Müteahhidin hukuki ve cezai sorumluluğu konusu son yaşanan İzmir Depreminden sonra tekrar gündeme gelmiştir. Kıtasal hareketliliğin fazla olduğu Anadolu’da levhalardaki hareketlilikten dolayı çok fazla deprem görülmektedir. Türkiye’de Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu Fay Hattı olmak üzere 3 büyük fay hattı bulunmaktadır. Bu fay hatlarına bağlı olarak daha küçük çaplı fay hatları olduğundan Anadolu’nun birçok yerinde depremlere neden olmaktadır.
30 Ekim’de meydana gelen İzmir depremi tüm Türkiye’yi derinden yaralamıştır. Söz konusu depremde birçok can ve mal kaybı oluşmuştur. Bunun yanında birçok yapı da zarara uğramıştır. Bu durum vatandaşların mağduriyetine yol açmıştır. Bu yazımızda depremde hasar gören yapılarda müteahhidin cezai ve hukuki sorumluluğunu inceleyeceğiz.
DEPREM SONRASI MÜTEAHHİTİN HUKUKİ VE CEZAİ SORUMLULUĞU
Öncelikle müteahhidin hukuki bir sorumluluğunun doğması için bu binayı kural ve kaidesine uygun yapmaması gerekmektedir. Kullanılan malzemenin uygun olmaması, statiğin hesaplanmaması, plan ve projenin uygun olarak çizilmemesi gibi eksik veya hatalı olarak yapılması gerekmektedir. Yani müteahhidin bir kusuru olmalıdır. Bu kusurun oluşmasını sonrasında müteahhidin ayıba karşı tekeffül sorumluluğu doğmaktadır.
Ayıba karşı tekeffül sorumluluğunun doğması için tamamlanan eserin teslim edilmesi gerekmektedir. Teslim ise müteahhidin sözleşmeye göre tamamladığı eseri iş sahibinin emirine vermesi ve onun doğrudan zilyetliğini sağlanmasıdır. Teslim ile birlikte iş sahibinin ihbar ve muayene yükümlülüğü başlamaktadır. Eserin tesliminden sonra iş sahibi tarafından eser kontrol edilmeli ve eksiklikleri müteahhide bildirmelidir. İş sahibinin muayene ve ihbar külfeti sadece açık ayıplar için geçerlidir.
Bunun yanında yapıda açıkça görülen herhangi bir ayıp yoksa ve binadaki kusur deprem anında açığa çıkmışsa bu durumda arsa sahiplerinin yapacağı ilk iş durumu müteahhide ihbar etmektir. Yapılan ihbar sonucunda arsa sahiplerinin seçimlik hakları ortaya çıkar. Bu haklar TBK. m.475’de düzenlenmiştir. Hükme göre arsa sahiplerinin 3 adet seçimlik hakkı mevcuttur. Bunlar;
- Kusurun giderilmesini isteme: Eğer deprem sonrası ortaya çıkan kusur giderilebilecek türdense arsa sahipleri, bu kusurun giderilmesini müteahhidden talep edebileceklerdir. Ancak kusurun giderilmesi (binanın yeninden inşası gibi) aşırı bir masrafı gerektiriyorsa bu durumda arsa sahiplerinin kusurun giderilmesini talep etme hakları bulunmayacaktır. Bu durumda arsa sahipleri aşağıdaki yollardan birini tercih edebilir.
- Bedel iadesi: Arsa sahipleri için bir diğer alternatif ise ortaya çıkan kusurdan ötürü müteahhide ödenen bedelin belirli bir oranda iade edilmesidir. Örneğin dairelerinden biri kullanılmaz hale gelen arsa sahibi, bu dairenin bedelinin iadesini talep edebilecektir yahut arsa sahibi, kusuru düzeltmek için kendi yaptığı masrafları talep edebilecektir.
- Sözleşmeden dönme: Eğer depremle birlikte müteahhidin işinde esaslı bir kusur ortaya çıkmışsa arsa sahibi sözleşmeden dönülmesini isteyebilecektir. Tüm binanın tümüyle yıkılması örneğinde arsa sahibi, eğer kusur bütünüyle müteahhite aitse ödediği bedeli(yahut verdiği arsa payını) iade alacak ve hatta arsadaki hafriyatın temizletilmesini dahi isteyebilecektir.
Tüm bu imkânlara ilave olarak arsa sahipleri,uğradıkları zararın tazminini de isteyebileceklerdir.Örneğinsözleşmeden dönen bir arsa sahibi, garajdaki arabasının göçük altında kalmasından kaynaklanan zararının tazminini de isteyebilecektir.
Ayrıca müteahhitlerin sorumluluğu, inşaatın arsa sahibine teslimden itibaren5 yıl, eğer ağır bir kusur varsa 20 yıllık süre için geçerlidir. Dolayısıyla arsa sahipleri, bu sürelerin geçmesiyle birlikte müteahhitlerden herhangi bir hak talep edemeyeceklerdir.
Deprem Sonrası Hasar Gören Binalarda Müteahhidin Hukuki ve Cezai Sorumluluğu Sınırı Nedir?
Temel kural olarak müteahhitlerin gerekli özeni göstermemesinden ve ruhsata aykırı şekilde bina inşa etmesinden doğan zararlardan sorumluolacağını belirtmek gerekir.
Bu kapsamda müteahhitler; kolon ve kirişlerin bağlantısında sorun olması, etriye demirinin eksik kullanılması, beton kalitesinin düşük olması, yıkanmamış deniz kumu kullanılması, kolonların gereğinden fazla kısa olması yahut ucuz işçilik gibi sebeplerle meydana gelecek tüm hasarlardan sorumlu olacaktır.
Dolayısıyla sayılanlara benzer sebeplerden ötürü bir bina depremde hasar görürse müteahhidin bu zarardan sorumlu olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Ancak bu kusurlar arsa sahibinin (kolonların kısa olması gibi) teslim esnasında görebileceği ayıplarsa müteahhitlerin sorumlulukları daha dar yorumlanacaktır. Zira arsa sahibi o haliyle inşaatı kabul etmiştir. Görünmesi güç gizli kusurlarda ise teslimden sonra da müteahhidin sorumluluğu devam edecektir.
Bunun yanında depremden doğan her türlü zarardan müteahhidin sorumlu olması düşünülemez. Zira özellikle çok şiddetli depremlerde müteahhitler gerekli özeni gösterse dahi hasar meydana gelebilecektir. Bu sebeple müteahhit meydana gelecek zarardan üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği oranda sorumlu olmayacaktır.
DEPREM SONRASI MÜTEAHHİTİN CEZAİ SORUMLULUĞU
Müteahhidin cezai sorumluluğunun ortaya çıkması için yapıyı meydana getirirken gerekli özeni göstermemesi binayı kural ve kaidesine uygun yapmaması gerekmektedir. Nitekim yapıyı eksiksiz ve usulüne uygun olarak meydana getiren müteahhidin yaptığı yapı yine de deprem sebebiyle yıkılırsa illiyet bağının kesilmesi sebebiyle, müteahhide bir sorumluluk yüklenemeyecektir.
Örneğin yapı denetim firması gittikten sonra demirleri yarı yarıya azaltan müteahhit yapıyı uygun yapmadığı için tabii ki bir can ve mal kaybı olması halinde cezai ve hukuki sorumluluğu doğacaktır. Cezai sorumluluk bakımından ise yapının uygun şekilde yapılmaması halinde uygun olsaydı hiç doğmayacak bir ölüm veya yaralama meydana gelirse müteahhit taksirle öldürme ve yaralamadan sorumlu olacaktır.
Deprem gibi doğal afetler sonucunda birçok kişi geri dönülemez zararlara uğramaktadır. Bu zararların tazmini ve kişilerin hukuksal haklarının korunması için uzman ve güvenilir bir avukat veya yasal danışman ile çalışılmalıdır.
İzmir Kapital Hukuk ve Danışmanlık olarak; İzmir ve çevre illerde, hukuki sorun ve çözümü, uyuşmazlık konularında danışmanlık ve temsil faaliyetleri gibi yargı ihtiyaçlarınızda danışabileceğiniz merciler olarak buradayız. Kapital Hukuk Büromuz ile bu ve benzeri birçok dava konusunda detaylı bilgiye ana sayfamızdan ulaşabilirsiniz. Merak ettiğiniz geri kalan birçok konuda ise Kapital İzmir Avukatlık Hukuk Bürosu İletişim bilgilerinden birini tercih ederek bizlere danışabilirsiniz.
Av. Harun Ümit EREN İzmir Avukat