ilişkisine dayandırılmaktadır. Ancak hekim ile hasta arasında bir sözleşme ilişkisi kurulmamışsa hekimin sorumluluğu haksız fiile dayandırılmaktadır. Sorumluluğun vekalet ilişkisine ya da haksız fiile dayandırılması bazı farklı sonuçlar doğurabilmektedir.

Hekimin Haksız Fiil Sorumluluğu

Tıbbi müdahaleler sonucu, hastanın mutlak hak niteliği taşıyan kişilik değerleri, yaşam, sağlık ve vücut bütünlüğü gibi hakları ihlal edilebilmektedir. Hasta ve hekim arasında geçerli bir sözleşme ilişkisi yok ise hekim haksız fiil nedeniyle sorumlu tutulabilir. Haksız fiil sorumluluğu Türk Borçlar Kanunu madde 49 ve devamında düzenlenmiştir. TBK madde 49 hükmünce; kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bir sözleşme ilişkisine dayanmayan hasta ile hekim arasındaki ilişkide oluşan zarar haksız fiil sorumluluğu kapsamında tazmin edilebilecektir.

Ayrıca taraflar arasında kurulmuş geçerli bir hekimlik sözleşmesi olsa bile, hekimin hastanın beden ve ruh bütünlüğüne yönelik her türlü davranışı aynı zaman da haksız fiil de teşkil edebilir. Hasta sözleşme ilişkisine dayanarak zararını tazmin edebileceği gibi haksız fiile dayanarak da her zaman oluşan zararını talep edebilir.

Hekimin Sözleşmeden Doğan Hukuki Sorumluluğu

Serbest çalışan hekim ile hastası arasında gerçekleşen hekimlik sözleşmesi, değişik içeriklerde yapılabilmektedir. Bu sözleşme, TBK’da belirtilmemiş isimsiz sözleşmeler kategorisinde yer almaktadır. Ancak hekimlik sözleşmesi TBK’da düzenlenen sözleşmelerin unsurlarını içinde barındırmaktadır. Doktrinde genel kabul hekimlik sözleşmesine vekalet sözleşmesi hükümlerinin uygulanmasıdır.

Hekimlik sözleşmesinin asıl edimi üstlenen tarafı olan hekimin sözleşme ile üstlendiği asıl edim ve yan edim yükümlerini hiç veya gereği gibi yerine getirmediği durumlarda TBK m. 112 anlamında sözleşmeye aykırılık söz konusu olur. Hekimin sorumluluğuna gidilebilmesi için öncelikle taraflar arasında yapılan sözleşmenin sınırları ve konusu iyi bir şekilde tespit edilmelidir. Hekimlik sözleşmesinin en belirleyici asli edim olan teşhis ve tedavi edimi ve diğer yan edimler olan aydınlatma, sır saklama, dosyalama yükümlülükleri oluşturmaktadır. Bu kapsamda düşünüldüğünde vekalet sözleşmesi hükümleri uygulama alanı bulacaktır.

Zarar gören hasta, tazminat davası açmak suretiyle, uğramış olduğu maddi/manevi zararın, sözleşmesel borç ilişkisine aykırı davranmış olan kusurlu hekim tarafından tazminine karar verilmesini isteme hakkına sahiptir.

Eser sözleşmesi sayılabilecek tıbbi işlemler 

Hekim ile hasta arasındaki ilişkiye eser (istisna) sözleşmesi hükümlerinin uygulanması, yalnızca bazı ayrık durumlarda kabul edilmektedir. Bu kapsamda ilişkinin eser sözleşmesi sayılabilmesi için hekimin bir sonuç taahhüdünde bulunması gerekmektedir. Genellikle estetik işlemlerde karşımıza çıkan bu gibi hallerde hastanın tedavi olmaktan ziyade estetik bir sonuç beklentisi vardır. Bu beklentinin karşılanmaması halinde de hastalar hekimden zararlarının karşılanmasını talep edebilmektedir. Estetik burun ameliyatı, dişlerin porselen kaplanması, fazla yağların aldırılması, göğse/ dudaklara silikon taktırılması bu kapsamda örnek verilebilir. Yine günümüzde oldukça yaygın olan ve sağlık turizminde önemli bir paya sahip saç ekim ameliyatları da bu kapsamda eser sözleşmesi ilişkisi kurmaktadır.

Sonuç

Hukuk devleti ilkesinin gereği olarak hekim de mesleki uygulamasından yasalar önünde sorumludur. Hekimlerin kendileriyle ilgili yasaları ve yaptırımları bilmemeleri, onları sorumluktan kurtarmamaktadır. Hekim mesleğini uygularken deontoloji, tıbbi etik, uluslarüstü nitelikteki belgeler, anayasalar ve yasalarda belirtilen kurallara vicdani, insani ve de yasal gerekçelerle uymalıdır.

Hekimler hasta ile karşılaştığında hastanın ve koşullarının durumunu detaylı olarak değerlendirmeli ve hastanın yararına olan en iyi şeyi yapmakla yükümlü olduklarını bilmelidir. hekimin hukuki sorumluluğunu doğuran değişik sebepler mevcuttur. Bunlar, sözleşme öncesi görüşmelerden doğan sorumluluk, haksız fiil ve sözleşmedir. Sorumluluğun doğabilmesi için sözleşmeye aykırı davranışın yanı sıra hekimin kusurlu davranması, hastanın bu kusurlu davranıştan dolayı zarar görmesi ve kusurlu davranış ile zarar arasında uygun bir illiyet bağının bulunması durumunda, hekim hastaya verdiği zarardan sorumlu tutulur. Hasta maruz kaldığı zarardan dolayı hekimden maddi ve manevi tazminat talep edebilir. Hastanın zararı tazmin ederken uzman bir avukat ile süreci yönetmesi zararın açıklanması ve doğru kişiden talep edilebilmesi açısından oldukça önemlidir. Çünkü yukarıda da değinildiği üzere kamu çalışanı statüsündeki hekimlerin sorumluluğunda zarar idareden talep edilmektedir.

Diğer yazılarımıza göz atmak için linke tıklayabilirsiniz.

Stj. Av. Esra Kurt

Av. Arzu Arslan Kollama

Kapital Hukuk - İzmir Avukat & İzmir Hukuk Bürosu
Kapital Hukuk - İzmir Avukat & İzmir Hukuk Bürosu

Av. Harun Ümit Eren ve Av. Bahadır Gökhan Kaya’nın 2016 yılında kurmuş olduğu Kapital Hukuk Bürosu; değişen ve globalleşen dünyaya müvekkillerinin uyumlanmasını hedefler. Bünyesindeki avukatları, sigorta uzmanları ve icra ekibiyle, ticari faaliyetler için yurtiçi veya uluslararası alanda Ticaret Hukuku, İş Hukuku, Sigorta Hukuku, İcra-İflas Hukuku ve Vergi /SGK Hukuku alanlarında yoğunlaşarak daha kaliteli ve kapsamlı hizmet vermeyi hedefler.

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on email
Email

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İzmir Avukat İletişim & Telefon Numarası

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN