Taşeronluk Nedir? Taşeron İşçi Hakları

Günlük hayatta sıkça duyduğumuz taşeron ve taşeron işçi kavramları, iş hayatında etkin bir rol oynayarak işçi-işveren ilişkisini yeni bir boyuta taşıdı. Klasik ikili işçi-işveren ilişkisine halk arasında taşeron ismiyle anılan alt işveren müessesesinin de eklenmesi ile iş hukukumuz “taşeron işçi” ve “taşeron işçi hakları” terimlerini literatürüne eklemiş oldu. Bu yazımızda Taşeronluk teriminin çerçevesini çizip Taşeron İşçinin Haklarının neler olduğunu ele alacağız.

TAŞERON NEDİR?

Taşeron tabiri  4857 Sayılı İş Kanununda alt işveren kavramının karşılığı olarak uygulamada yerleşmiş bir kavramdır. Kanuni anlamda belli şartlar çerçevesinde iki işveren arasında kurulan ilişki yazımızın konusu olan alt işveren asıl işveren ilişkisini meydana getirmektedir. Bu ilişki dolayısıyla hem ilişkinin tarafları olan asıl işveren ve alt işveren yani taşeron hem de işçinin hukuki konumunda bir takım değişiklikler ortaya çıkmaktadır. Belirtmek gerekir ki taşeronluk uygulamada birçok olumsuzlukla gündeme gelmekte, asıl işverenin işçi karşısındaki sorumluklarını azaltma veya ortadan kaldırma aracı olarak kullanılmakta, özellikle medyada bu olumsuzluklar sık sık gündeme gelmektedir. Ancak taşeronluk iş hayatının bir gerçeği ve bu hukuki kurum iş hayatında bir ihtiyacı karşılamak üzerine ihdas edilmiş bulunmaktadır.

Taşeron(altişveren) İş kanunun 2. Maddesinde ‘’Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren lerde  alan ve bu  için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı te çalıştıran diğer işveren ile  aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.’’ demek sureti ile tanımlanmıştır. Bu tanımdan hareketle bir işverenin alt işveren yani taşeron olabilmesi için gereken koşullar şunlardır:

Asıl işverenin işyerindeyürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde iş almış olmak,

Yahut asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş almış olmak,

Ve nihayet alt işverenin çalıştırdığı işçileri sadece aldığı bu te çalıştırıyor olmalıdır.

Alt işveren(taşeron) yukarıdaki koşulları sağlaması halinde kanunun alt işverene tanıdığı hak ve yükümlülüklere tabi olacaktır. Belirtmek gerekir ki bu ilişki daha önce asıl işveren yanında çalışmakta olan işçi ile kurulamayacağı gibi asıl işveren yanında çalışan işçinin alt işverenlik ilişkisi kurulmak sureti ile hakları da kısıtlanamaz. Yine bu ilişkinin kurulması sırasında kanunun aradığı şartlara uyulmaması halinde veya bu ilişkinin muvazaalı şekilde kurulması durumunda, alt işverenlik ilişkisi yokmuş gibi değerlendirilip alt işveren yanında çalışan işçiler başından beri asıl işverenin işçisi sayılarak işlem yapılır.

İlişkiyi bir örnek ile açıklamak gerekirse; kapı kolu üretimi yapan bir fabrikada temizlik i için bir taşeron ile anlaşarak bu in taşeron işçiye yaptırılması mümkündür. Zira bu iş yerinin asıl faaliyet alanı kapı kolu üretimidir ve temizlik işleri yardımcı iş niteliğindedir. Ancak bu işyerinde örneğin kapı kollarının üretim yeri ile parlatma işleminin yapıldığı bölümlerin bölünerek taşeron işçilere verilmesi mümkün değildir. Çünkü kanun bu durumu; ‘’İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez’’ hükmü ile yasaklamış bulunmaktadır.

Durum bu olmakla beraber kamu kurumları açısından özel bir düzenleme söz konusudur. 5393 sayılı Belediye Kanunu madde 67 uyarınca belediyelerin yürütmekle görevli olduğu yani belediyelerin asıl işi niteliğinde olan bazı işlerin ihale ile taşeronlara yaptırılabileceği düzenlenmiştir. Aynı şekilde benzer bir hüküm Elektrik Piyasası Kanununda da bulunmaktadır. Düzenlemeler ile bu kurumlar faaliyet alanları olan asıl işleri de taşeron işçilere yaptırabilecektir.

Taşeronluk sözleşmesi asıl işveren ile taşeron arasında yazılı olarak yapılır ve bu sözleşme ile birlikte işyeri tescili için gereken diğer belgeler Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü’ne bildirilir. Sözleşmede bulunması gereken hususlar için yol göstermesi için bir yönetmelik de çıkarılmıştır.

Taşeron ile çalışma şekli asıl işverenlere bir takım avantajlar sağlamaktadır. Bu avantajların başında engelli ve eski mahkum çalıştırma zorunluluğu için gereken 50 işçi sınırında taşeron işçilerinin bu sayıya dahil edilmemesi, yine iş güvencesi kapsamına girilebilmesi için gereken 30 işçi sınırının belirlenirken taşeron işçilerinin bu sınıra dahil olmaması ve işçinin kıdem hesabı yapılırken işveren yanında çalışma koşulunun esas alınması gelmektedir. Uygulamada bir taşeron aldığı leri çoğunlukla bir yıl veya daha az süreli olarak sürdürmekte bu şekilde işçinin kıdeminin dolması engellenmeye çalışılmaktadır. Bir yıllık sürenin dolmasından önce işyeri başka bir taşerona devredilmek sureti ile sorumluluktan kaçma yoluna gidilebilmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki bu gibi hallerin titizlikle incelenmesi ve olayın özelliklerine göre en makul çözüme gidilmesi gerekir.

TAŞERON İŞÇİNİN HAKLARI NELERDİR?

Taşeronluk ilişkisi hem taşerona hem de asıl işverene taşeron işçi karşısında sorumluluk yüklemektedir. Kanunda bu sorumluluk;  ‘’Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur’’ şeklinde tanımlanmıştır. Bu hükümden yola çıkarak taşeron işçinin işverene karşı sahip olduğu haklarını hem asıl işverene hem de taşerona karşı kullanabileceği anlaşılmaktadır. Burada özellik gösteren nokta sorumluluğun müteselsil sorumluluk olmasıdır. Bu sorumluluk halinde taşeron işçi sahip olduğu hakları hem asıl işverene hem taşerona hem de ikisine birlikte yöneltebilecektir. Bu yönüyle taşeronluk ilişkisinin aslında işçiye daha sağlam bir koruma sağladığı söylenebilir. Ancak bazı durumlarda talebin taşerona yöneltilmesi zorunluluğu olduğu söylenebilir bunların başında işe iade talepleri gelmektedir. Zira işçiyi çalıştıran ve onu işten çıkaran taşeron olup tekrar e alacak olan da taşerondur.

Yukarıda taşeronluk hukuki kurumu ve taşeron işçinin hakları kısa bir şekilde anlatılmaya çalışılmıştır. İş hayatının ve ekonominin birçok sorun üreten bu kurumunun bütün yönleri ile ele alınması çalışmanın kapsamını aşacak hacimdedir. Bu ilişkinin bulunması halinde işçilerin ve işverenlerin hak kayıplarının önüne geçilebilmesi için tarafların alanında uzman avukatlardan hukuki destek almasında hayati önem bulunmaktadır. İş avukatı İzmir, işçi ve işverenlerin haklarını korumak ve hukuki süreçleri yönetmek adına gereken bilgi ve deneyime sahiptir.

AV.BARIŞ ÖZKAYMAK

Kapital Hukuk - İzmir Avukat & İzmir Hukuk Bürosu
Kapital Hukuk - İzmir Avukat & İzmir Hukuk Bürosu

Av. Harun Ümit Eren ve Av. Bahadır Gökhan Kaya’nın 2016 yılında kurmuş olduğu Kapital Hukuk Bürosu; değişen ve globalleşen dünyaya müvekkillerinin uyumlanmasını hedefler. Bünyesindeki avukatları, sigorta uzmanları ve icra ekibiyle, ticari faaliyetler için yurtiçi veya uluslararası alanda Ticaret Hukuku, İş Hukuku, Sigorta Hukuku, İcra-İflas Hukuku ve Vergi /SGK Hukuku alanlarında yoğunlaşarak daha kaliteli ve kapsamlı hizmet vermeyi hedefler.

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on email
Email

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İzmir Avukat İletişim & Telefon Numarası

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN