ŞİKE VE TEŞVİK PRİMİ SUÇU

Bu yazımızda spor hukukunda şike ve teşvik primi suçu incelenecektir.

GİRİŞ

Spor, bireylerin sağlıklarını koruma ve boş zamanlarını değerlendirme aracı olmanın yanı sıra günümüzde ekonomik bir amaç haline gelmesi ile sporun kazandığı bu yeni boyut, spor müsabakalarından alınan sonuçların önemini artırmış; spor müsabakalarının sporun ruhuna ve spor ahlakına uygun bir biçimde gerçekleşmesine yönelik tehditlerin artmasına yol açmıştır.

Günümüzde spor müsabakalarının dürüst, adil, spor ahlakına ve rekabet esasına dayalı olarak gerçekleştirilmesine önemli bir engel olma tehditlerinden biri de şike ve teşvik primi suçlarıdır. Şike ve teşviklerin, ülkemiz tarihinde senelerdir konuşulan sorunlar olmasına karşın, suç olarak kabulleri 14.04.2011 tarihinden sonra Türk Hukukunda ilk kez 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunun 11. maddesinde suç olarak düzenlenmiştir.

SPOR HUKUKU NEDİR?

Spor hukuku, sosyal bir faaliyet olan sporu ve spordan kaynaklanan ilişkileri düzenleyen hukuk dalıdır.

Sportif faaliyetlerin spor kuruluşlarının bünyesinde gerçekleştirilmesi nedeniyle kuruluşlar ve sporcular arasındaki münasebetler, aynı şekilde sporcuların ve spor kuruluşlarının birbirleri ile ya da devlet ile olan ilişkileri de spor hukukunun konusunu oluşturmakta ve hukukun düzenleme alanına girmektedir.

SPOR HUKUKU NASIL DOĞMUŞTUR?

Sporun bir sektör haline gelerek ekonomik boyut kazanması, özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısında artmaya başlamıştır. Olimpiyat Oyunları ve Futbol Dünya Kupası ile uluslararası rekabete sahne olan spor, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, tüm dünyada en sevilen ve en ilgi çekici spor olan futbolun da ekonomi içerisindeki yerinin artması ile ekonomik alanda önemli bir yer edinmeye başlamıştır.

Spor müsabakalarının yayın hakları, sporcuların ya da kulüplerin sponsorluğu, sportif ürünlerin halka arzı, sportif başarıların reklam aracı olması, sporcuların transferleri gibi hususlar sporun aynı zamanda ticari ve ekonomik bir faaliyet olarak nitelendirilmesine yol açmıştır.

Sporun kazandığı bu yeni boyut ve sportif alanda kazanılan başarıların ülkelere kazandırdığı saygınlık, devletlerin spora büyük yatırımlar yapmasını sağlamıştır. Ekonomik büyümenin gözlemlendiği bu sektörde, oyuna dair kuralların ötesinde hukuksal düzenlemelere gidilmesi ihtiyacı ortaya çıkmış olup, yeni bir hukuk disiplini olarak spor hukukunun doğuşu da bu ihtiyaçtan kaynaklanmıştır.

ŞİKE VE TEŞVİK PRİMİ NEDİR?

Kökenini Fransızcadan alan bir sözcük olan şike (chiqué), bir spor karşılaşmasının sonucunu değiştirmek için maddi veya manevi bir çıkar karşılığı varılan anlaşma; bir çıkar karşılığı, uzlaşarak bir işi yapma, aldatma olarak tanımlanmıştır. Bir başka tanıma göre şike, sporcuların veya spor kulüplerinin belirli bir ekonomik menfaat karşılığında önceden belli olmayan sonucu değiştirmeye yönelik anlaşmasıdır.

TBMM Şike Araştırma Komisyonu Raporu’nda teşvik primi, “bir kişi ya da kuruluşun neticesinden kendisinin ya da taraftarı olduğu kulübün doğrudan doğruya etkilendiği bir müsabakada, kendi lehine sonuç doğuracak tarafa veya mensuplarına maddi menfaat vaat etmesi veya sağlaması” olarak tanımlanmıştır.

Şikede karşılaşmada pasif kalınması, diğer takımın kazanması veya müsabakanın berabere bitmesi; teşvik priminde ise maçın kazanılması için faal olunması amaçlanmaktadır.

Şike bir suç olarak tanımlanmakla beraber, spor kulüplerinin kendi oyuncularına motivasyonlarını arttırmak için teşvik primi vermesi ise hukuka ve spor ahlakına uygun olarak kabul edilmektedir.

Şike ve teşvik suçu, 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunun 11. maddesinde tanımlanmıştır.

Bu madde ışığında suçun temel unsurlarını inceleyecek olursak:

  • Suçla Korunan Hukuki Değer

Şike ve teşvik fiilinin suç olarak düzenlenmesiyle spor müsabakalarının dürüst, güvenilir ve spor ahlakına uygun bir şekilde gerçekleşeceğine, sporcuların veya kulüp yöneticilerinin müsabakaların sonuçlarını menfaat karşılığında değiştirmeyeceğine yönelik olarak toplumda oluşan güven ve inanç korunmak istenmektedir. Bu yönüyle suçun kamunun güvenine karşı işlenen suçlardan olduğunu söylemek mümkündür.

  • Suçun Maddi Unsurları
  • Suçun konusu:Kazanç veya sair menfaattir.
  • Fiil :Şike ve teşvik priminde hareket unsuru belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla yapılan anlaşma ve bu anlaşma sonucunda kazanç veya sair menfaat temin edilmesidir. Suçun oluşabilmesi için herhangi bir neticenin meydana gelmesi aranmamaktadır. Tarafların bu konuda anlaşma yapması yeterlidir.

Müsabaka öncesinde, esnasında veya sonrasında spor alanları ile bunların çevresinde, taraftarların sürekli veya geçici olarak gruplar halinde bulundukları yerlerde veya müsabakanın yapılacağı yere gidiş ve geliş güzergâhlarındaki fiiller dikkate alınmaktadır.

  • Fail :Kanun maddesinde şike suçunun faili olabilmek için herhangi bir özellik aranmadığından bu suçun faili herkes olabilir.

 

Bununla birlikte menfaat temin eden taraf ile menfaat temin edilen kişi arasında bir ayrım yapmak gerekmektedir. Kazanç veya sair menfaat teklifi eden kişi bakımından herhangi bir özel niteliğe ihtiyaç yoktur. Ancak kendisine menfaat temin veya vaat edilen kimsenin spor müsabakasının sonucunu etkileme imkânına sahip bir kişi olması gerekmektedir. Menfaat temin edilen kişinin bu vasıflara sahip olması suçun oluşması için yeterlidir. Kişinin söz konusu vasıflarını kullanarak maçın sonucunu etkilemiş olması gerekmez.

Söz konusu kimse eğer karşılaşmanın sonucunu etkileyebilecek niteliğe sahip değilse bu durumda elverişlilik olmadığı için işlenemez suç gündeme gelecektir.

Türk hukukunda tüzel kişilerin ceza sorumluluğu bulunmamaktadır. Dolayısıyla şike suçunun failinin de bir tüzel kişi olması mümkün değildir. Bununla birlikte Kanun’un 11. maddesinin 7. fıkrasına göre suçun spor kulüplerinin veya sair bir tüzel kişinin yararına işlenmesi halinde, ayrıca bunlara, şike veya teşvik primi miktarı kadar idari para cezası verileceği hüküm altına alınmıştır.

  • Mağdur : Bu suçla korunan hukuki değerin kamu güveni olduğunu belirtmiştik. Bu suçun mağduru da kamuya karşı işlenen diğer suçlarda olduğu gibi toplumu oluşturan herkestir. Bunun yanı sıra, aleyhine şike yapılan veya teşvik primi verilen spor kulüpleri veya sporcular gibi belirli kişilerin de bu suçun mağduru olduğu söylenebilir.
  • Suçun Manevi Unsurları

Şike suçunun manevi unsuru öncelikle kasttır. Fail, suçun icra hareketlerini bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir. Kazanç veya sair menfaat temin edilen kimse de kasten hareket etmiş olmalıdır.

Suçun oluşabilmesi için faillerin kasten hareket etmelerinin yanı sıra belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla hareket etmeleri gerekir. Faillerin bu amaçla hareket etmeleri suçun oluşabilmesi için yeterlidir. Müsabaka sonucunda faillerin söz konusu amaçları gerçekleşmezse dahi suç oluşur. Önemli olan husus müsabaka sonucunu etkilemek amacıyla menfaatin sağlanması veya bu hususta anlaşmaya varılmış olmasıdır.

  • Suçun Hukuka Aykırılık Unsuru

TCK’da yer alan hukuka uygunluk nedenleri; görevin yerine getirilmesi, meşru savunma, hakkın kullanılması ve ilgilinin rızasıdır. Şike suçu bakımından bu hukuka uygunluk nedenlerinin uygulama alanı bulması mümkün gözükmemektedir.

  • Suçun Nitelikli Unsurları

6222 sayılı Kanun’un 11. maddesinin 4. fıkrasında şike suçunun cezayı artıran nitelikli halleri düzenlenmiştir. Buna göre suçun;

  1. a)Kamu görevinin sağladığı güven veya nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle,
  2. b)Federasyon veya spor kulüpleri ile spor alanında faaliyet gösteren tüzel kişilerin, genel kurul ve yönetim kurulu başkan veya üyeleri, teknik veya idari yöneticiler ile kulüplerin ve sporcuların menajerleri veya temsilciliğini yapan kişiler tarafından,
  3. c)Suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde,

ç) Bahis oyunlarının sonuçlarını etkilemek amacıyla, işlenmesi durumunda verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Bir şike suçunda bu nitelikli hallerden birkaçının birlikte bulunması durumunda her bir nitelikli hal nedeniyle ceza verilmeyecek sadece bir kez ceza artırımı yapılacaktır. Ancak diğer nitelikli hallerin de olayda gerçekleşmesi TCK md. 61 gereğince temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınacaktır.

Maddenin 5. fıkrasında ise suçun bir müsabakada bir takımın başarılı olmasını sağlamak amacıyla teşvik primi verilmesi veya vaat edilmesi suretiyle işlenmesi daha az cezayı gerektiren bir nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.

  • Suçun Özel Görünüş Biçimleri
  • Teşebbüs : Şike suçunun icrasına bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek için anlaşma yapılması ile başlanır, kazanç veya sair menfaat temin edilmesi ile birlikte suç tamamlanır.
  • İştirak : Çok failli suçların bir türü olan karşılaşma suçu olarak düzenlenen şike suçunda, bir tarafta menfaat temin eden kişi, diğer tarafta ise kendisine menfaat temin edilen kişi yer almaktadır. Çok failli suçların tek başına işlenmesi mümkün olmadığından bu tip suçlarda zorunlu iştirak söz konusudur. Bu kişilerin her biri fail olarak sorumlu tutulacaktır.
  • İçtima : Şike suçunda failler birden çok spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla menfaat temin etmiş olabilirler. Bu durumda TCK m. 43’te yer alan zincirleme suç hükümlerinin uygulanması söz konusu olacaktır. Yani bu suçun aynı suç işleme kararı çerçevesinde birden fazla işlendiği durumda faillere tek şike suçundan dolayı ceza verilecek ancak bu ceza belli oranda artırılacaktır. Menfaat teminin farklı kimselere yapılmış olması herhangi bir farklılık yaratmayacaktır. Zira bu suçun mağdur toplumu oluşturan herkestir.
  • Suçun Unsurları Dışında Kalan Haller
  • Etkin Pişmanlık 6222 sayılı Kanun’un 11. maddesinin 8. fıkrasına göre, müsabaka yapılmadan önce suçun ortaya çıkmasını sağlayan kişiye ceza verilmez. Yukarıda da ifade edildiği üzere şike suçu tarafların kazanç veya sair menfaat temini hususunda anlaşmaya varmalarıyla tamamlanmış olmaktadır. Bu noktadan sonra tarafların pişmanlık duyarak menfaat temininden vazgeçmeleri veya suçun ortaya çıkması için yaptıkları hareketler etkin pişmanlık çerçevesinde değerlendirilmelidir.

ŞİKE VE TEŞVİK SUÇUNUN YAPTIRIMI NEDİR? 

Şike ve teşvik suçu için kanunda 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Suçun spor kulüplerinin veya sair bir tüzel kişinin yararına işlenmesi halinde, ayrıca bunlara, şike veya teşvik primi miktarı kadar idari para cezası verilir. Ancak, verilecek idari para cezasının miktarı yüz bin Türk Lirasından az olamaz.

6259 sayılı Kanun ile 11. maddeye eklenen 9. fıkrada bu madde kapsamına giren suçlarla ilgili olarak verilen hapis cezasının ertelenemeyeceği de ifade edilmiştir.

GÜVENLİK TEDBİRLERİ

6222 sayılı Kanunun 11. maddesine eklenen yeni bir fıkra ile şike suçunu işleyen kişi hakkında cezaya mahkûmiyet halinde, ayrıca bir güvenlik tedbiri olarak belli hakları kullanmaktan yoksun bırakmaya ilişkin özel bir düzenleme yapılmıştır.

Madde, spor kulüplerinin, federasyonların, bünyesinde sportif faaliyetler icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim organlarında görev yapmaktan yasaklanması, deplasman yasağı gibi güvenlik tedbirleri öngörmüştür. Güvenlik tedbiri olarak spor müsabakalarını seyirden yasaklama kararı 25.5.2005 tarihli ve 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu hükümlerine göre kaydedilir.

SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA SÜRECİ

Şike suçu re’sen kovuşturulan bir suçtur. Şike ve teşvik primi suçlarından dolayı yargılama yapmaya Hâkimler ve Savcılar Kurulunun ihtisas mahkemesi olarak görevlendireceği asliye ceza mahkemeleri yetkilidir.

ZAMANAŞIMI

Suçun temel şekli bakımından dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu süre, tamamlanmış şike suçunda suçun işlendiği günden, zincirleme şekilde işlenen şike suçunda ise, son suçun işlendiği günden itibaren hesaplanır (TCK md. 66/6).

TCK md. 66/3 gereği dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerinin söz konusu olması durumunda ise dava zamanaşımı süresi, 15 yıl olacaktır. Ceza zamanaşımı süresi ise, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren, suçun temel şekli bakımından on yıl, nitelikli hali bakımından ise yirmi yıldır.

Disiplin ihlali olan fiiller aynı zamanda suç teşkil ediyorsa, ceza muhakemesine konu olabilir ve ceza yaptırımına tabi tutulabilir. Bir fiil ile ilgili olarak ceza soruşturması veya kovuşturması başlatılmış olması veya kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi ya da yapılan yargılama sonunda hüküm verilmiş olması kural olarak disiplin soruşturması yapılmasına engel olmaz.

Bir durumun hem ceza soruşturma ve kovuşturmasına hem de disiplin soruşturmasına konu olması durumunda kural olarak farklı kararlar verilebilmesi mümkündür.

SONUÇ

Spor faaliyetlerinin profesyonel anlamda icra edilmesi ile beraber spor, bu faaliyetlere doğrudan veya dolaylı olarak katılan kimselerin kazanç elde ettiği bir sektör durumuna gelmiştir. Spor faaliyetlerinin kazandığı bu yeni boyut, spor müsabakalarının spor ahlakına ve hukuka uygun olarak gerçekleşmesine yönelik tehditleri artırmıştır.

Bu durum spor müsabakalarının belirtilen şekilde gerçekleşeceğine yönelik olarak toplumda oluşan güvenin sarsılması, kişilerin bahis oyunlarından haksız menfaat elde etmesi ve bunun yanı sıra spor kulüplerinin şirketleşmesi nedeniyle yatırımcıların ekonomik menfaatlerinin zedelenmesi gibi sorunlara neden olmaktadır.

Bu girişimlere organize suç örgütlerinin de dâhil olması, konunun ciddiyetini artırmış ve şike ve teşvik primi verme fiilleri, Türk hukukunda ilk kez 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Hakkında Kanun ile suç olarak düzenlenmiştir. Şike suçu nedeniyle yapılan adli soruşturma ve disiplin soruşturması birbirinden bağımsız bir şekilde yürütülür.

Gelinen noktada, şike ve teşvik suçunun ulusal ve uluslararası toplumun özellikle futbola güvenini sarstığı açıkça görülmektedir. Bu güvenin yeniden tesisi için elimizde yeterli yasal olanak artık bulunmaktadır. Önemli olan bu yasal olanakların hızlı ve etkili şekilde uygulanmasının sağlanmasıdır.

İzmir avukat olarak, hukuki konularda size rehberlik etmek ve sorularınıza cevap vermek için buradayız. Diğer yazılarımıza göz atmak için linke tıklayabilirsiniz.

Yaz Stajyeri Leyla YORULMAZ

Av. Muhittin KURNAZ

Sosyal Medyada Bizi Takip edin

https://www.facebook.com/kapitalhukuk

https://www.instagram.com/kapitallegal/

https://tr.linkedin.com/company/kapi%CC%87tal-hukukv

Kapital Hukuk - İzmir Avukat & İzmir Hukuk Bürosu
Kapital Hukuk - İzmir Avukat & İzmir Hukuk Bürosu

Av. Harun Ümit Eren ve Av. Bahadır Gökhan Kaya’nın 2016 yılında kurmuş olduğu Kapital Hukuk Bürosu; değişen ve globalleşen dünyaya müvekkillerinin uyumlanmasını hedefler. Bünyesindeki avukatları, sigorta uzmanları ve icra ekibiyle, ticari faaliyetler için yurtiçi veya uluslararası alanda Ticaret Hukuku, İş Hukuku, Sigorta Hukuku, İcra-İflas Hukuku ve Vergi /SGK Hukuku alanlarında yoğunlaşarak daha kaliteli ve kapsamlı hizmet vermeyi hedefler.

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on email
Email

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İzmir Avukat İletişim & Telefon Numarası

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN