YABANCI MAHKEME KARARLARININ TANINMASI
Yargı kararlarının, kararın verildiği devlet ülkesi dışında etki göstermesi tanıma ve tenfiz yoluyla sağlanır. Tanıma ve tenfizin usul ve koşulları kararın etki göstereceği ülke tarafından veya bazı durumlarda da milletlerarası sözleşme hükümleriyle belirlenir. Türk hukukunda da yabancı mahkeme kararları bazı haller dışında ancak tanıma ve tenfiz yoluyla kesin hüküm, kesin delil etkisi yaratabilir ve icra kabiliyeti kazanabilir. İzmir avukat, yabancı mahkeme kararlarının Türk hukuk sisteminde tanıma ve tenfiz yoluyla geçerlilik kazanması sürecinde müvekkillerine rehberlik ederek hukuki destek sağlayabilirler.
Yabancı mahkeme kararların tanınması ve tenfizi Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun ile düzenlenmiştir.
Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ile, kesinleşmiş yabancı mahkeme kararının maddi anlamda kesin hüküm ve kesin delil etkisi kazanmasını sağlar.
Tenfiz, yabancı mahkeme kararına ayrıca cebri icra kabiliyeti kazandırır.
Yabancı mahkeme kararlarının tanınması nedir?
Şekli anlamda kesinleşen yabancı mahkeme kararlarının verildiği ülkede sahip olduğu maddi anlamda kesin hüküm ve kesin delil etkilerinin icra kabiliyeti tanımadan kabul edilmesidir.
“Tanıma
MADDE 58 – (1) Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz.
(2) İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir.
(3) Yabancı mahkeme ilâmına dayanılarak Türkiye’de idarî bir işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır.”
“Kesin hüküm ve kesin delil etkisi
MADDE 59 – (1) Yabancı ilâmın kesin hüküm veya kesin delil etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder.”
Yabancı ülkelerde yargı organlarının katılımı olmadan verilen kararlar hukuki olarak yargı kararı kabul edilemeyeceğinden tanımaya konu olamazlar. Bunun istisnası aksini öngören bir kanun hükmü veya milletlerarası bir anlaşma ile sağlanabilir. Bu düzenlemelerden biri Nüfus Hizmetleri Kanunu madde 27/A’dır. Buna göre:
“Yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca verilen boşanma kararlarının nüfus kütüğüne tescili
MADDE 27/A – (Ek: 17/4/2017-KHK-690/4 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7077/3 md.)
(1) Yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararlar; bizzat veya vekilleri aracılığıyla tarafların birlikte veya taraflardan birinin ölmüş ya da yabancı olması halinde Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilinin tek başına başvurması, verildiği devlet kanunlarına göre konusunda yetkili adlî veya idarî makam tarafından verilmiş ve usulen kesinleşmiş olması ve Türk kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması şartlarıyla nüfus kütüğüne tescil edilir.
(2) Nüfus kütüğüne yapılacak tescil işlemleri, yurt dışında kararın verildiği ülkedeki dış temsilcilikler, yurt içinde ise Bakanlık tarafından belirlenen nüfus müdürlükleri tarafından yapılır.
(3) Bu maddede sayılan şartlar yerine getirilmediği gerekçesiyle tescil talebi reddedilen kararların Türkiye’de tanınması, 27/11/2007 tarihli ve 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun uyarınca yapılır.
(4) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından yönetmelikle belirlenir.”
NHK madde 27/A özel bir doğrudan tanıma örneğidir. Bu düzenleme sayesinde Türk hukukunda ilk defa yabancı mahkeme kararlarının tanınması şartına bağlanmaksızın ülkemizde hüküm ve sonuç doğurabilmektedir. Bu düzenlemeyle aynı zamanda evlat edinmeye ilişkin idari kararlar ve evlilik birliğinin sona ermesine ilişkin yabancı idari kararlar da Türk hukukunda sonuç doğurabilecektir.
Hukukumuz bakımından yabancı mahkeme kararlarının tanınması iki yolla gerçekleşir:
- Türk mahkemesinde bağımsız bir dava açarak tanıma
- Türk mahkemesinde görülmekte olan bir dava içinde tanıma
Madde 58’e göre yabancı ilamın kesin hüküm itirazı olarak kabulü veya kesin delil etkisinin kabulü için tanınması bağımsız bir davayla talep edilebilir veya görülmekte olan bir davada da istenebilirken yabancı ilama dayanarak Türkiye’de idari bir işlem yapılmak istenirse tanıma bağımsız bir dava ile istenmelidir.
Tanıma ve tenfizin ön koşulları nelerdir?
- Yabancı bir mahkeme tarafından verilen bir karar bulunmalıdır.
- Bu karar hukuk davalarına ilişkin olmalıdır.
- Karar kesinleşmiş olmalıdır.
Tanıma ve tenfizin asli koşulları nelerdir?
- Türkiye Cumhuriyeti ve ilamın verildiği devlet arasında bir tür karşılıklılık (sözleşmesel, hukuki, fiili) bulunmalıdır. Bu koşul yalnızca tenfiz için geçerlidir.
- İlam Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olmalıdır.
- Hüküm kamu düzenine açıkça aykırı olmamalıdır.
- Karar davalının savunma hakkına riayet edilerek verilmiş olmalıdır.
Diğer yazılarımıza göz atmak için linke tıklayabilirsiniz.
Av.Harun Ümit Eren
Stj.Av.Çağla Ersungur
Sosyal Medyada Bizi Takip edin
https://www.facebook.com/kapitalhukuk
https://twitter.com/kapital_hukuk
https://www.instagram.com/kapitalhukuk/
https://tr.linkedin.com/company/kapi%CC%87tal-hukuk