5. HAYAT SİGORTALARI

Bu yazımızda hayat sigortaları ve hayat sigortalarının işlevleri hakkında detaylı bilgilere değinilecektir.

HAYAT SİGORTASI NEDİR?

Hayat sigortaları, sigorta şirketleri ile sigortalı arasında kurulan bir sözleşmedir. Bu sözleşmede sigortanız ile hayatın olağan akışında, yaşamınızı ilgilendiren veya ölümünüze dair sonrası ya da öncesi ile ilgili gerçekleşebilecek olaylar, tehlikeler (rizikolar) sigorta şirketi tarafından güvence altına alınır. Hayat sigortaları bir poliçe ile yapılır ve bir özel sigorta türüdür, kişi bazında herhangi bir zorunlu sigorta kategorisine girmez.

Hayat sigortaları sigorta şirketleri tarafından iki başlıkta incelenir: Birinci sözleşmede poliçede belirtilen tarihe kadar kişi hayatta kalırsa toplam birikimleri ve nemaları kişiye ödenir. İkinci sözleşme ile sigortalının ölümü veya malul kalması halinde poliçede kararlaştırılan rakam, ölüm ve malulluk riski tazminatı olarak sigortalıya ödenir.

HAYAT SİGORTALARINDA PRİM VE ÖDEME

Prim, sigortacıya ödenen, sigortanın başlamasını ve devam etmesini sağlayan, sözleşmede kararlaştırılan aralıklar ile ödenen belirli meblağdır. Sigorta sözleşmeleri TTK’ya göre “zarar” ve “meblağ” sigortaları olarak ikiye ayrılır. Zarar sigortalarının amacı, sözleşmede belirtilen “tehlike-riziko”nun gerçekleşmesi ile sigortalıya tazminat ödemekle yükümlüdür.

Meblağ sigortalarının amacı, sözleşmede prim karşılığında sigorta ettirene (veya mirasçılarına) bazı olaylar sonucunda bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yüklemektedir. Zarar sigortalarında malvarlığının uğradığı zarar tazmin edilirken, meblağ sigortalarında tayin edilen meblağ kapital veya rant şeklinde ödenir ya da bir edim ifa edilir. İşte hayat sigortaları da “meblağ” sigortaları kategorisine girer.

Hayat (meblağ) sigortalarında, zarar sigortalarında olduğu gibi bir menfaat değeri bulunmadığından sigorta bedeli direkt ödenir. Sigorta sözleşmesinin koruma kapsamı ve teknik başlangıcı ilk primin ödenmesi anıdır. Sigorta şirketleri sigortalıya eğer riziko şartları geçerliyse ödeme yapar. İlgili riziko şartları da poliçede mutlaka sigortacının sigortalıyı bilgilendirme yükümlüğünden dolayı bulunmak zorundadır.

Kusur anında kusur oranında sigorta bedelinden tazminatta kesinti yapılabilir. Sigortalının bildirme yükümlülüğü de bir o kadar önemlidir, bildirme yükümlülüğü çiğnendiği takdirde sigortalı tazminat hakkını kaybedebilir. Örneğin eğer poliçeyi imzalarken sigortalının ölümcül bir hastalığı varsa ve poliçenin kapsadığı tarihte bu hastalık sebebiyle ölürse, sigorta şirketi bunun araştırmasını resen yapar ve kanun gereği ölüm ve malulluk riski tazminatı poliçede belirtilen hak sahiplerine ödenmez.

HAYAT SİGORTALARI KATEGORİLERİ

Hayat sigortalarını şu başlıklar altında sınıflandırabiliriz:

  • Hayatta Kalma Riskine Yönelik Hayat Sigortaları

Bu tür hayat sigortalarında sigortacı, sigorta bedelini sigortalının hayatta kalması durumunda ödemeyi taahhüt eder. Yani, sigortalı yaşamını sürdürdüğü sürece sigortacı ödeme yapar. Hayatta kalma ihtimaline karşı sigorta türünde, sigortalının sigorta sözleşmesinde öngörülen sürenin sonunda hayatta kalması durumunda sigortacı tarafından iki alt kategoride sigortalıya ödeme yapılabilir;

  1. Tek Seferde Ödeme Yapılan Sigortalar: Sigortacı, sigorta bedelini sigortalı hayatta kaldığında tek seferde öder. Bu ödeme, sözleşme koşullarına bağlı olarak gerçekleşir.
  2. Düzenli Gelir Sağlayan Sigortalar: Bu türde sigortacı, sigortalı hayatta kaldıkça belirli aralıklarla gelir şeklinde ödeme yapmayı taahhüt eder. Sigortacı sigortalıya ödenecek tutarın %50’sini verebilir ve geriye kalan meblağı sigortalının hayatı boyunca maaş olarak sigortalıya ödeyebilir, toplu para ödenmeden tamamı, hayat boyu maaş olarak ödenebilir, toplu para ödenmeksizin sigortalı tarafından belirlenen bir süre için ödeme yapılır. Vefatı durumunda kalan miktar ya lehtar olarak gösterilen kişiye ya da yasal mirasçılarına ödenir veya toplu para ödenmeksizin yüksek tutarlı bir maaş ödenir. Sigortalının vefatı halinde yasal mirasçılarına bir ödeme yapılmaz.
  • Ölüm Riskine Yönelik Hayat Sigortaları

Bu kategoride sigortacı, sigortalının ölümü halinde sigorta bedelini ödemeyi taahhüt eder. Sigortalının ani ölümü nedeniyle poliçede belirlenen meblağ poliçedeki belirlenmiş alacaklılara tazmin edilir. Bu türün alt kategorileri şunlardır:

  1. Süresiz Ölüm Riskine Karşı Sigortalar: Sigortacı, sigortalının herhangi bir tarihte ölmesi durumunda ödeme yapar. Ölümün gerçekleşeceği süre belirtilmez. Ödeme lehtar varsa ona, lehtar yoksa sigorta yaptıranın mirasçılarına yapılır.
  2. Belirli Süre İçinde Ölüm Riskine Karşı Sigortalar: Bu türde sigortacının ödeme yapabilmesi için ölümün sözleşmede belirlenen süre içinde gerçekleşmesi gerekir. Aksi halde sigortacı ödeme yapmaktan kaçınabilir ve primleri elinde tutabilir.
  3. Sigortalının Ölümünde Lehtarın Hayatta Olması Gereken Sigortalar: Sigortacının ödeme yapabilmesi için sigortalının ölümü halinde lehtarın hayatta olması gerekmektedir. Aksi takdirde sigortacı borçtan kurtulur.

KARMA HAYAT SİGORTALARI

Bu türde, sigortalının sözleşme süresi içinde ölmesi durumunda sigorta bedeli lehtara ödenir. Ancak sigortalı sözleşme süresi sonuna kadar yaşarsa sigorta bedeli sigortalıya ödenir. Yani her iki senaryoda da sigortacı ödeme yapar, sadece alacak hak sahipleri değişir. Bu şekilde, hem ölüm riski hem de hayatta kalma riski kapsanmış olur.

HAYAT SİGORTALARINDA TARAFLAR VE HAKLARI

Hayat sigortalarında rol alan kişiler arasında sigorta ettiren, sigortacı, sigortalı ve lehtar bulunmaktadır. Sigortalı, diğer adıyla risk sahibi, riskin gerçekleştiği kişiyi ifade eder. Hayat sigortalarında temin edilen risk insanın özgül özellikleriyle ilgili olduğundan, bu türde tüzel kişiler sigortalı olarak kabul edilemez. Hayat sigortasında sigortalı olarak aday gösterilebilecek bireyler, sigorta ettirenin kendisi ya da başka bir kişi olabilir.

Bu nedenle, kısıtlı ehliyet sahibi ve tam ehliyet sahibi olmayan kişiler de genel olarak gerçek kişiler olarak sigortalı olabilirler. Ancak, sigorta ettirenin kendisi dışındaki bir kişiyi sigortalı olarak göstermeyi düşünüyorsa, yasal gereksinimleri yerine getirmelidir. Bu gereksinimlerin sağlanması durumunda, herhangi bir birey sigortalı olarak aday gösterilebilir.

Bu gereksinimlerden ilki, menfaat şartıdır. Bu bağlamda, bir kişinin hayatı üzerine sigorta yaptırmak için lehtarda, sigortalı olarak aday gösterilen kişinin hayatta kalmasından yani yaşamını sürdürmesinden menfaat sağlaması gerekmektedir. Bu menfaat maddi veya manevi olabilir. Maddi menfaat tespiti daha kolaydır ve örneğin bankaların sunduğu kredi hayat sigortaları bunun bir örneğidir.

Manevi menfaatin tespiti daha karmaşıktır ve bu noktada daha katı bir ölçüt gereklidir. Menfaatin varlığını ispatlama yükü lehtarda bulunur. Son olarak, menfaatin varlığı sigorta sözleşmesi boyunca korunmalıdır; menfaatin sona ermesi durumunda sözleşme geçersiz hale gelir.

Eğer nafaka alma ihtimali bulunuyorsa, maddi bir menfaat gerçekleşmiş olur. Nafaka alma ihtimali yoksa, ne maddi ne de manevi bir menfaat kaldığından, sözleşme geçersiz sayılır. Menfaat şartı geçerliliğini yitirdiğinde, sözleşme geçersiz hale gelir ve sigorta ettirene varsa ayrı bir lehtar üzerine iade edilecek olan iştira değeri ödenir.

İştira değeri, hayat sigortalarında sigortalının sözleşmeyi süresinden önce sonlandırması durumunda, o ana kadar ödediği prim ve buna ilişkin gelir payından sigorta ettirene iade edilen miktarı ifade eder. İştira payı, hayat sigortalarına özgü bir terimdir. Bu durumun sebebi, hayat sigortalarının aslında bir tasarruf sözleşmesi olmasından kaynaklanır. Başkasının sigortalı olarak aday gösterildiği sigorta sözleşmelerinin geçerli olabilmesi için ikinci bir koşul da sigortalının iznini almaktır. Bu koşul yalnızca ölüm riskine karşı yapılan hayat sigortaları için aranır.

Türk Ticaret Kanunu madde 1490 gereğince, kararlaştırılan sigorta bedeli, normal cenaze masraflarını aşıyorsa, sigortalının veya varsa yasal temsilcisinin izni gerekmektedir. Eğer sigortalı 15 yaşın altındaysa, yasal temsilcinin izni yeterlidir. Ancak 15 yaşın üzerindeyse, hem sigortalının hem de yasal temsilcinin izni alınmalıdır. Yasal temsilci, sigorta sözleşmesinde sigorta ettiren ya da lehtar olarak belirtilmişse, izin yetkisi ortadan kalkar.

Hayat Sigortalarında, “Sigorta Ettirenin Sözleşmeden Çekilme Hakkı”, Türk Ticaret Kanunu’nun 1430. maddesine göre, sigorta ettiren, sigortacının sorumluluğu başlamadan önce primin yarısını ödeyerek sözleşmeden çekilme hakkına sahiptir. Ancak, bu düzenleme hayat sigortaları için geçerli değildir çünkü 1489. madde daha özel bir düzenleme getirir ve sigorta ettirene avantaj sağlar. Bu, hayat sigortalarının daha uzun vadeli olması, bireyin varlığını güvence altına alması ve sigortalıların sigortacılar tarafından yanıltılmasını engellemeyi amaçlar.

Sigorta ettiren, sigortacının çekilme hakkını kullanabileceğini bildirmesinden itibaren 15 gün içinde, herhangi bir cezai yaptırım ödemeden ve ödediği primin iadesiyle sözleşmeden çekilebilir. Çekilme bildirimini yapmanın ispat yükümlülüğü sigortacının üzerindedir. Bildirim yapılmadıysa, sigorta ettiren çekilme hakkını, prim ödemesinden itibaren 1 ay içinde kullanmak zorundadır.

Hayat Sigortalarında Sigorta Ettirenin veya Sigortalının Beyan Yükümlülükleri Hayat sigortalarında sigorta ettirenin veya sigortalının beyan yükümlülüklerini ayrı ayrı incelemek gerekmektedir. Bu sebeple alanında uzman bir vekil ile çalışmak tüm tarafların lehine sonuç doğuracaktır.

Sigortacı prim farkını talep ettiğinde, sigorta ettiren bunu kabul etmezse, sigortacı sigorta bedelini, aslen alınması gereken primle aslen alınan prim arasındaki orana göre düşük tutarla öder; yani sözleşmeden çekilme hakkını kullanamaz. Ancak, bu ihlal o kadar büyükse ve kasıtsız olsa da, bu ihlalden kaynaklanan risk artışı sigortacının teknik kurallarına göre kabul edilebilir olan tutarı aşarsa, sigortacı sözleşmeden çekilebilir. (Bu durum genellikle uygulamada kanser hastalığı için geçerlidir.)

YANLIŞ YAŞ BEYANI

Sigorta ettirenin yanlış yaş beyanında bulunma durumu Sigorta ettiren, sözleşme sırasında yaşını doğru olmadığı şekilde beyan edebilir; ya gerçek yaşından büyük ya da küçük gösterebilir. Eğer sözleşme sırasında yanlış yaş beyanı nedeniyle primin daha düşük belirlenmişse, sigorta bedeli gerçek yaşa göre alınması gereken primle aslen alınan prim arasındaki orana göre düşük bir tutarla ödenir. Ancak sigorta bedeli tam olarak ödenmişse, sigortacı ödemiş olduğu fazla miktarı faiziyle birlikte geri alır.

Eğer yanlış yaş beyanı nedeniyle prim fazla belirlenmişse, sigorta bedeli arttırılır ve buna göre ödenir. Sigorta bedeli başlangıçta eksik ödenmişse, gereken miktar tamamlanır. Ancak, eğer bildirilmemiş olan yaş sigortacının teknik kurallarının dışında kalıyorsa, sigortacı bu nedenle sözleşmeden çekilebilir.

HAYAT SİGORTALARINDA LEHTARIN BELİRLENMESİ

Bu konu, Türk Ticaret Kanunu’nun 1494. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede yer alan yorum kuralları, ölüm riskine karşı yapılan hayat sigortalarındaki lehtarın belirlenmesi işlemleri için geçerlidir. Bu yorum kurallarının amacı, ölüm riskine karşı yapılan hayat sigortalarında lehtar tayin işleminin, sağlar arası bir işlem olduğunu göstermek ve bu işlemi teyit etmektir.

Önceden, lehtar tayininin ölüme bağlı bir tasarruf olup olmadığı hususunda tartışmalar vardı. Örneğin, birden fazla kişi lehtar olarak belirlenirse (genellikle yasal mirasçılar olarak kabul edilir) ve payları belirtilmeden sigorta yapılırsa, bu kişiler kendi miras paylarına göre değil, eşit oranda hak sahibi olurlar. Bu tür bir sigortada lehtar tayini, sağlar arası bir işlem olarak kabul edilir.

Lehtarlardan biri payını almazsa, bu pay diğer lehtarlar arasında eşit olarak bölüştürülür. Ölüm riskine karşı yapılan sigortalarda lehtar tayini yapılmadıysa, sigortanın sigorta ettirenin mirasçıları lehine yapıldığı kabul edilir. Yaşama ihtimaline karşı yapılan sigortalarda ise lehtar tayini yapılmamışsa, bu, sigortalının lehine yapıldığı anlamına gelir.

Hayat sigortalarında, ölüm riskine karşı yapılmış olsun ya da olmasın, başkasının hayatı üzerine yapılan sigortalarda lehtarın maddi bir menfaati varsa, sigorta bedelinin lehtarın maddi menfaatini aşan kısmı sigortalı lehine yapılmış sayılır ve sigortalıya ödenir.

LEHTARIN SİGORTACIDAN TALEP HAKLARI

Genelde, sigorta bedelini talep etme ve tahsil etme hakkı lehtara aittir, herhangi bir özel düzenleme bulunmadıkça. Ancak lehtar, sigortacıya karşı talep hakkını kazanamazsa, örneğin lehtarın sigortalıdan önce ölmesi durumunda, bu talep yetkisi sigorta ettirene, eğer o da ölmüşse mirasçılara geçer. Sigorta bedeli dışında, lehtarın dönülemez olarak belirlendiği ve sigorta ettirenin sigortadan çıktığı veya sigortacıdan borç almayı veya ödünç almaya karar verdiği durumda, bu ödemeleri alma hakkı da dönülemez lehtara aittir.

GRUP HAYAT SİGORTALARI

Grup hayat sigortaları, en az 10 kişiden oluşan bir gruba ait kişiler lehine sigorta yaptırılmasını sağlayan bir düzenlemeyi içerir. Bu tür sigortaların geçerli olabilmesi için başlangıçta en az 10 kişilik bir grup olması gereklidir; sonradan grup 10 kişinin altına düşse bile sözleşme geçerliliğini korur. Grup hayat sigortalarında, sigorta ettiren ve sigortacı arasında tek bir sigorta sözleşmesi vardır. Ancak sözleşmede en az 10 kişi sigortalı olarak gösterilir. Bu tür sigortalar her zaman başkası lehine yapılan sözleşmelerdir.

Sigortalıların seçimi sigorta ettirene aittir. Ancak lehtar tayini yetkisi sigortalılara aittir. Kimlerin grupta yer alacağı tek tek belirtilmek zorunda değildir; önemli olan, grubun kimlerden oluştuğunu belirleyen kriterlerin net olmasıdır. Örneğin, büyük şirketler çalışanlarını sigortaladığında, sigortalılar “şirkette çalışanlar” olarak belirtilir, tek tek adlar yazılmaz.

Grup sigortası yapıldığında, bir kişi gruptan ayrıldığında, sözleşme normal koşullarda sona erer. Sözleşme sırasında gruba yeni biri katıldığında, yeni kişi aynı koşullar altında teminata sahip olur. Giriş ve çıkışlar sözleşmenin geçerliliğini etkilemez; grup üyeleri değiştirilebilir.

  • Tontin (ing. Tontine) Birden fazla kişinin katkılarıyla oluşturulan bir tutar veya varlıkların, belirli bir tarihte hayatta kalanlar veya ölen kişiler arasında belirlenen şekilde paylaştırılması prensibine dayalı sözleşmeler olarak adlandırılır.

HAYAT SİGORTASINDA ZENGİNLEŞME YASAĞI VE HALEFİYET

Hayat sigortası, bir meblağ sigortasıdır ve burada sigorta menfaat değeri kavramı geçerli değildir. Bir kişi hayatını istediği tutarda sigortalatabilir. Bu nedenle, hayat sigortalarında halefiyet ve zenginleşme yasağı ilkeleri uygulanmaz. Sonuç olarak, hayat sigortalarında halefiyet veya zenginleşme yasağı ilkesi bulunmaz. Kanunda bu düzenlemeler, sigorta ettiren, sigortalı ve mirasçıları açısından düzenlenmiştir (TTK m. 1491/3).

SİGORTACININ SİGORTA BEDELİNİ ÖDEME BORCUNDAN KURTULMASINI SAĞLAYAN DURUMLAR

Hayat sigortasında sigortacının sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünden kurtulmasını sağlayan durumlar şunlardır:

  • İntihar: İntiharın sigortacıyı sigorta bedeli ödeme borcundan kurtarması, ölüm riskine karşı yapılan hayat sigortaları sözleşmeleri için geçerlidir. Genellikle sigortalının intihar etmesi, sigortacının sigorta bedeli ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırır, çünkü risk kasıtlı olarak gerçekleştirilmiş olur. Ancak, bu kuralın iki istisnası bulunmaktadır:
  1. Bu durumda, sigorta sözleşmesi 3 yıl boyunca devam ettikten sonra sigortalının intihar etmesi veya intihara teşebbüs etmesi sonucu ölmesi durumunda sigortacı sigorta bedelini ödemek zorundadır. İntihara teşebbüs olayı ikinci yılda gerçekleşmiş olsa bile, ölüm olayı dördüncü yılda meydana gelirse sigortacı sigorta bedeli ödemez.
  2. Sigortalının ölümü 3 yıl içinde gerçekleşirse ve sigortalının akıl sağlığı bozukluğu nedeniyle intihar ettiği tespit edilirse, sigortacı yine sigorta bedelini öder.
  • Sigorta Ettiren veya Lehtarın Sigortalıyı Öldürmesi Durumu: Sigorta ettiren veya lehtar, sigortalının sigorta bedeli ödensin diye kasten öldürür veya bu eyleme suç ortaklığı yaparsa, sigortacı sigorta bedeli ödeme yükümlülüğünden kurtulur. Ancak lehtar, aynı şekilde sigortalının ölümüne neden olursa veya ölümde suç ortaklığı yaparsa, sigorta bedelinden mahrum kalır ve bu bedel sigortalının mirasçılarına ödenir. Bu öldürme eyleminin kasıtlı olarak gerçekleşmiş olması gereklidir. Kaza sonucu veya meşru müdafaa çerçevesinde gerçekleşen ölümler bu sonuçları doğurmaz. Dikkat edilirse, sigorta ettirenin ve lehtarın öldürülmesi durumlarının sonuçları birbirinden farklıdır.

Hayat Sigortaları, çeşitli sigorta şirketleri tarafından belirli veya belirsiz süreli poliçeler ile yapılmaktadır. Hayat Sigortası yaptırırken poliçe kapsamları mutlaka okunmalı, kurallara riayet edilmeli ve hak kayıplarından kaçınılmalıdır.

İzmir avukat olarak, hukuki konularda size rehberlik etmek ve sorularınıza cevap vermek için buradayız. Diğer yazılarımıza göz atmak için linke tıklayabilirsiniz.

Yasal Stj. Yusuf Barkın KARAGÖNLÜ

Av. Şükran Şevval KURNAZ

Sosyal Medyada Bizi Takip edin

https://www.facebook.com/kapitalhukuk

https://www.instagram.com/kapitallegal/

https://tr.linkedin.com/company/kapi%CC%87tal-hukuk

Kapital Hukuk - İzmir Avukat & İzmir Hukuk Bürosu
Kapital Hukuk - İzmir Avukat & İzmir Hukuk Bürosu

Av. Harun Ümit Eren ve Av. Bahadır Gökhan Kaya’nın 2016 yılında kurmuş olduğu Kapital Hukuk Bürosu; değişen ve globalleşen dünyaya müvekkillerinin uyumlanmasını hedefler. Bünyesindeki avukatları, sigorta uzmanları ve icra ekibiyle, ticari faaliyetler için yurtiçi veya uluslararası alanda Ticaret Hukuku, İş Hukuku, Sigorta Hukuku, İcra-İflas Hukuku ve Vergi /SGK Hukuku alanlarında yoğunlaşarak daha kaliteli ve kapsamlı hizmet vermeyi hedefler.

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on email
Email

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İzmir Avukat İletişim & Telefon Numarası

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN