Uyarlama Davası Nedir?
Sözleşmelerin kurulmasından sonra önceden tahmin edilemeyen sebeplerle sözleşmenin içerdiği şartlarda önemli değişiklikler meydana gelebilir. Bu şekilde meydana gelen değişiklikler sözleşmenin kurulduğu zamandaki amacının sapmasına, taraflar arasındaki eşitliğin bozulmasına yol açabilir. Bu durum özellikle kira sözleşmesi gibi sürekli borç ilişkisi içeren sözleşmelerde söz konusudur. Salgın, deprem, doğal afet, kıtlık, savaş gibi öngörülemeyen durumlarda, borçlunun sözleşmeye aynı şekilde devam etmesinin beklenmesi hakkaniyete de ters düşecektir. Bu durumda, taraflar arasındaki sözleşmede eşitsizliğin azaltılması amacıyla borçlu tarafından kira uyarlama davası açılacaktır. Uyarlama, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 138’inci maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre;
“Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir.”
Taraflar, sözleşmede değişen şartlar olması durumunda uygulanacak uyarlama kuralı koyabilirler. Fakat gerçek anlamda uyarlama, kira uyarlama davasının açılmasıyla hakim tarafından gerçekleştirilir. Hakim tarafından uyarlamanın gerçekleştirilebilmesi için belirli şartlar mevcuttur.
Uyarlama Davası Şartları
Geçerli Bir Sözleşme Olmalıdır
Kira sözleşmelerinin kira uyarlama davasına konu olabilmesi için öncelikle yapılmış olan bu sözleşmenin hukuken geçerli olması gerekir.
Uyarlama İsteyenin Kusuru Olmamalıdır
Uyarlama davası açabilmek için gereken en önemli şart, kira sözleşmesinde öngörülemeyen sebeplerden dolayı değişiklik meydana gelmesidir. Bu sebepler deprem, doğal afet, salgınlar, kıtlık, savaş olarak örneklendirilebilir. Uyarlama davasının bir diğer önemli şartı da uyarlama talebinde bulunan tarafın, şartların değişmesine kendi kusuruyla sebebiyet vermemesidir. Kendi kusuruyla şartları eşitsizliğe sürükleyen tarafın uyarlama isteği reddedilir. Doğal olarak deprem veya doğal afet gibi durumlarda borçlu tarafın kusurundan bahsedilemeyeceğinden, bu sebeplerle kira sözleşmesinin uyarlanması istekleri kabul edilecektir.
Borç Henüz İfa Edilmemiş veya Çekince Konularak İfa Edilmiş Olmalıdır
Eğer ki borçlu tarafından ifa tam anlamıyla gerçekleşmiş, borçlu ifanın zorlaşmasından dolayı doğan haklarını saklı tutmadan borcunu yerine getirmiş ise, uyarlama davası söz konusu olamayacaktır. İfa edilmiş bir borç sözleşmeyi sona erdirecek ve sona ermiş bu sözleşmede uyarlama yapılamayacaktır. Uyarlama davası açmak isteniyorsa borcun ifa edilmemesi gerekir.
Gerçekleşen Olağanüstü Durum Sonucunda Borçlu Aşırı İfa Zorluğu Çekmelidir
Kira sözleşmesinin uyarlama davasına konu olması için, gerçekleşen öngörülemeyen durum, borcun ifasını aşırı zorlaştırmalı, borçlunun aşırı ifa zorluğu çekmesine sebep olmalıdır. Bir diğer deyişle, hakkaniyet ilkesi gereğince borçlunun bu şartlarda sözleşmeyi devam ettirmesi mümkün olmamalıdır. Açılan uyarlama davası sonucunda hakim, borçlunun ne kadar ifa zorluğu içinde bulunduğunu araştıracak, kira sözleşmesini buna göre uyarlayacaktır. Hakim uyarlamayı yaparken aynı zamanda her iki tarafın menfaatini göz önünde tutacaktır.
Kira Uyarlama Davası Yetkili ve Görevli Mahkemeler
Kira sözleşmesinin değişen şartlara uyarlanması davasında görevli mahkeme, HMK 4’üncü maddeye göre, Sulh Hukuk Mahkemeleridir.
Kira sözleşmesinin gerçekleştiği, söz konusu kiralanan taşınmasın bulunduğu veya davalının yerleşim yeri mahkemeleri de uyarlama davasındaki yetkili mahkemelerdir.
Kira Uyarlama Davası Zamanaşımı Süresi
Uyarlama davasında herhangi bir zamanaşımı süresi bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde aşırı ifa zorluğu ortaya çıkan borçlu, istediği zaman yetkili ve görevli mahkemeye uyarlama davasıyla başvurabilir. Ancak hak kayıplarını en aza indirmek için uyarlama davasının, şartların değişmesiyle birlikte ivedilikle açılması gerekmektedir.
Uyarlama davasının açılması ve takibi, hak kayıplarının en aza indirilmesi için önemle ve titizlikle yapılmalıdır. Dava süreci uzun, yorucu ve kafa karıştırıcı olabilmektedir. Bu sebeple kira sözleşmelerinden dolayı açılacak uyarlama davalarında, borçlar hukuku alanında uzman bir gayrimenkul avukatı ve yasal danışman ile çalışılmalıdır.
Bizler de tam da bu sebepten, İzmir Kapital Hukuk ve Danışmanlık olarak; İzmir ve çevre illerde, borçlar hukuku alanında, hukuki sorun ve çözümü, uyuşmazlık konularında danışmanlık ve temsil faaliyetleri gibi yargı ihtiyaçlarınızda danışabileceğiniz merciler olarak buradayız. Kapital Hukuk Büromuz ile bu ve benzeri birçok dava konusunda detaylı bilgiye ana sayfamızdan ulaşabilirsiniz. Merak ettiğiniz geri kalan birçok konuda ise Kapital Hukuk Bürosu İletişim bilgilerinden birini tercih ederek bizlere danışabilirsiniz.
Av. Harun Ümit EREN
Bir Yanıt